Hyunjin
Minho'nun şüpheli bakışları beni rahatsız ederken Chris'in nerede kaldığını merak ediyordum. Bahçedeki konuşmamızdan bu yana onu görmemiştim ve akşam yemeği neredeyse hazırdı. Christopher.. Hiç değişmemiş. Hala aynı sakin ve rahatlatıcı ses tonuna sahip, aynı bakışlar, aynı yakışıklılık. Sanırım değişen tek şey vücudu. Onu en son gördüğümde bu kadar kaslı değildi. Her şeyiyle kusursuz olan ilk arkadaşım ve ilk aşkım.
Beni hatırlamasını beklemiyordum zaten ama yine de bakışlarındaki boşluk canımı acıtmıştı. Yıllar önce beni kurt istilasından kurtarıp, karnımdaki yara iyileşene kadar yanımda kalmıştı. Hiç arkadaşım olmadığını öğrendiğindeki masum ifadesi hala aklımda. O kadar üzülmüştü ki o günden sonra onun kalıcı dostu olacağıma söz vermişti. Ayrılsak bile hep birlikte olacağımıza. Zaman bizi ayırmıştı. Ona gerçek adımı bile söyleyemeden babam beni ondan koparmıştı. Fakat ben onun kim olduğunu öğrenmiştim. Yıllarca asla ondan vazgeçmedim ve bir gün buluşacağımızın hayalini kurdum.
Sonunda hayalim gerçekleşmişti fakat bir kabusa dönüşerek. Ona layık olmadığımı, ucube bir alfa olduğumu biliyordum ama onu bu şekilde kaybedeceğimi hiç düşünmezdim. Kardeşimin her şeyi aldığı gibi onu da benden almasına izin verebilecek miydim?
"Çok düşünceli görünüyorsunuz alfa Hyunjin. Yemeğinize dokunmadınız bile." Minho'nun iğneleyici sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsemiş ve ona bakmıştım.
"Aklım kardeşimde kaldı onu düşünüyordum kusura bakmayın lütfen." Minho beni tanıyordu fakat abisiyle aramda olanları bilmiyordu. Onun gözünde kendi özünü reddeden feminen bir alfadan başka bir şey olmadığımı biliyordum. Zira bunu birçok sözüyle belli etmişti zamanında.
Yemek bittiğinde benim için hazırlanan misafir odasına geçmiştim. Kıyafetlerimi değiştirip yatağıma geçeceğim sırada bahçedeki ışık dikkatimi çekmişti. Acheron'un bu kadar güzel bahçeli bir evi olması beni şaşırtmıştı. Duyduğuma göre bu klan karanlığa gömülüydü hem de her anlamda.
Merakıma engel olamayıp odadan çıkmış ve sessizce bahçeye inmiştim. Bahçede biraz dolaşmaktan zarar gelmezdi sonuçta. Işığın yoğun olduğu alana yöneldiğimde arkası dönük olan Chris'i görmüştüm. Yanında yaşlı bir adam vardı muhtemelen babasıydı.
"O alfadan uzak dur Chan. Onun gibi birinin klanımıza gelmiş olması bile utanç verici bizim için. Nasıl giyinmiş gördün mü utanmaz. Kardeşi gelir gelmez onu evine postala. Bir daha buraya gelmeyeceğinden emin ol."
Yaşlı bunağın söyledikleri zerre umurumda değildi çünkü çok daha kötülerini duymuştum fakat Chris'in duygusuz bir şekilde onaylaması ve tek bir kelime dahi etmemesi.. gözyaşlarım benden bağımsız akarken hızlıca orayı terk etmiş ve odama dönmüştüm.
Madem beni hatırlamıyorsun ve babanın düşüncelerini paylaşıyorsun, o zaman ben de sana kim olduğumu hatırlatmalıyım demek ki Chris. Sahip olduğum tek şeyi kardeşime bırakamam, bunu yaparsam kendime olan inancımı da kaybedeceğimi biliyorum çünkü. O sözleri onayladığına pişman olana kadar benden kurtuluşun yok alfa, bekle ve gör.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden (Hyunchan/Minsung)
Fiksi PenggemarAcheron ve Elysion kuzey bölgesinin en güçlü sürüleridir. Bu iki klanın liderleri yaptıkları bir anlaşma ile alfa ve omega olan oğullarını evlendirmeye karar verir. İki gencin fikirlerine önem verilmediği gibi kardeşleri ve yakınlarının da hayatları...