Okuldan çıktığım da direkt Hazar'ın dükkanına doğru ilerledim. Dün okuldan çıktıktan sonra bana gel demişti, bugün fazla yoğun olmayacakmış. Tabi ki böyle bir zamanı kaçırmam mümkün değildi.
Sokağa girdiğimde mahallenin çocukları kaldırımda oturmuş sohbet ediyordu, bazıları ayaktaydı bazıları ise duvara yaslanmıştı,kimisi benden büyük kimisi de benimle aynı yaştaydı. Hepsini tanıyordum.
Biraz daha yürüdüğümde Arif'in de içlerinde olduğunu gördüm, en son Hazar ile kavga etmişti, sonrasında da onu hiç görmemiştim.
Yanlarından geçerken 'selamünaleyküm' dedim. Onlar selamımı alırken hızlıca oradan uzaklaşmaya çalıştım, Arif'in adımı söylemesi ile durmadan devam ettim. Yürüme sesi geldiğinde beni takip ettiğini anlamıştım.
Kolumdan tutup beni kendine çevirdiğinde aynı hızla bende kolumu ondan çektim.
'Ne o kaçıyor musun benden?' serseri gibi güldüğünde öylece durup sinirli sinirli yüzüne baktım.
'Ne istiyorsun?' dedim direkt, şimdi Hazar görüp onunla sohbet ettiğimi düşünürse hiç iyi şeyler olmazdı. Zaten nefret ediyordu Arif'den bide benim yanımda görünce daha da deli olurdu.
'Konuşalım' dedi sadece hiç birşey demeden ona bakmaya başladım. 'sadece iki dakika' dediğinde tam kafamı olumsuz anlamada sallayacakken 'Hazar hakkında ve önemli' dedi.
Ne kadar istemesem de Hazar'la alakalı diyince düşünmeden edemedim.
'Yürüyelim mi?' arkamızda ki çocuklardan zaten uzaklaşmıştık ama demek ki gerçekten önemli birşeydi ki yürümek istiyordu.
'Tamam ama acele et' hafifçe gülümsedi.
Yürümeye başladığımızda hâlâ tek kelime etmemişti. Birazdan Hazar'ın dükkanının önünden geçecektik ve Arif'in ne yapmak istediğini anlamıyordum.
'Bana bak konuşacak mısın sen?' dedim ve durdum, Hazar'ın ve abimin dükkanına çok kısa bir mesafe kalmıştı hatta Hazar dükkandan dışarı çıkıp sağına dönse Arif ve benim konuştuğumu görürdü. Arada minik bir mesafe vardı.
'Konuşayım yavrum' dedi ve koluma elini koydu,kolumu ondan çekip sinirli sinirli yüzüne baktım.
'Amacın ne senin?'
'Kimden korkuyorsun bu kadar sevgilinden mi?' söylediği şeyle kaşlarım düz bir hâl aldı, ne yani o biliyor muydu? Yada yem atmış olabilir miydi?
'Ne saçmalıyorsun sen ya?' dedim sert çıkarmaya çalıştığım sesimle, hafiften korkuyordum, eğer öğrenmişse herkese söylerdi, Arif'in bu zamana kadar adı hep kavgalarda geçmişti aklına ne eserse yaptığı için genelde dayak yerdi.
'Ne o yalanlayacak mısın?' kahkaha attığında ondan bir adım daha uzaklaştım.
'Ne dediğini anlamıyorum,benim sevgilim falan yok' kafasını ağır ağır aşağıya yukarıya salladı, kafasında birşeyi tartıyor gibiydi.
'Demek sevgilin yok, Hazar'ı öylesine kullanıyorsun demek ki' nefessiz kaldığımı hissettim, bu Allah'ın belası bizim sevgili olduğumuzu nereden biliyordu. İşte şimdi bitmiştik.
'Ne Hazar'ı sen kafayı yemişsin, abim o benim abim' dedim sinirli bir sesle, yani bunu gerçek anlamda gözü ile görmeyen kimse anlayamazdı. Kimin aklına gelirdi ki yıllarca abi dediğim insanla ilişki yaşayacağım.
'Şu çırpınışın bile o kadar tatlı geliyor ki gözüme, ya anlamıyorum madem erkekciydin benim gibi biri dururken onda ne buldun?' ellerimi göğsüne koyarak onu geriye doğru ittim. Umarım elinde bir koz yoktur, eğer varsa büyük ihtimalle herşey mahvolacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAR | GAY
RomanceO kadar masum o kadar güzeldi ki ona nasıl kapıldığımı bile anlamamıştım, aklımdan biran olsun çıkmıyordu o güzel yüzü,huzur veren sesi... Her seferinde uyardım kendimi,ondan uzak durmalısın Hazar dedim,o senin kardeşin yerinde dedim ama kalbim beni...