Banyoda ki aynadan kendime baktım ve ağlamak üzere olan yüzüme lanetler ettim,o kadar ağlamak istiyordum ki içeride kendimi tutamamaktan korkuyordum. Sanki yıllardır sevgiliyiz de beni bırakmak istiyor gibi hissettiriyordu.
Benden hoşlandığını düşünmek aptallıktı belki de,zaten ne bekliyordum ki?
Yıllardır abi dediğim adamın bana aşık olmasını mı?
Beni ağlamaya sürükleyen asıl şeyi içten içe çok iyi biliyordum ama bu Hazar'ın az önce söylediği şeylerden sonra bana yük olmaya başlamıştı.
Ben Hazar'a aşıktım,bunu kabul etmek ne kadar zorda olsa, dün bana o şekilde yakınlaşması içimde ki duyguyu dışarıya çıkarmıştı. Onu kıskanmalarım olsun,sahiplenişlerim, kollarında dünyanın en değerli insanı gibi hissetmem.. Hatta daha fazlası.
Ama şimdi dün bana söylediği şeylerin alkolden kaynaklı olduğunu söylemesi veya ifade etmesi beni üzmüştü, terkedilmiş gibi hissediyordum.
Yüzümü soğuk suyla yıkayıp banyodan çıktım, bütün gün onunla yan yana kalamazdım, aklıma sürekli dün akşam bana söylediği güzel sözler geliyordu hemen arkasından da 'hiç o konuları açmana gerek yok ben sarhoşken saçma salak konuşurum, doğruluk payı olmaz' diyişi çınlıyordu.
Abimin odasına ilerleyip kapıyı biraz araladım, içeriye doğru baktığımda ağzım açılmıştı,abimin ve Ali'nin üzeri çıplaktı, üzerlerinde battaniye olduğu için muhtemelen altlarına giydikleri pijamaları göremiyordum.
Ali abimin neredeyse üzerindeydi, kafasını abimin göğsüne koymuş ve çok rahat bir uyku çektiğini belli eden bir yüz ifadesi ile uyuyordu,abimde aynı şekilde neredeyse üzerine çıkmış çocuğun beline sıkıca sarılmıştı.
Onların bu hâli beni gülümsetti, dün o kadar atışmışlardı ki şimdi böyle sarılarak uyuyor olmaları beni mutlu etmişti.
Mutfağa ilerleyip kahvaltı hazırlamaya başladım, dakikalar sonra birinin arkamdan sarıldığını hissettim,kokusu ondan önce geldiği için gelen kişinin Hazar olduğunu zaten biliyordum.
Sabah beni öyle kızdırmıştı ki, yüzüne bakmak dahi istemiyordum.
'Güzelliğim, bırak ben yaparım' boynuma bir öpücük bıraktığında hemen yanından ayrıldım ve buzdolabından birşey alacakmış gibi oraya ilerledim, buz dolabını açtığımda domatesleri görünce hemen aldım ve dolabı kapatıp elimdekileri de tezgahın üzerine bıraktım.
'Ben hallediyorum Hazar..abi' bana dün gece çok umut vermişti,ama sabahında bundan eser kalmamıştı,o zaman benim de abi dememde sorun olmazdı.
Elimde ki kaşığı zeytin kabına sokmuş tabağa doldururken Hazar bir anda kolumu tuttu elimde ki şeyleri yere bıraktığımda beni kendine doğru çevirdi.
Şimdi onun ve tezgahın arasında kalmıştım, kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda sinirli olduğu belli oluyordu.
'Şimdi tekrar söyle bakalım' ellerini iki yanımdan dezgaha koydu ve yüz yüze gelebilmemiz için kafasını eğdi.'Ben hallederim diyorum işte' geri arkama dönmeye çalıştım ama bir anda dikleşip bana doğru bir adım attığında sırtımı iyice tezgaha yasladım ve kafamı kaldırıp gözlerine baktım.
Gözlerinde bir tehdit görmüştüm, hadi tekrar abi de de göstereyim der gibi bakıyordu 'devamı, devamında ne dedin?' diye sordu tekrar.
'Hazar' ağzımdan çıkan tek şey buydu,bu kadar yakınımda olduğu için ne diyeceğimi bile unutuyordum, gülecek gibi olduğunda aklıma gelen şeyle hemen 'abi' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAR | GAY
RomanceO kadar masum o kadar güzeldi ki ona nasıl kapıldığımı bile anlamamıştım, aklımdan biran olsun çıkmıyordu o güzel yüzü,huzur veren sesi... Her seferinde uyardım kendimi,ondan uzak durmalısın Hazar dedim,o senin kardeşin yerinde dedim ama kalbim beni...