Savaş Meydanı

158 35 36
                                    

Selam küçük Şemsiyelerim, öncelikle beğenen ellerinizi öperim. Bu kurgum bölüm olarak uzun sürecek. Sizden bu süreçte etkileşimi kesmemenizi rica ederim. Okuyun, okutturun, beğenin, yorum atın siz adamsınız. ❤️☂️

O zaman devam..

---

Azıcıkda Five anlatsın değil mi ya ? :)

Five'ın gözünden

Saat sabah 11e geliyordu. Dağ evimde haberleri izliyordum. İsimsiz ihbar vermiştim polislere. Büyük bir zevk ile öldürmüştüm o iti. Sevdiğime zarar vermemesi gerekiyordu. Sevdiğime.. Uzun süredir kalbimden gelen haykırışlar. Kulak asmamaya çalıştım. Her defasında başarısız oldum. Benden hoşlandığını söylediğinde ilk defa hissettiğim o duygular.. Mutluluk, heyecan, karın ağrısı ve sayısız his. Kimseye böyle hissetmemiştim. O parlıyordu. Tüm insanların içinde o parlıyordu. Bunun sonunun kötü biteceğinden adım gibi emindim. Benim yanımdaysa sonu kanlı biterdi. O yüzden kendimi ondan, onu ise kendimden uzak tutmam gerekiyor. Zor olacak günebakan.. Ama deneyeceğim. Zaten hatırlamıyordur söylediklerini veya benim söylediklerimi. Bir şekilde yapmam gerek.

Telefonumun çalma sesi ile cebimden telefonumu çıkardım. Binlerce kez aramışlardı kardeşlerim. Ama birini öldürdüğüm için ulaşmak istiyorlardı bana. Arayan Diego'ydu. Cevap vermedim ama üstüne mesaj attı.

Diego: Şu telefonu açar mısın Five ? Önemli bir konu var, Liya ile ilgili..

Ne olabilirdi ki ? Başına bir şey mi gelmişti ? Yarasına mı bir şey olmuştu ? Özellikle yarası açılmasın diye çok güzel bir dikiş atmıştım. Aşırı gerildiğim ve tedirgin olduğum için ben aradım Diego'yu.

Diego aranıyor..

Diego: Alo ! Seni ahmak herif neredesin?!

- O nerede ?

Diego: Liya haberleri öğrendi. Seni aramaya çıktı Five. Sargısını dahi attı.

- Kim söyledi benim yaptığımı ? Siz biliyor muydunuz ?

Telefondan gelen boğuşma seslerinden anladığım kadarıyla yine Luther ile kavgaya tutuşmuşlardı.

Allison: Five, benim Allison. Bak kimse bir şey demedi. Kendi anladı ve korkmuştu. Nedenini bilmiyoruz çıkıp gitti. Ayrıca bizde anladık senin yaptığını. Neden yaptın bunu ? Hani hükumete teslim edecektik ?!

- Tamam Allison ben bulacağım Liya'yı. Sonra konuşuruz.

Allison: Aramaya çıkıyorduk Liya'yı. Çıkmayalım mı ?

- Sen şu koca bebekleri ayır. Liya'yı bulurum.

Allison: Tamam görüş..

Telefonu Allison'ın suratına kapatıp hızlıca ışınlandım. Sokaklara bakacaktım. Söylediklerini unutmamış mıydı acaba ? Peki ya unutmadıysa onu gördüğümde ne tepki verecektim ? Neyse olması gereken olacak Five. Toparlan !

---

Uzun bir arayıştan sonra Liya'yı bulmuştum. Peşinden gidiyordum açıkçası. Belliydi beni aradığı. Elini cebine atıp telefonunu aldı. Yavaş adımlarla yürüyor ve telefona bakıyordu. Çalan telefonum yüzünden arkasına dönüp bakacaktı ki hızlıca daha uzağa ışınlanmıştım. Beni arıyordu tekrar. Ama umudu yok gibiydi ve bir köşeye geçti.

Cool kız arıyor..

Bir süre telefonum çaldı ve kapandı. Dayanamayıp önüne ışınlandım. Kafasını yerden bana doğru kaldırdığında gözünden yaş geldiğini görmüştüm. Mavi, parlak gözler. Göz yaşlarını silip ona sarılmak yerine ciddiyetimi bozmadan cevap verdim.

ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin