Merhabalar küçük Şemsiyelerim, ben döndümmm :) geç oldu bunun farkındayım çoğunuzla özelden de görüştüm beni affedin ❤️ Bu konuşmayı uzatmadan yeni bölüme geçmek istiyorum. Başlıyoruzzz :)---
Kalp atışı bölümünün son kısmı. Hatırlatma>>
- Ulan Klaus bir rahat vermiyorsun abicim ! Ne var ?
Klaus: Ara Nancy'i. Kız kıza alışverişe çıkacağız !!
- Sabahın 9u Klaus rüyanda mı gördün ?
Çoktan giyinip süslenmişti bile. Garip bir tip ama fazlasıyla tatlı. Küçük kız kardeş tipi vardı. Eheheh.
Klaus: Asla inanmazsın.. Evet rüyamda gördüm. Sen ben Nancy ve bizim kızlar alışveriş yapıyorduk. Diğerlerine dedim ama beni kovdular..
- Gideriz.
Klaus: Neeeeee???!!!
- Gideriz işte. Alacaklarım vardı benimde.
Klaus: Sen artık sarışın bomba değil canlı bombasın ! Sen benim en sevdiğim kardeşimsin beee !!
Yanağıma sulu sulu öpücük bıraktıktan sonra sekerek odamdan çıktı.
>>>
Nancy: Şu elbiseyi bari alalım Klaus noluuuur ?!
Klaus: Sen iste yeterki alışveriş merkezini üstümüze yapalım bebeğim.
- Yani Nancy görende Klaus bize hiçbir şeyi aldırmıyor sanacak ellerim koptu torba taşımaktan.
Nancy: Sus be sen istiyorum o elbiseyi.
- Tamam tamam ! Benden bu kadar şu köşedeki masaya geçeceğim, alın gelin ne alacaksanız. Ve sonra yemek yiyelim bayılıp düşeceğim şuracıkta.
Klaus: Ah belalı civcivim başına bir iş gelmesin yoksa Fifi beni duvardan duvara çarpar. Ağlarım...
Çoktan arkama dönüp yürümeye devam ettim. Evet kesinlikle yanlış bir fikirdi bu ikili ile alışverişe çıkmak. Dizlerimi artık beni taşımıyordu. Dün gece olanları düşündükçe güç almaya çalışıyorum. Five ile birlikte uyumuştuk. Nefesi.. Kokusu.. Kalp atışı.. Bir umut vardı sanırım değil mi ? Annemin bir sözü vardı. "Nefes alıyorsak bir umut vardır." Umudum belki hayallerimden kırılıyor ama atılan tek bir adım bile içimdeki ormanı yeşertiyor. Bunun tarifi çok zor. Sandalyeye oturduğum gibi elimdeki torbaları bırakmıştım. Aklımdaki tek düşüncem dün gece. Zihnimde beliren görüntü sebebi ile yanaklarım al al olmuştu. Bir insan bir insanı böyle sever mi ? Mesela Jasper'ı hiç böyle sevdiğimi hatırlamıyorum. Yani her defasında yeni sakarlıklar oluyor. Elimi koyacak yer bulamıyorum. Açıkçası midem bulanıyor ve sanırım hislerim ciğerime doluyor.
Uzaklara dalıp gidişimi dağıtan sert ve soğuk bir ses oldu. Bu sesi tanıyorum.
Lucifer: Normalde buralara gelmem ama sana ulaşabilmek imkansız.
Dehşete düştüğüm mimiklerimden anlaşılıyordu. Sese doğru döndüğümde mafya tarzı bir Lucifer görmek yerine spor giyimli daha çok gizlenmeye çalışmış Lucifer ile karşılaştım. Siyah kapüşonunu kafasına geçirmiş gözünde ise siyah havalı gözlüğü vardı.
Lucifer: Ciddi anlamda güzelsin. Her neyse müsait mi burası ?
Karşı sandalyeyi gösterdi.
- Hayır, git burdan.
Lucifer: Hala kızgınsın bana, haklısın.
Karşıma geçtiği gibi sandalyeye güzelce yerleşti. Artık gitme vaktim gelmişti. Aslında içime çöken sıkıntım zirve yapmıştı. Sanırım yine belayı çekiyorum. Hızlıca torbaları elime alıp oturduğum yerden kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlık
FanfictionLiyadan "Liadan" Owens. Kurgumun ana karakteri. Tua evrenindeki özel yetenekli çocukların içinden olmayan, tamamen farklı bir evren karakteri olan, İrlanda soyundan gelen genç kız. Kendisi bir ölüm perisidir. İki dünya karşılaşırsa ne olur ? "Bansh...