Yazma tarihi: 28.12.2023
Merdivenlerden çıkan hızlı ayak sesleri etrafa yayılıyor genç adamın her bir adımı içinde ki kıvılcımın yükselmesine teşvik ediyordu. İçinde ki ihanet duygusu ve sorumluluk bilinci her ne kadar kabul etmek istemese de strese sokuyordu.
Stres, dalgınlık ve karasızlık tersti genç adam için. O Gökhan Demir'di ve bu zamana kadar böyle büyümüş böyle yaşamış ve ömrünün sonuna kadar bu düşünce ile yaşayacağını düşünüyordu. En çok güvendiği çalışanı onu dolandırıp en büyük düşmanına bilgi sızdırırken hiçbir şeyi fark edememesini kendisine yediremiyordu. Bu düşünceleri ile beraber bodrum katına nihayet varmıştı. Geldiği anda tavanda ki loş ışık yarı baygın halde sandalye de oturan Hasan Ergil'e doğru açıldı. Yüzü çizikler ve kanlarla doluydu. Gökhan sinirlerini hakim tutmaya çalışıyordu çünkü sinirlenince karşısında ki kişi daha çok zevk alacaktı. Adamlarına Hasan'ın ağzında ki bantı açmasını emretti ve konuşmaya başladı.
"Paralar nerede?"
"Ne parası? Ah yoksa dün kumar da harcadığım paralardan mı bahsediyorsun?" Bitkin halde ki o sinsi sırıtış Gökhan'ı kızdırmak içindi. Uzun süre yanında çalışıp kişilik özelliklerinin neredeyse çoğunu kavramıştı. Adamlarından birisi yumruğu geçirecekken Gökhan elini havaya kaldırarak durmayı emretti. Hasan'nın diyecekleri daha bitmemişti. Yediği darbelerden dolayı yavaş yavaş konuşuyordu. Konuşmaya devam etti.
"Kardeşin Orhan iyi mi Gökhan Bey? Duyduğuma göre zormuş kurtulması. Yazık cidden kim yapmış ola ki gencecik çocuğu kara toprağa vermiş."
Gökhan için kendisine bir şey yapılması umurunda değildi fakat ailesi söz konusu olunca akan sular dururdu. Hasan'a ağzından kan gelecek şekilde sert bir yumruk attı. Güçlü ve yapılıydı. Yan tarafa dönük olan Hasan'ın yüzünün çenesini tutarak sertçe yüzüne doğru çevirdi.
"Bir daha sakın kardeşimin adını o sarhoş ve kirli ağzına alma. Hatta bırak ağzına almayı ailemde ki herkesin simasını bile aklına getirme. Yoksa bu sefer tek göz yaşına bile bakmadan yakarım seni. Canının ne kadar tatlı olduğunu ve ne kadar bencil olduğunu biliyorum. Kısa konuşacağım. Şimdi paşalar gibi o karakola gidiyorsun ve teslim oluyorsun. İki yıl içerisinde de artık kuşlar mı nasıl yapacağını söyler bilmem ama paranın tek kuruşu eksik olmadan ödüyorsun. He yapmam diyorsan sen bilirsin. 15 dakika içerisinde babam geliyor. Gözünün yaşına bakmadan kurşunu alnından geçireceğini en az benim kadar biliyorsun. Kararını şimdi söyle!"
Hasan her ne kadar korkmamış gibi davranmaya çalışsa da Gökhan'nın babasının kendisini öldürmekten en ufak şüphe duymayacağını biliyordu. Amacı göz korkutup maddi yönden zarar vermek olsa da iş Orhan Demir'e patlamıştı ve bir can gitmişti. Eğer gitmezse canından olacağını biliyordu. Zar zor sesini çıkararak konuşmaya başladı.
"Tamam...Gideceğim söz."
"Taner bizimkiler ile beraber şunu Mert'in çalıştığı karakola götürün. Hapse girdiğinden emin olmadan sakın oradan ayrılmayın."
"Tabii efendim. Gelişme dahilinde anında haber ederim."
Başını onarlarcasına sallayarak merdivenlerden çıkmaya başladı. İlerde neler olacağını zaman belirleyecekti.
Giriş bölümü kısaydı fakat ilerleyen bölümlerde daha uzun olacak. Kısa olduğu bölümlerde bir sonra ki bölüm daha erken gelecek. İlk izlenimlerinizi yazmanızı çok isterim :))
Önceden dediğim gibi bundan sonra ki bölümler karakter ağzından olacak. Çoğunlukla Gizem'in ağzından dinleyeceğiz fakat Gökhan'dan duyulması gereken şeylerde kısa süreliğine onun ağzından dinleyeceğiz.
Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERİMİ DEĞİŞTİR
أدب المراهقين"Abi lütfen bırak beni! Yalvarırım ne istersen yaparım yeter ki beni oraya götürme!" Abim için sözlerim faydasız kelimelerim anlamsızdı. Abim, paralar ve ben. Abiler kardeşlerini korur,destek çıkar yanlış yola ateşe gitmesini engellermiş. Benim abim...