Üniversitemin bitmesinden ve işimi devlette yürüttüğüm zamandan tam 4 yıl geçmişti. Uzun zaman sora lise arkadaşım Nergiz ile buluşmak için bu günü belirlemiştik. Önce sahilde dolaşmak için plan kurmuştuk fakat Nergiz'in annesi Ayşe abla eve davet etmişti. Bir yandan hasret giderecektik bir yandan da hayalimiz olan klinik için planlar kuracaktık. Bir gece orda kalacaktım zaten bunda bir sakınca yoktu çünkü babam ve abim eve sarhoş şekilde arkadaşları tarafından getiriliyordu. 1 ay orda kalsam umurlarında bile olmazdı fikrimce. Bir yandan omzumdan düşen çantam bir yandan da dolu halde dosyamla insanlara çarpa çarpa koşuyordum. Rüzgarın soğuk olmayan o esintisi kavrulmuş havada saçlarımı arka tarafa atıyor o rüzgarın hiç bitmemesini istiyordum. Küçük şeylere mutlu olan, insanların derdini dinlemeyi, hasret gidermeyi seven birisiyim. İnsanlar ile dertleşmek onları anlamak ve ortak yönlerimi bulmak çok hoşuma gidiyor. İşte bu yüzden psikoloji okumuştum. Ailem tarafından göremediğim desteği Nergiz'den almıştım ve beraber farklı üniversite olsa da psikoloji okumuştuk. Masrafları tabii ki de babam ya da abim karşılamıyordu. Kendim çalışarak zar zor başarmıştım ama sonunda istediğim olmuştu. En büyük hayalim olan Nergiz'le ortak klinik için az adımlar kalmıştı. Uzmanlık sınavını sonunda kazanmıştık. İçimde adeta bir çiçek bahçesi ve üstlerinde dolaşan sevinçli kelebekler vardı. Her ne olursa olsun onlar oradaydı. Bunu hissediyordum. Hafif çarptığım insanlara mahcupluğumu belli edip özür dileyerek hızlıca otobüs durağına koşuyordum. Kalmasına az kalan otobüsü kaçırmamak için yaklaşık on adım varken sağ tarafta ki rezidanstan gelen takım elbiseli, yapılı bir adama çarpmam ile hem onun hemde benim kağıtlarımın havada savrulması bir oldu ve savrulan kağıtların yanında yere tökezleyen ben de vardım. Olduğum yerde hem onun hem de benim kağıtlarımı hızlıca dağınık şekilde topladım. Hızlıca koşan ben olduğum için bunu yapmam gerektiğini düşündüm. Önüme yukarıdan gelen elin ardından kalın bir ses geldi.
"İyi misiniz?"
"Evet iyiyim. Siz iyi misiniz diyeceğim ama görülen o ki etkilenen sadece benim."
Sinirli yüzünü almış küçük tebbessümlü yüzüne bakarken aklıma otobüs geldi. Durağa bakarken tahmin ettiğim gibi otobüs gitmişti.
" Of Allah kahretmesin. Bekle şimdi yarım saat şu otobüsü. Bunu bekleyeceğime birkaç durak yürürüm daha iyi." diyerek hızlıca yürümeye başladım.
" Dur, bekle! Sana diyorum kağıtlarım!" diyerek az önce duyduğum sese sahip adam bileğimden çekip kendisine döndürdü.
"Evraklarımın sende işe yaracağını sanmıyorum."
"Ne evrakı?"
"Elinde duran ve götürdüğün evraklar. Asistanım olmadığına göre sende işi yok."
Utancımdan yerin dibine girecektim. Adamın kağıtlarını götürüyordum acele edeyim derken.
"Kusura bakmayın. Acil işim vardı elimde olduğumu unutmuşum. Buyurun."
Kağıdı aldıktan sonra ikimiz de zıt yönlere doğru gittik. Tam o sırada Nergizi'in evine iki otobüsle gidebileceğim aklıma geldi. Durağa doğru yürüyüp otobüsü bekledim. Beklerken de az önce çarptığım adamın çıktığı lüks rezidansa baktım. Giydiği takım elbisenin duruşundan pahalı olduğu ve varlıklı birisi olduğu belliydi. Belki de bende bir gün böyle bir rezidansta oturabilirdim. Şöyle bir rezidansta oturmak herkes gibi çok isterdim. Düşüncelerim ile dalıp giderken otobüsüm geldi. Akbilimi basarak nadir bulduğum gördüğümde beni en çok sevindiren boş koltuğu görünce hızlıca oturdum. Cam kenarına yüzümü koydum ve yolu izledim. Normalde başımı koyunca ki o rahatsız edici titreme beni etkilemiyordu çünkü içki dolu o evden bir an önce çıkmak için erken saatte uyanmıştım. Böyle olunca da uykumu kimse engelleyemezdi. En son babası ile oynayan çocuğa tebessüm ettikten sonra gözlerimin yavaşça kapanmasına müsade ettim. Tatlı uykum ve benle olan ilişkisi en huzurlu olduğum anlardan birisiydi. Fakat bu huzur fazla sürmedi. Omzumda bir el hissettiğim gibi başımı kaldırdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/359166577-288-k738637.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERİMİ DEĞİŞTİR
Ficção Adolescente"Abi lütfen bırak beni! Yalvarırım ne istersen yaparım yeter ki beni oraya götürme!" Abim için sözlerim faydasız kelimelerim anlamsızdı. Abim, paralar ve ben. Abiler kardeşlerini korur,destek çıkar yanlış yola ateşe gitmesini engellermiş. Benim abim...