~3

154 10 0
                                    

Malenda'nın Anlatımıyla

"İşte olay böyle oldu." Dedim, olayı tam olarak ayrıntıyla anlatmadığım halde genel başlıklara değindiğim için yeterli olduğunu düşünüyordum.

"Yav siz içerde yaklaşık bir saatten fazla ordasınız bula bula kızın okulunu mu buldun?" Burağ'ın sorusuyla haklı olduğuna kanaat getirdim ama ne yapalım biz 'malum' işlerimizi yaparken aklımdan çıktı detaya inmek.

"Haklı Malenda bula bula bunu mu buldun?" Ayaz'ın sorusuyla oturduğum yerden kalktım kapıya doğru yürümeye başladım, kapıya geldiğimde arkamı dönüp ikisine de baktım. ,

"Biliyorum çok haklısınız ama ne yapsaydım kızı dövse miydim? Bu kadar bilgi yeterli bence neyse ben gidip asıl işim olan suçlumu sorguya çekicem okula gidiyorum dicek birşeyiniz var mı?" Ben cümlemi bitirir bitirmez Burak zıplar bir şekilde sandalyesinden kalkıp yanıma geldi ve elini omuzuma atıp konuştu " İlk işinde seni yanlız bırakmıyorum küçük hanım düş bakim önüme." Burağ'ın lafıyla ona ters ters bakış attım " Ne bakıyon aaa büyüğün lafına da saygı yok hadi naş naş." Burak beni arkamdan ittirince mecburen odadan çıkmak zorunda kaldım. Oflaya puflaya emniyetten çıkıp bahçede olan arabama geldim.

"Tıtıtıtıtı gençlik bitmiş bak hele bişey diyoruz of of geziyor çok ayıp." Burağ'ın sözüyle ona göz devirip sürücü koltuğuna oturdum. Telefonumdan navigasyonu açıp okulun konumuna baktım ve arabayı sürmeye başladım.

Okula gelene kadar Burağın açtığı karabiberim şarkısı ile muhattab olmuştum. Garip bir şekilde saran bu şarkıyla yolun bitimini izleyerek sürdüğüm araba sonunda okula varınca şarkıyı kapatıp arabadan indim ve Burağın da inmesini bekledim. Çıkınca birlikte okula doğru adımladık. Okula adımlarken büyük eski görünümlü ama bakımlı binaları izledim. Güzel okuldu içindekiler de güzeldi de o ayrı bir meseleydi. Burak ile içeri girerken ona dönüp konuştum 

"Unutma amacımız dövüş falan değil normal bir şekilde sorgu yapacağız aceleye gerek yok tamam mı?" derken adımlarım ile ana binaya giriş yapmıştım. 

"Aşk olsun matmazel, oldu mu böyle? Senin davan benim davam." derken danışmanın önüne gelmiştik.

"Merhabalar, Emir Kılıç ile görüşmek istiyoruz. Acaba okuldalar mı?" Bunu dediğimde büyük ihtimalle oraya geçici olarak yerleştirilmiş öğrenci olduğu karttan belli olan kız konuştu. 

"Üst kattaki Öğretmenler odasında bu dersi boş, gidip konuşabilirsiniz. Haber vermemi ister misiniz?" Kızın dediklerini dinleyip teşekkür ederek dediğini reddedip yukarıya çıkmak için Burağa başımla merdivenleri gösterdim. Burak ile birlikte yürürken üst kattan gelen ses beklemediğimiz türden seslerdi. Yukarı çıkınca etrafa gözlerimi gezdirince uzun boyu ve kızıl saçları ile direk dikkatimi çeken kızla bir an duraksadım. Burak ne olduğunu anlamak için baktığım yere bakarken üstüme düşen ağırlıkla kendimi yerde bulup anlık bir refleskle bağırmam bir olmuştu.

"Malenda?" bana bir anda dönen Burak da olayın şokunu atlatamayıp bana seslenirken, ben üstümdeki kıza bakıyordum. Bu kız Deniz'in en yakın arkadaşıydı ve şuan bana bakarken gözlerindeki şoku görebiliyordum. Bir anda kalkıp ard arda özür dilemeye başlayınca bende ayağa kalktım.

"Çok çok çok özür dilerim. İsteyerek olmadı cidden, dengem bozuldu, lütfen kusura bakmayın" Bunları derken kız ciddi durmaya çalışıyordu. Fakat nafile bize bakan Deniz'i bulduğu anda tüm ciddiyeti gitmişti. Deniz bize yaklaşıp sağda belli olan gamzesiyle sırıtıyordu. Daha sonra elini üstüme düşen kızın omzuna atıp gülüşünü büyütürken konuştu.

"Ya sen büyüdün de yürüyüp başkalarının üstüne mi düşüyorsun. Oyş büyümüş bir de özür dilermiş." Derken gruplarının diğer üyesi olan çocuk gelip olaya dahil oldu.

"Şaka mı ya? Yine mi olay kaçırdım." Ben onları sinirli bir şekilde izlerken Burak daha fazla dayanamayıp hepsinin dikkatini çekecek bir biçimde konuştu.

"Gençler kaç yaşındasınız farkında mısınız? Biraz düzgün hareket edin karşınızda polis var, öyle herhangi biri yok. Saçmalıklarınıza ara verin de bizi Emir hocanıza götürün" Dediğinde hepsi onu pür dikkat dinlemişti. Daha sonra sanki bu anı bekliyormuş gibi konuşmaya başladı erkek olan.

"Benim siparişim vardı onu alayım." Onun bu dediğinden hemen sonra Deniz'in yanındaki kızda öne atılıp erkek olanın koluna girip konuştu. "Aynen bende yardım edeyim, hadi Deniz sen hallet." 

Onlar Deniz'in konuşmasına izin vermeden ayrılınca ikimizin de gözleri Deniz'e kaymıştı. O da bu olan şeyi bekliyormuş gibi bizi yönlendirerek ilerletmeye başladı. Odanın önüne gelince bize döndü ve "Oda burası başka bişey var mı dedi" Bunu derken Burakta bir saniye tek duran gözleri benim üzerimde uzun uzun durmuştu. Kısa bir cümle de ne kadar uzun durabilirse.

(...)

Yaklaşık 2 saatlik süren sorgudan sonra beynim allak bullak olmuş bir şekilde odadan dışarı çıktım. "Ya bana dediği herşey çok yalanmış gibime geliyor." Burağ'ın dediği şeyle sırtımı duvara verip kafamı aşağı yukarı olucak bir biçimde salladım. O sırada tahminen çıkış zili olduğunu düşündüğüm son zil çaldı. Tüm sınıflar çıkmaya başlayınca Burağ'a kafamla arkamızdaki odayı işaret edip içeri girdik.

Yaklaşık bir 15 dakika boyunca ikimizde konuşmadık çünkü sorgu beklediğimiz gibi geçmemişti. Sınıfların boşaldığını kaybolan sesten anladığımızda okuldan çıkmak için odadan çıkıp okulun bahçesine indik. Tam o anda arabamızın yakınlarında Deniz'i gördüm telefonuyla uğraşıyordu aklıma esen fikirle beraber onu takip etmek istedim. Kafamı Burağ'a çevirip konuştum "Burak sen arabayla git ben eve yürüyerek gitmek istiyorum biraz havaya ihtiyacım var." 

"İyi olduğuna emin misin?" Kafamla dediği şeyi onayladım "Tamam o zaman iyi yürüyüşler" Gülümseyerek onun arabaya binmesini bekledim. Burak arabaya binip kendi evine doğru gidince bende Deniz'i gördüğüm yere baktım şuan orda değildi, kendi etrafımda dönerek onu bulmaya çalıştım. En sonunda bir sokağa doğru döndüğünü görünce koşarak ona yetiştim. Arkasından sessiz olduğumu düşündüğüm bir şekilde takip etmeye başladım.

Evinin yolunu bilmediğim için doğru yoldan mı gidiyor yoksa beni farkedip kandırıyor mu bilmiyordum. Yaklaşık yarım saattir düz bir şekilde aynı yolsan ilerliyorduk ve şüpheli olan şeyse cips paketine basıp ses çıkarmış olsam bile arkasına bakmadan dümdüz ilerliyordu halbuki sorgulamada gördüğüm kadarıyla dikkatli bir insandı.

Bir anda hızlı bir şekilde sağ taraftaki binaların arasındaki yola dönünce biraz koşarak hızlı bir şekilde bende döndüm. Ama Deniz'i yoktu, kendi etrafımda dönerek bakındım ama yoktu ve burası bir çıkmaz sokaktı bildiğim kadarıyla da Deniz'in süper ötesi bir gücü yoktu. Duvarın dibinde gördüğüm kediyle yanına gidip biraz sevmek istedim görünüşe bakılırsa ztn Deniz'i kaybetmiştim. Eğilip biraz kedinin kafasını okşadıktan sonra dönmek için ayağa kalkıp geriye döndüğüm çarptığım bedenle sendelemiştim.

"Yorulmadın dimi o kadar yürürken, hayır bide belli ederek yürüyorsunuz komiserim hiç olmadı böyle."

3. BÖLÜM SONU

Selam gençler sınav haftasıydı, nasıl geçti? Umarım iyidir, boşverin lo geldi geçti. Yeni bir bölüm umarım severek okursun byesss.

Özgür~Cinayetler/gxg-lesbianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin