~7

103 8 0
                                    

Kendimi yasladığım arabanın manzarasında sinir bozucu bir çift duruyordu, ya da ben öyle düşünüyordum. Deniz kızıl saçlarını kısa olmasına rağmen kesmiş ve siyaha boyamıştı. Onu o saçlarla az görmüştüm ama o saçlarına hayran kalmıştım. Deniz'in sevgilisi olan kız ise Deniz'in saçlarını yavaş yavaş okşayıp konuşuyordu.

"Bir tanem çok yakışmış, aşırı havalı olmuşsun." Deniz kızın dudağına bir anda yapışınca sinirle önüme dönüp arabaya bindim. Aklımda sadece onun hayatımda yeri olmadığını geçiriyordum. Ayaz ve Burak arabanın ön koltuklarına konuşarak geçtiklerinde kafamdakileri bir kenara atarak onları dinledim.

"Burak, bak canım. Saçma sapan konuşma. O adam bizimle neden oynasın?" Ayaz'ın dedikleriyle Burak bana döndü.

"Malenda, ya adam bizimle oynuyorsa?" Burağ'ın dediğine anlamaz biçimde bakarak;

"Nasıl yani?" Dedim.

"Bak şimdi, o kan lekesine neredeyse hiç bir tepki vermedi. Bu bir tek bana mı saçma geldi?" Ayaz Burağ'a 'sus' işareti yapıp arabayı çalıştırdı.

"Bak Burak. Adamın zaten sabıkası varmış. Adamın başına bir şey gelse arkasını toplıyacak yeteri kadar adamı var. Niye şaşırsın?" Ayaz bunları derken arabayı sürmeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?" Dedim.

"Okula, biricik şüphelimize dimi Burak?" Burak bıkkınlıkla kafa salladı. Yaklaşık 1 saatlik yoldan sonra okula varmıştık. Arabadan inerek okula gideceğim sırada şüphelimizin okuldan çıkmaz üzere olduğunu gördüm. Koşarak yanına gittim.

"Malenda Hanım, sizin ne işiniz var burada?" Nefes nefese kalmış bir biçimde cevap verdim.

"Sizinle bir konu hakkında konuşmamız lazım."

"Çok üzgünüm ama ailemle alakalı acil bir mesele var oraya gitmem gerekiyor, isterseniz telefon numaranızı verin akşam bir kafede buluşabiliriz."

Dedikleri şeyle ailevi bir mesele olduğu için çok üstüne gitmek istemeyerek telefon numaramı verdim.

"O zaman akşam görüşürüz."

"Görüşürüz." Adam bana el sallayarak arabasına doğru gitti.

"Ne oldu Malenda, nereye gidiyor?" Ayaz'ın sorusuyla kafamı ikisine çevirdim.

"Ailevi bir meselesi varmış, akşam konuşucaz." 

"Ohooo biz boşuna mı geldik o kadar?" Burağ'ın sorusuyla Ayaz'la birbirimize baktık.

"İsterseniz sınıfını bir sorgu şeklinde dinleyebiliriz."

"Onu nasıl yapıcaz?"

"Ya polis olduğumuzu demeyiz, hocalarının sınıfına nasıl davrandığını öğreniriz."

Ayaz ve Burak kafalarını sallayarak teklifimi onayladı.

"O zaman önden madam."

"Tabi ki canım." Burağ'ın yanağını sıkarak okula girdik. Danışman bizi görünce ayağa kalkarak selam verdi.

"Nasıl yardımcı olabilirim acaba?" 

"Biz Emir Kılıç'ın dersine girdiği sınıflarla konuşmak istiyoruz. Psikolojik destek için geldik." Danışman kız bize sorgularcasına bakıp;

"Hocamızın bundan haberi var mı acaba?" Kızın dediklerini kafamla onayladığımda çekmeceden bir kağıt çıkartıp:

"Bu yıl yeni bir edebiyatçı geldiği için dersleri az. Sadece üç sınıfın dersine giriyor. 2 sınıf ilköğretim 1 tanesi de ikinci öğretim. İlköğretimler yok şuan ama ikinci öğretimlerin dersleri Emir Hoca'ya. Konuşmak isterseniz sınıfları ikinci katın sağında kalıyor. Başka bir isteğiniz var mıydı?"

Özgür~Cinayetler/gxg-lesbianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin