~Deniz'in Anlatımıyla
Ayaklarım ıslak yere basarken cebimdeki maskeyi yüzüme geçirip kapüşonumu kafama geçirdim. Daha yeni kesip boyattığım siyah saçlarımın üstüne geçirdiğim uzun kahverengi peruğumu düzelttim. Her zaman yaptığım gibi görünüşü anlaşılmaya kapattıktan sonra yeni hedefimin arkasından gidiyordum.
Yeni hedefim bir erkekti. Üniversitesini yeni bitirmiş bir gazeteci. İş bulmak için her şeyi denemiş ama hiç bir sonuç alamamıştı. Bir erkeğe göre cılız olan bir bedeni olmasına rağmen tatlı bir yüzü vardı. Ailesi bu yaşına kadar ona taciz etmiş ve hala devam ediyordu. Çocuk eskiden benim olduğum lise de en büyük sınıftı. Okulda intihar etmeyi denediğini bile hatırlıyordum. Denemek diyorum çünkü ailesi tarafından sevilmeyen çocuklar genellikle her şeyden korkan insanlar oluyorlardı. Tabii ki cesaret edememişti.
Üstündeki ceket inceydi ve bu yüzden büyük ihtimalle üşüyüp titriyordu. Onun üşümesi içimi acıtmıştı. Onun yanına daha da yaklaşmak için hızlandığımda arkasını dönüp bana bakmıştı. Ona bakarken gözümdeki yeşil lenslerle gülümsedim. Benim gülümsemem ile önüne dönüp koşmaya başladı. O koşmaya başlamasıyla ona ayak uydurarak bende koştum. Onun yaptığını yaptım ta ki köşede olan çıkmaz sokağı görene kadar.
Ona ani bir şekilde yaklaşıp kolundan tutup o sokağa yere düşecek biçimde attım. Etrafa son bir defa bakıp sokağa girdim. Bana bakan korkan gözlere bakıp gülmeye başladım. Cebimden çıkardığım küçük bıçakla yerde korkuyla titreyen bedenin üstüne gitmeye başladım. Benim gitmemle o kendini yerde arkaya doğru sürüklüyordu. Bu benim gülümsememi arttırırken kolunu sertçe kavrayıp üstüne daha da eğildim.
"Ne o, korkuyor musun?" O bana bakarak ne tepki vermeyi düşünürken diğer elimdeki bıçakla karın hizasından boynuna kadar bıçağın ucunu sürttüm. Çocuk bir anda ağlamaya başlamıştı. Ağlaması diğer insanları üzecek cinstendi, normalde bende üzülürdüm ama onun hayatının bittiğini bildiğim için ağlamasına izin verdim.
"Ölmek istemiyorum" Onun bu dediğiyle sıkkın bir şekilde ona baktım.
"Hadi ama ölmek istiyorsun. Daha önce de denedin, sadece korktun. Korkmana gerek kalmayacak haldesin. Yaşadığın hayata hayat mı diyorsun cidden?" Derken bıçağın ucunu hafif batırıyormuş gibi yaptım. Ağlaması şiddetlenirken elime baskı uygulayıp yapmamı istediğini belli etti. Bıçağı kalbinin tam ortasına sapladım. Daha fazla beklememek adına bıçağı geri çıkardığımda çoktan her yer kan gölüne dönmüştü.
Son olarak köprücük kemiğinin üstüne her zaman kullandığım '~' işaretini kazıyarak az önce yere yığdığım bedenin üstünden kalktım. Hemen yüzümdeki maskeyi cebime atarak o sokaktan çıktım. O sokağın ilerisindeki bir ara sokağa ilerleyerek kılık değiştirirken kullandığım tüm eşyalarımı çıkartarak normal kıyafetlerimi geri giydim. Kıyafetlerimi yolsa duran yoksul bir kız çocuğuna vererek onlardan kurtulup kulaklığımı takarak evime yani biricik babamın yanına doğru yol aldım.
Özel Bölümün sonu
Her altı bölümde bir özel bölüm yazacağız karakterleri daha iyi anlatmak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür~Cinayetler/gxg-lesbian
Teen Fiction-Gözlerini karatmak kulağa çok hoş geliyor. -İşte sen bunu becerebiliyorsun.