~8

102 9 0
                                    

Yere düşmüş dizlerim, ağzımda atan kalbim, nefes almaya çalışmaktan yanan boğazımla birlikte elinde sopa ile bize bakan çocuklara bakıyordum.

"Malenda, iyi misin? Şu piç kurusu sana bir şey yapmadı değil mi?" Diyen Esma ile yan taraflarımda sallanan ellerimden birini kaldırıp hayır anlamında salladım. Elinde sopa ile bekleyen Baran ise bir anda yanımda uzanan adamın önüne gelip tekme atmaya başladı. Gözümden akmaya başlayan yaşları umursamayarak kalkmaya çalıştığımda Esma ve daha adını bile bilmediğim kız anında kollarıma girdiler.

Esma ve Baran'ın yanındaki kız, ad olarak bilmesem de tip olarak gayet iyi bildiğim biriydi. Esma kıza seslenip konuşmaya başlayınca da adını öğrendim.

"Kayra, sen hemen polisi ara. Ben Malenda'nın elini yüzünü yıkamasına yardım edeyim." Kayra, Esma'nın dediğini kafasıyla onaylarken araya girdim.

"Aramanıza gerek yok, ekip gelecek zaten." Dediğimde Esma;

"Tamam o zaman. Gel bir şuradan çıkalım. Baran o amcık piç sende tamam mı?" demişti. Baran 'hımhım' gibi bir ses çıkarınca kabinden çıktık. O dar kabinin duvarlarının üstüme gelmeye başladığını bildiğimden iyi gelmişti. Elimi lavabonun musluğuna atıp ellerimin soğuk suya değdirdim. Ardından yüzümü yıkayıp soğuk ellerimi enseme atıp aynaya baktığımda maskarası akmış yanakları kızarmış bir Malenda gördüm.

Kendi halime gülmeye başladım. Ayaz'a sabah yaptığım artistlik çok güzel sonlanmıştı. Bana bakan kızlara dönüp

"Teşekkür ederim, Beklemediğim bir anda üstüme çıktı. ne yapacağımı bilemedim." Esma anında konuştu.

"Teşekkür etmene gerek yok, herkesin yapması gerekeni yaptık zaten." Diğer kıza döndüğümde dolmuş gözlerle bana bakıyordu. Bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim. İçeriye dolan bağırma sesiyle kafamı tuvaletin kapısına yönlendirdim.

"Malenda!" İçeriye bağırarak giren Burakla koşarak gidip ona sarıldım. Burak anında bana karşılık verirken Ayaz'ın sesini duydum.

"Noldu sana, niye telefonun kapandı." Buraktan ayrılıp Ayaz'a döndüm.

"Telefonu kırdı. Ben ne olduğunu bile anlamadım ki. Bir anda içeri girdi ve hareketlerimin hepsini kısıtladı." Ayaz beni kafasıyla onayladı.

"Nerde o hayvan?" Kafamla kabini gösterdiğimde kapısında duran Baran konuştu.

"İçeride baygın." Ayaz ona anlamaz bir şekilde baktığında Baran elindeki sopayı kaldırıp gösterdi.

"Nerden buldun bakalım sen onu?" Onlar kendi aralarında konuşurken Burak benle konuşmaya başladı.

"Malenda, ellerin titriyor. Gel dışarıya çıkalım." Ellerime baktığımda cidden titrediğini görünce Burağı beklemeden dışarı çıktım.

Ellerim soğuktan üşümüyordu. Bu soğuk havada terlediğimi hissediyordum. Üstümdeki her şeyi çıkarıp onun dokunduğu tüm vücudumu yakmak istiyordum. O iğrencin dokunduğu her şeyimden kurtulmak istiyordum. Elimde olsa bedenimi değiştirmek istiyordum. Aklıma daha bana tam dokunmadığı dokunsa ne yapacağım gelmişti. Bu olmamıştı ama olmuş gibi ağlamamı daha da tetiklemişti. Kafedeki herkes bize bakarken ben umursamadan kendimi kafenin arkasındaki eşya taşınan yerine atmıştım. Ayaklarımı bırakarak yere düşmeme izin vermiştim. Adamın bana söylediği her cümle kulağımda döngüye alınmış gibi tekrar ederken kendimi hala o temasın altında gibi hissediyordum.

Bir anda omzumda hissettiğim el ile düşüncelerim birleşince attığım çığlık bir olmuştu. Burak anında elini çekerken konuştu.

"Sakin ol, benim Malenda." Onun olduğunu anladığımda dizlerimi kendime çekip başımı üstüne koydum. Yanıma oturup ellerini omzuma attı ve beni kendine çekip sarıldı. Bende onu bekliyormuş gibi hemen boynuna sarıldım ve ağlamaya devam ettim.

Özgür~Cinayetler/gxg-lesbianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin