30. Bölüm

49 2 0
                                    

Aslı ile Serin, yemek yiyebilecekleri bir kafeye gelmişlerdi.
Aslı:" Gerginsin."
Serin, Aslı'ya bakıp:" Galiba."
" Vazgeçebilirsin yavrum. "
Serin kafasını salladı:" hayır."
" Onu görmeye dayanabilecek misin? Tekrar aynı şeyleri düşüneceksin. Yaşayacaksın. İntikam alayım derken; sen dağılacakmışsın gibime geliyor."
" Artık o güçsüz Serin yok. Ailesi de, o da görecek bunu."
" yavrum yapma; sen mi güçsüzsün. Sen her zaman dimdik ayakta duran taraf oldun. Bazen düşünüyorum da, ben senin kadar güçlü olmazdım."
Serin gülümseyip:" Dışardan öyle görünebilirim; ama içim hiç öyle değildi."

Aslı, Serin'in elini tuttu:" Bilmem mi yavrum. Ama bak hayatını yoluna koydun. Bazı şeyleri eşelemenin pek anlamı yok. Bundan en çok sen zarar görecekmişsin gibi geliyor."
" Ben artık hiç zarar görmem Aslı. Sadece yarını düşündükçe; geriliyorum sanki. "
" Bora senden hiç bir zaman vazgeçmedi yavrum. Onu görebiliyorum. Ne zaman görüşsek, seni soruyor. Sana söz verdiğimiz için; konuyu kaptıyoruz. Ama bu zamana kadar, hayatına birini almadı. Sen de öyle. "

Serin, Aslı'nın sözünü keserek:" Olmaz Aslı. Bunca şey yaşadıktan sonra, olmaz. "
" Peki ya Deniz. O babasını tanımayacak mı?"
" Artık, Deniz büyüyor ve her geçen gün; daha da babasını soruyor. Artık gücüm kalmadı. Keşke daha en başından babasının öldüğünü söyleseydim. Hep gelecekmiş gibi onu bekliyor."
" Bora öğrenince, delirecek. Biliyorsun dimi?"
" onun buna hakkı var mı? "
" Deniz ile olan herşeye hakkı var. Sizin aranızdakilerde, sen haklısın yavrum. Sonuna kadar. Ama ona sinir olman, Deniz'in hayatını etkiliyor."
" Haklısın galiba. Burda en çok zarar gören de Deniz oldu. Hadi senin de başını şişirdim. Kalkalım. Hem kocan, sensiz zor durur."
Aslı kahkaha atıp:" kocam da kocam diyorum. Bak benim diyorum."
Serin'de kahkahasına eşlik etti:" karı koca, delisiniz kızım siz."
" valla bizden daha deli bir çift biliyordum sanki."
" Aslıııııı. "
" tamam tamam, sustum. Hadi kalkalım."

Restauranttan çıkıp, evlere dağıldılar. Serin radyoyu açtı.
Bir iki şarkı çaldıktan sonra, giren şarkı ile içi buz gibi oldu.

Evin önüne geldiğinde, gözündeki yaşı silip, kendini toparladı. Eve girdiğinde, Deniz ona koşturarak:" anneeeeee"
" annem. Ben oğlumu çok özledim ya."
" ben daha çok özledim. Anannem yarın akşam gelmeyeceğini söyledi."
" evet oğlum. Şehir dışında, işim var. Bir gece kalıp; döneceğim."
" bende geleyim anne."
" oğlum okulun var. Hem iş olmasa, seni bırakır mıyım? Üzme beni."
" tamam annecim. Ama yarın akşam, uyumadan beni ara."
" aramaz mıyım oğlum. Seni görmeden ben uyuyabilir miyim?"
" bende uyuyamam."
" hadi sen sofraya geç. Bende üzerimi değiştirip, geliyorum."

Deniz öpüp, içeriye geçti. Serin odasına geçip, duşunu aldıktan sonra; sofraya oturdu. Beraberce akşam yemeğini yiyip, Deniz oyuncaklarının başına gitti.
Ayşe:" iyi misin kızım?"
" yahu bugünde herkes aynı şeyi söylüyor. Ben çok iyiyim merak etmeyin."
" İnşallah yarından sonra da iyi olursun."
" a bak o zaman çok daha iyi olacağım Ayşe sultan."
"Öyle diyorsan kızım."
Serin kafasını salladı. Kahvesini eline alıp, Deniz'in yanına oturup; onunla oynamaya başladı.

Yatağına yattığında; yarının uzun bir gün olacağını biliyordu. Gözlerini kapattı..

Serin sabah kalktığında; hazırlanıp havaalanına doğru gitti. Sorunsuz bir yolculuk geçirmişti. Uçağı indiğinde; el valizini alıp, çıkışa doğru gitti.

Ahmet bey onu karşılamaya gelmişti. Ahmet elini uzatıp:" Hoşgeldiniz Serin hanım."
" hoşbulduk. Nasılsınız?"
" iyiyim ya siz?"
" bende iyiyim."
" buyrun ; araba dışarda."

Ahmet ile beraber arabaya yürüdüler. Bavulu arabaya koyup, otele doğru gittiler.
" görüşmemiz saat 2 de Serin hanım. "
" tamamdır Ahmet bey. Bavulu otele bıraktıktan sonra, hazırlanıp çıkarız."
" tabi. Daha önce İzmir'e gelmiş miydiniz?"
" evet. Seneler önce gelmiştim. Gördüğüm kadarıyla da pek bir değişiklik yok."
" aynen öyle. İzmir güzel yerdir. İşlerim İstanbul'da olmasına rağmen; İzmir'den kopamadım. Burdaki, işimi de ondan bırakmak istemiyorum. Bora bey kendi almak istiyor ama; benim bırakmaya niyetim yok."
" merak etmeyin. Böyle bir şey olmayacak. Biz teklifimizi kendisine sunacağız. Kabul edip, etmemek ona kalmış."
" size güveniyorum Serin hanım."
" teşekkürler Ahmet bey. Bugün anlaşma sağlanamaz ise; yarın mahkemeye başvuracağım."
" siz daha iyi bilirsiniz. Ben siz ne derseniz, onu yapacağım."
Serin kafasını salladı.

Benim Sevgim İkimize Yeter SandımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin