Benim Sevgim İkimize Yeter Sandım

31. Bölüm

Bora arkasını döndüğünde, Serin'i gördü. Ayağa kalktı. Serin ona doğru yürüdü.
Karşılıklı geldiklerinde, ikiside birbirinin gözlerinden bakışlarını çekitmediler. Sessizliği Bora bozdu:" Neden burdasın Serin?" Sesi sert çıkmıştı.
" Neden mi burdayım. Davam olduğu için olabilir mi?"
Bora derin bi nefes alıp:" Neden burdasın dedim?" Sesi bu sefer yüksek çıkmıştı.
" Bağırma bana."
" Ya yıllar sonra, karşıma geçiyorsun. Davam için burdayım diyorsun. İstanbul'da davamı kalmadı."
" Neden korkuyorsun? Alt tarafı, bir şirket kaybedeceksin."
" Ne şirketinden bahsediyorsun sen. O umrumdamı sanıyorsun. Ya bugün seni gördüğümde, bir an acaba dedim. Ama gözlerindeki nefrete baktığımda, ne için orda olduğunu anladım."

Serin kafasını salladı. Bora konuşmaya devam etti:" İntikam mı almak istiyorsun?"
" İntikam mı? Neden böyle bir şey yapayım ki. Alt tarafı bana gelmiş bir dava ve emin ol ben o davayı kazanacağım."
" Tabi ünlü avukat, bugüne kadar hiç dava kaybetmemiş Serin Çetinel'sin sen. Ama onun olmaması için, elimden geleni yapacağım. "
" o zaman elinden geleni, ardına koyma. Bu savaşı sen kaybedeceksin."

Bora iç çekti. Sesi bi anda yumuşamıştı: " Ben bugüne kadar, sana hep kaybettim zaten." Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki.
Serin, böyle bir cevap beklemiyordu. Kendini toparlayıp:" İyi akşamlar Bora bey. Mahkemede görüşürüz." Arkasını dönüp gidecekken; Bora kolundan tuttu. Serin kolunu çekip:" sakın bana dokunma."
" Yapma Serin. Ne yapmaya çalışıyorsan, yapma. Daha fazla canımı acıtamazsın."
" Canını acıtmak mı? İnan böyle bir düşüncem yok. Siz davayı kişiselleştirmişsiniz. Lütfen artık rahatsız etmeyin beni. İyi geceler." Dönüp, arkasını yürürken; Bora'nın sesini duydu:" Serin."

Serin arkasını dönmeden durdu. Bora bir adım yaklaşıp, arkasında durdu. Serin'in burnuna kokusu gelmişti. Bora, tam arkasında:" Yıllar geçse de, senden nefret etmeye çalışsam da; seni görünce dağılıyorum. Bu kokun burnuma gelince, içim sızlıyor. Acı çektirmek mi istiyorsun? Çektir. Ama sen de acı çekeceksin bunu unutma."

Serin bir şey demeden, asansöre doğru yürüdü. Asansöre bindiğinde; çıkacağı kata bastı. " acı çekecekmişim. Ben bütün kotaları doldurdum. " diye mırıldandı.

Bora sinirli bir şekilde hotelden çıktı. Sahile çıkıp yürümeye başladı. Darma dumandı. Serin'i görmesi, onu yine dağıtmıştı. Gözlerini kapatıp, denizin kokusunu çekti. Yüzüne tebessüm yayıldı. Yine aynı Serin'di. Sinirlenince gözlerinden ateş çıkacak gibi oluyordu. Kokusu hiç değişmemişti. Kendi kendine kızıp, arabasına doğru yürüdü.

Serin sabah kalktığında, hazırlanıp bavulunu aldı. Hotelden çıkışını yaptı. Taksiyle adliyeye geçip, davayı açtı. İlk duruşma bir ay sonraydı.
Ahmet'i arayıp, bilgileri verdi. Taksiyle havaalanına doğru gitti. Deniz'i çok özlemişti. Direk eve geçecekti.

Eve geçtiğinde, tüm yorgunluğu gitmişti. Oğlunu görmek, ona iyi gelmişti. Deniz'i oyuncaklarıyla bırakıp; kendine kahve koydu.
Ayşe:" İyi misin deli kızım?"
Serin yüzüne tebessüm kondurup:" iyiyim Ayşe sultan. Ama Bora beyi biraz sinir etmiş olabilirim."

Ayşe gülümseyip:" Biraz. Nasıldı?"
" Bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim."
" o nasıl?"
" yine gıcık işte. Gıcıklığından bir şey kaybetmemiş."
Ayşe gülümsedi:" Neyi farkettim biliyor musun?"
" Neyi?"
" Bora'yı görmek sana iyi gelmiş."
Serin gözlerini devirerek:" aman nasıl iyi geldi. Hem de nasıl. Anlatamam."
" Sen istediğin kadar gözlerini devir. Ben senin gözlerine bakınca, anlayabiliyorum. Onu seviyorsun. Ne kadar inkar etsende; sinir olsan da; nefret ettiğini zannetsen de. Hayatta insan bir sefer aşık olur deli kızım. Bak bana neden yalnızım. Gençken, bir aşka tutuldum. Acısını ömrüm boyunca çektim. Benim sevdiğim ölmüştü. Ölümden başka, herşeye çare bulunur yavrum. Senin de yaşadıkların kolay değil. Ama artık, bir sonuca bağlaman lazım. Her aşk vedayı hakeder. Siz Bora ile vedalaşamadınız. O nedenle bu zamana kadar birbirinizden kopamadınız. A ama vedalaşmakta istemiyorsan; o zaman onunla devam edeceksin."