10 yıl önce..
Bugün üniversitede ilk günüm.. Geriye baktığım seneye baktığımda, isteğime kavuşmak için, geceleri sabahlamalarım, hırsımdan ağlamalarım, yeter artık deyip bırakmalarım. Ama dayanamayıp 10 dakika sonra tekrar çalışmak için, masa başlarına oturmalarım. Ağlama krizlerim; arkasından gelen gülme krizlerim. Her şeyi bu 1 seneye sığdırdım. Ama her daim benim arkamda duran, ailem vardı. Onların çabalarını ve desteklerini boşa çıkarmamanın verdiği haklı gurur.
A ben kendimi tanıtmadım. Ben kim miyim? Ben Serin. Serin Çetinel. Ailemin tek çocuğuyum. Babam İstanbul'un ünlü avukatlarından Mehmet Çetinel. Kendisi şirket ve ticaret avukatı. Annem ise ünlü ağır ceza hakimi Sevda Çetinel.
Küçüklüğüm bir çok şehirde geçti. En son annemlerle beraber İstanbul'a yerleştik. İlk okula başlamamla beraber, annemle babam benim daha iyi eğitim almam için, İstanbul'a yerleşmeye karar vermişler. İkisi de işlerin de uzman denecek kadar iyilerdir. İkisi de ilkelerine bağımlı; işlerinde asla küçük bir imtiyaza bile imkan vermezler. Babam hep söyler, hukuk fakültesinden sonra o ağır ceza avukatı olmak istemiş fakat, annem insanlar yanlış düşünür diye babamı o fikrinden vazgeçirmiş. Babam da annemle hiç denk gelmeyecekleri, ticaret avukatlığını seçmiş.
Annem ile babam üniversiteden tanışıp; bugünlere gelmişler. Bende her zaman, onların bu ilişkilerine imrenerek bakarım. Bunca sene geçmesine rağmen; birbirlerine daha aşkla bakarlar. Birbirine bağlı bir aileyizdir. Annem ile babam benim fikirlerime önem verir. Bir konu hakkında fikirlerini söylerler ama seçimi her zaman bana bırakırlar. O nedenle kişilik özelliklerimden biri de, kendime olan güvenimdir. Hayatı yaşamayı severim. Sosyal ve aynı zamanda inek denilecek kadar da çalışkanımdır. Kendimi övmek gibi olmasın üniversite sınavında ilk 1000 e girdim ve istediğim üniversiteyi kazandım. Hukukçuların arasında, farklı bir meslek seçmemi herhalde beklemezdiniz.
İstanbul Üniversitesi hukuk bölümünü kazandım. Annem ile babamın hiç bir zaman böyle bir istekleri olmadı. Onlar her zaman bana saygı duydular. Ne istersem okuyabileceğimi, seçimlerime her ne olursa olsun; saygı gösterecekmerini söylemişlerdir. E o kadar hukukçunun arasında, benim de farklı bir meslek seçmem inkansız gibi görünürdü. Küçüklüğümden beri, annemle babama ve evimize gelen arkadaşlarına her zaman imrenerek bakmışımdır. Onların sohbetlerini hep kenardan dinlemişimdir.
Müzik dinlemeyi, kitap okumayı çok severim. Müzik denilince zaten bizim evde babamın plak koleksiyonu vardır. Eski müziklere daha çok ilgim oluştu. 2000 li yılların müzikleri pek bana göre değil; 80'ler 90'lar deyince, benim için müzik orda başlar.
Odamda ilk gün için hazırlandım. Hazırlandım dediysemde hiç bir zaman öyle süs bebekler gibi olmamışımdır. Bi kot ve tshirt üzerime giydim mi benden rahatı yoktur. Her zaman ki gibi onları üzerime geçirip; aşağıya kahvaltıya indim.
" Günaydınlar benim güzel ailem."
" günaydın kızım."
Mehmet:" Heyecan ne alemde kızım."
Serin :" sanki hazırlandıktan sonra, biraz heyecan yaptım baba."
Sevda:" kızım ilk hafta zaten ders olmaz. Bu ne acele."
Serin :" anne sen ne diyorsun? Ben o okula girmek için; tüm yıl çalıştım. Esasında gırgır şamata için; giderim. Hem ortamın bi nabzını yoklayayım tanıyayım. Derslikleri öğreneyim."
Sevda:" İtü güzeldir. Ah keşke senin yaşına dönebilsem de o okulun koridorlarında, tekrar dolaşabilsem. A bu arada Nazan teyzeni görürsen, sakın teyze falan deme ona."
Serin :"Nazan teyze mi? O da kim anne. Ben tanıyor muyum?"
Mehmet:" annesinin kızı. Ne beklersin. Aferin benim güzel kızıma."Bu arada Nazan teyze. Babam ile annemin üniversiteden arkadaşı. Daha doğrusu kardeşleri desem, abartmamış olurum. Annem benim Ankaralıdır. İstanbul'a okumak için geldiğinde, önceleri KYK yurdunda kalmış. Nazan teyze ile de oda arkadaşıymış. Ordan başlayan dostlukları ayrı eve çıkmalarıyla daha da ilerlemiş. Hatta annemlerin nikah şahidide odur. E tabi babamla da çok yakın dostlar. Hatta ben her zaman, Nazan teyzemin babamı daha çok sevdiğini düşünürüm. Çünkü her zaman Anneme karşı hep babamın tarafını tutar. Tabi bunda, babamın Çetin amca ile Nazan teyzenin arasını yapmasında önemli bir etkisi olduğunu düşünürüm. Çetin amca babamın ilk müvekkili. Babamın ilk davası olmasına rağmen, önemli bir şirket davasında babamı avukatı olarak seçmiş ve o günden başlayan dostlukları, bugünlere kadar gelmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Sevgim İkimize Yeter Sandım
ChickLitBen tüm imkansızlıklara rağmen, senden vazgeçmedim... Ben sana rağmen, senden vazgeçmedim... Söylesene, sen benden ne zaman vazgeçtin? İliklerimize kadar hissedeceğimiz bir aşk hikayesi.. Serin ile Bora'nın hikayesi.. Aşkta, birinin aşkı ; diğerinin...