Ertesi gün Sabah saat 6
Cihan telefonun birbiri ardına gelen bildirim sesine ufak bir küfür savurarak tek gözünü açıp yanan ışığa doğru baktı. Başı çatlıyordu genç adamın gece on bir gibi dağılmış olmalıydılar ya da her ne zamansa bir süreden sonrası çok da hatırında değildi. Cihan telefonu ters çevirip sırtını döndü lakin bir an aklına numaralar ve mesajlar geldiğinde gözlerini büyüterek yeniden telefona baktı genç adam.
Erkek Kuruları grubundan okunmamış mesajlar...
Berk: Cevapları görelim gençler...
Mete: Oğlum uyumuyorda bu! Kapat git yat!
Berk: Olmaz!
Mete: Konuş Berk! Ya şimdi konuş ya sonsuza kadar sus!
Mete: Aha! Lan... Bende cevap almışım! Şimdi gördüm.
Berk: Hadi be! Alo Cihan! Kalksana oğlum! Hah kalktı çevrimiçi...
Cihan: Ya gidin Allahınızı severseniz. Engelleyin beni arkadaşlıktan reddedin! Gidin abi ya!
Berk: Kim dedi oğlum sana o kadar zıkkımlan diye.
Mete: Bak bu kesin mesajları göndermedi bizi yedi.
Mete kişisi sizi guruptan çıkardı.
"Oh be!" Cihan telefonu kilitleyip yeniden yüzünü yastığa gömdü. Hemen ardından devam eden bildirim sesine karşın dişlerini sıkıp tekefonu kapatmak üzere kalktı bir müddet gözlerini ovalayıp ekrana bakması ardından "Ben kazandım!" mesajı ile yeniden whatsApp'ı açarak yazılanları okumaya devam etti.
Berk kişisi sizi gruba ekledi.
Berk: Cevaba bakın bi!
Mete: Baya kapak olmuş..Berk: Ya üstüme yok... Senden ne haber... 😜
M
ete: İstemem yan cebime koy. 😎
Berk: Ben kazandım! Cigo lan oğlum yazsana🤬
Mete kişisi sizi gruptan çıkardı...
Berk kişisi sizi gruba aldı...
Cihan mesajlara geri dönüp en son yazdığı "iyi geceler" yazısını üzerine tıklamadan gördüğünde oflayıp gruba geri döndü.
Cihan: Cevap yok... 😃 Hadi salın beni.
Mete kişisi sizi gruptan çıkardı...
---
Aynı gün öğlen...Ezgi sahildeki banklardan birine oturup boğazdaki akıntıyı izlerken kendini sakinleştirebilmek adına bir kahve yanına bolca ıvırzıvır almış kulağına kulaklıklarını takmış oturmaktaydı. Genç kız kahvaltı ardından bugün izinli olduğundan alışveriş bahanesi ile evden çıkmış kendini burada bulmuştu. Telefonu eline alıp mesaj panosunu yeniden açıp gelen mesajları dikkatle yeniden okudu.
05...: Merhaba Ezgi. Ben Cihan. Şimdi merak edeceksin hangi Cihan... Kırcalı olan. Cihan Kırcalı... (21.08)
05...: En azından bir selamı çok görme. Tabii şimdi sen inanmamışsındır bu Cihan Kırcalı bana nasıl ulaştı. Cihan Kırcalı o Cihan Kırcalı mı... Dur bak göstereyim.. (21.20)
Video... (21.34)
Resim... (21.38)
05...: Kötü çıktım baya. Ama idare et artık. (21.40)
05...: Ya sen inanmadın telefonu da açmıyorsun... Paşabahçe ... Sok... No 14 Hadi alayım seni kapıya çık yeterince inandırıcı oldu mu? (21. 45)
05...: Müsait değilsin sanırım... Bendepek müsaait sayılmam da merak ettim o saçlarının yarısı neden siyah kalanı bir tuhaf renk...
(05.... Engellendi)
Genç kız dudaklarını kemirerek panoyu kapatıp sağa sola bakındı kimdi bu manyak evinin adresine adına kadar biliyordu.
"Cihan Kırcalıymış... "
Ezgi dişlerini sıkıp ayak titretirken karşısında bir sapık olup olmadığını düşünmeden edemedi. Kasada ona takılıp takip etmiş olabilirdi onu bir köşede bıçaklayabilirdi bu kadar vahşetin kadın katliyamının olduğu bir dönemde nasıl hareket edeceğini bilemiyordu. Ailesine söylese... Genç kız yüksek sesle oflayıp elini banka vurdu. Annesi panik yapar evden dışarı çıkartmazdı babası amcası başına bela alırdı... Ya öylece duracak mıydı? Hayır tabiiki durmayacaktı. Son çare olarak ailesine başvuracaktı lakin onları huzursuz etmeden önce kendi başının çaresine bakabilecek bir yetişkin olarak aklı başında bir genö kızın yapması gerekeni yapmaya karar verdi. Polise gidecek suç duyurusunda bulunacaktı. Şimdilik yapabileceği en mantıklı şey buymuş gibiydi... Birde tanımadığı bir adamın ismi karışmıştı olaya. Ezginin koskoca Kırcalı holding sahiplerine ne ulaşıp uyaracak gücü ne bunun için zamanı vardı. Lakin polis olaya el attığı takdirde muhakkak haberleri olur o elini sürmeden sapığın işi biterdi...
---