Cihan öğle arasında yemek için birkaç yönetici ile dışarı çıkmışken telefonuna gelen bildirim ile kilidi açıp ekrana baktı.
Bal Köpüğü; Tünaydın... Birşey sorabilir miyim?
Genç adam gülümseyerek bir müddet ekrana baktıktan sonra masa kalabalık olduğundan önüne döndü.
"Cihan bey, Altındağ holding yapı malzemelerini taşıyan tırları durdurma kararı almış başka bir firma ile anlaşmışlar. Yeni ve güvenilir bir lojistik firması bulmak zorundayız"
"Bu konuyu el altından yürütelim medyaya yeterince sakız olduk. Birde bu çıkmasın. " Genç adam yeniden telefona bakıp hızlıca açarak "Tünaydın." Yazdıktan sonra adama döndü. "Ömer bey ile konuşacağım. Daha küçük bir firma ile anlaşabiliriz.Bizim için de karşı taraf içinde iyi olır Tabii ince elenip sık dokunmalı. " Cihan masadakilere bakıp kaşlarını kaldırdı. "Benim açımdan yek kriter sahibinin kızı olmaması. " Masadakiler gülmeye başlayınca o da katılarak başını iki yana salladı.
"Alemsiniz. " Proje planlamadan Aysel hanım peçeteyi ağzından çekerek devam etti. "Yeni gireceğimiz tekstil sektörü için merterde uygun bir fabrika arayışındayız ama istediğiniz ölçülerde boşta alan bulabilniş değiliz"
"O benim kendi projem. Acelesi olan birşey değil. Üstelik birkaç gündür düşünüyorum da alanı daha küçültüp spesifik çalışmak en uygunuymuş gibi. Yeni mezun genç beyinler ile gençlerin tarzına farklılık katacak birşey istiyorum. Şimdilik ağırdan almakta bir sakınca yok. "
"Cihan bey? "
"Yemek yiyelim... " Genç adam önüne dönerek yeniden telefonu eline aldı.
;Ezgi... Beni şöyle uzun uzun çaldırır mısın? "
Ezgi gelen mesajı gördüğünde anlamsız bir mimik yaparak telefona baktı. O nedenini sormadan "Hadi" Mesajı üzerine aramalara girerek adamın ismi üzerine bastı.
Genç adam telefon çaldığında masada onu yemek için değil beynini yemek için toplanmış olan guruba bakarak gülümsedi. "Afedersiniz buna bakmak zorundayım" Cihan ayağa kalkıp masadan ayrılırken aramayı hızla yanıtlayarak kulağına götürdü.
"Alo? "
Ezgi telefon karşıdan açıldığına dair elinde titreşince ne yapacağını bilemedi birde üzerine ses geldiğinde genç kız etrafa ardından sessizleşen telefona bakıp tedirginlikle kulağına götürdü.
"Alo... Orada mısın? "
" Açtın? "
"E aradın? " Genç adam güldü. Kulağına gelen çok ince olmayan lakin kısık mış gibi çatallanan ses karşısında kaşlarını kaldırdı.
"Çaldırmamı söyledin" Ezgi boğazını temizleyip cama doğru ilerleyerek dışarı baktı.
"Evet çünkü beni yemek yiyeceğiz diye kandırdılar ve çalıştırmaya devam ediyorlar"
Ezgi adamın kıstığı sesi ile kaçamak konuşuyor oluşuşu karşısında gülümsedi. "Küçükken büyük ziyaretlerinde sıkılıp anneme beni ara diye gizliden mesaj atardım. Ona benzedi bu"
"Tek geçerim. Her zaman işe yarar" Genç adam restoranın terasına çıkarak havaya baktı. "Soğuk"
"Sen oraya soğuk mu diyorsun cam önünde yüzüm dondu şu an" Genç kız mutfağa giren kardeşine bakıp yüzünü sıktı. Şimdi abuk subuk birşey diyecekti.
"Abla! Sen mi giydin çoraplarımı çıkar onları bana ver" Tolga ablasının ayağına eğilip çoraplarını almak için mücadeleye girişti.
"Senin çorabın yok mu kızım ne istiyorsun adamın çorabından... Hem çorap bu giyilnez öyle" Cihan kendi kendine sırıttı.