2 gün sonra
Sanem annesi ardından arabadan inerek yemek yiyecekleri restorana doğru ağır adımlar ile yürümeye koyuldu. Şaşırmış mıydı hayır... Pdr okumak isteyen biri olarak bazı konulara hakimdi ve kendindeki belirtiler de gözle görülürdü. Genç kız konuyu dillendirmekte çekinmişti çünkü annesinin sınav telaşesi onu germiş, böyle bir konu ile hayal kırıklığı oluşturmak istememişti. Çoğunluğun sandığının aksine iki ağabeyi de çok iyi netler ile okullarına girmişti. Kimse araya tanıdık sokmamıştı. Sanem gölgelerinde kalmaktan korkuyor olsa da kendisinin de farkındaydı. Hoş sınava dilden girebilir ve bebekliğinden beri yabancı uyruklu bakıcılarından ikinci dili olarak öğrendiği ingilizceden yüksek netler çıkarabilirdi hatta o puan ile malum üniversitelere girebikirdi lakin çok ilgisi yoktu ve olmak istediği şey de dil üzerine değildi. Arkasından " bende yabancı dadılar ile büyüsem kazanırdım " Laflarının da söylenmesini istemiyordu. Annesi çok göze batmayacak bir masaya doğru yönelip oturduğunda genç kız iç geçirerek çıkartmadığı gözlüklerine baktı. Muhtemelen fazla duygusaldı bu kadar insan içinde ağlamak da ona göre değildi. Sanem tek omzunu çekip bırakarak telefonuna mönü karekodunu okutup incelemeye koyuldu.
"Makarna partisi? ” Hülya hanım yaşafığı şoku atlatmak için biraz zamana ihtiyaç duyuyordu. Dahası suçluluk duygusu içindeydi. Ezgi öğretmenin tespitine biraz bozulmuş lakin içi içini kemirdiğinden derhal aile pisikoloğundan randevu almıştı. İki oğulun dahası iki varisin ağırlığından sonra kızını bir parça şımartmak istediği doğruydu bu yüzden sıkılganlığı ve hareketliliğini rahatlığa biraz da ergenliğe bağlamıştı. Sanem kendi halinde sessiz denilebilecek bir çocuk olmuştu. Neşesini kolay kaybedenlerden de değildi. Kadın gözlükleri altında buğulanan bakışlarını birkaç kez kırpıp ellerini ovaladı. Bugün diyete ara vermekde sakınca görmüyorum. Bol yağlı bir pesto mutluluk verici olabilir. Sen ne istersin? "
"Olur. Yeterki makarna olsun" Genç kız telefonu bıraktı. "Konuşmak istediğini biliyorum. Şu an Pedagojik ebeveyn olmaya çalıştığının da farkındayım. Sanki sizin zamanınızda pedagoji vardı... Bu kadar kasılma anne."
"Seni dikkate almadım ve şimdi sınava üç ay kala-"
"Pisikolog çok ileri düzeyde olmadığını söyledi. "
"Olabileceğini de belirtti. "
"Tedaviye başlayacağım. Yarından itibaren." Sanem kafa salladı. "Sorun olmayacak. Şimdiden bir rahatladım ki anlatamam. "
"Sınavi bir yıl daha erteleyebiliriz annecim. "
"Pardon neden biz erteleyeceğiz? Yoksa sende mi gireceksin. O zaman sen ertele ben bir daha aynı stresi çekemem şekerim"
"Neden bu kadar üzerine düştüğümü biliyorsun dimi Sanem? " Hülya hanım gözlüklerini çıkarıp doğrudan kızına baktı.
"Biliyorum... Oku ayaklarının üzerinde dur falan... " Sanem omuz silkti.
Kadın dudaklarını düzleştirerek çenesini kapalı tutmaya çalıştı. "Bu ihtiyaç meselesi değil."
"Onuda biliyorum ve kesinlikle katılıyorum anne. Sorun yok. Önemli olan tedaviyle birlikte herşeyin daha iyi olabileceği bence. Sınava gireceğim. Evde çalışarak!"
"Oktay bey bu konuda uzman eğitimciler tanıdığını söyledi numaralarını aldım eve döndüğümüzde arayıp görüşeceğim"
"Uzman eğitimci ile çoktan görüştün... " Sanem kaşlarını kaldırdı. "Ezgi hoca ile çalışmak istiyorum tabi kızı doğduğuna pişman etmediysen"
"Çok daha tecrübeli-"
"Eminim çok tecrübeli doktoralı yan dallı üst dallı, dallı budaklılar vardır. Ben, beni bu noktaya getiren kişi ile denemekten yanayım. Efecana da küstüm. "
![](https://img.wattpad.com/cover/358339346-288-k736420.jpg)