1 Hafta sonra
; Şimdi girdim eve umarım bu defa olmuştur iş.
Bal köpüğü; Bu tırnaklar uğursuz geldi bana!
Cihan eve girdiğinde büyük parlak beyaz karolar birkaç yeşil dev bitki bir adet aynalı ince hol için tasarlanmış komodin ile döşenmiş geniş holün sağ tarafında kalan ana salondan gelen tartışma sesine odaklandı. Annesinin sesi baskın çıkıyor Sanem tiz bir şekilde karşılık veriyordu. Kadın ile erkek tartışması belki bir noktada biterdi lakin iki kadın birbirlerine karşılık vermeye başladığında sonu gelmiyordu. Genç adam ortalığı yatıştırmak ve yine sorunun ne olduğunu öğrenmek adına montunu çıkarıp kapı yanında duran ayaklı dilsiz uşağa asıp çantasını da oraya koydu. Sessiz adımlarla önce başını içeri uzattı ardından tamamen girip ikiliye baktı. "İyi akşamlar ateş saçan öfkeli bayanlar... Sesiniz baya yankılanıyor"
"Senin yüzünden! " Sanem ağabeyine dönüp ciyakladı. "Senin fevriliğinin ceremesini çekiyorum! "
"Hop! Ben ne yaptım kızım daha eve şimdi adım attım"
"Sen ne akla hizmet iptal ediyorsun özel öğretmenleri?"
Genç adam kaş çatarak Saneme baktı. "Dershaneye gidiyorsun."
"Ya ben ya-pa-mı-yo-rum! ” Sanem yanaklarındaki havayı üfleyerek koltuğa oturup yüzünü avuçları arasına aldı.
" Bir sene kızım... Yalnızca bir sene dişini sıkacaksın! Sen iyiye gideceğine kötüye gidiyorsun şu hale bak! ” Hülya hanım elinde duran sonuçnkağıdını oğluna doğru salladı. "Şuraya bak. Şu netlerle Koçu Sabancıyı kenara koy diğerlerine bile yüzde yüz burslu giremez!"
Cihan annesinin yanına giderek elindeki kağıdı aldı ve incelemeye koyuldu.
"Çok komik! " Sanem annesinin yorumu üzerine çantayı alarak hızla odasına çıktı.
"Sanem! Buraya gel! "
"Anne sakin! " Genç adam elindeki kağıdı katlayarak koltuğa oturdu. Geç otur. "Sema abla buraya bir melisa çayı lütfen birde filtre! "
"Ne yapacağız Cihan? Ben ikinizdede görmedim böyle birşey. Bu kızın okumaya niyeti yok. Ne yapacağız eften püften bir bölüme parayla mı sokacağız... Yurt dışına falan göndermem aklı bir karış havada. "
"Anne bunlar o kadar da berbat netler değil. Pekala sayısala kıyasla sözel yerleri süpürüyor olsa da... "
"Efe öğretmen gelirken güzeldi yükseliyordu ama birden çöktü. Sabah aradım. Bırakırlar mı? Tüm günleri dolu. Dershaneyle de barışamadı bir türlü. "
"Mezuna kalır en kötü neden bu kadar üzerine düşüyorsun? ” Genç adam omuz silkti. " On sekiz yaşında daha"
"Olmaz... Mezuna kalsa Sanem Kırcalı özele dahi gidemedi diye bir ton dedikodu. Sanemi biliyorsun hemen çöküşe geçip pes eder. "
"Bence fazla evham yapıyorsun. Çok da üzerine gidiyorsun. Kararı ona bıraksan? ”
"Benim için ikinizden de daha önemli onun iyi bir meslek sahibi olması.ihtiyaç meselesi değil bu. Bir kadın olarak ayakları üzerinde duracak! Sanem daha ne yapmak istediğinden bile emin değil."
"Ya... Bizim seçme şansımız yoktu nasıl olsa." Cihan sırıttı. "Daha üç ay var. Sanemin temeli iyi yalnızca iteklenmeye ihtiyacı var. İstemiyorsa tamam gitmesin dershaneye. Önce ne okumak istediğini söylesin kesin karar versin ona göre bir yol çizelim. Olmaz mı? ”
" Pdr istiyormuş..." Hülya hanım kaşlarını kaldırdı.
"Anladım..." Cihan çenesini sıvazlayarak bir müddet etrafına bakındı. "Efe miydi neydi şu sözelci. Birde ben arayayım. "