2.1 panik

77 15 10
                                    

Ezgi bahçe kapısı dışında yoldan gelip geçen arabalara bakınıp nerede beklemesi gerektiğini düşünürken garaj kapısı açılarak mavi spor arabası ile arabanın burnunu çıkaran ve kendisine korna çalan Cihan'a baktı. Bir an ne yapacağını bilemedi adam içeriden kendisine el ettiğinde ise yeterince üşüdüğü için araba kapısına doğru yürüdü. Hay aksi nereden açılacaktı? Ezgi dudaklarını birbirine bastırıp eliyle cama vurdu. Cihan kapıyı açtığında ve o kapı kuş kanadı gibi yukarı kalktığında ise evvela kapıya ardından oldukça alçak olan arabanın koltuğuna baktı. "Bu araba tercihi için suçlu olan sensin." Genç kız içeri nasıl gireceğini bilemediğinden önce başını sokarak ayağını içeri attı ve kendisini tuhaf bir biçimde içeri tıkarak koltuğa bıraktı. "Hiç öyle bakma. Bizim araba daha insani özelliklere sahip."

Cihan kızın oturuş tarzını yadırgamadı bunun yerine komikliğine güldü. "Enteresan bir giriş tarzın var."

"Ya, evet..." Ezgi atkıyı öne doğru çekerek yana baktı ve bu defa Cihan Kırcalı ile göz göze geldiğinde ağır ağır kafa salladı. "Bana hayatımın en tuhaf anlarından birini yaşamadığımı söyleyemezsin."

"Merhaba." Cihan kızın tamamen kahveye dönmüş saçlarına ardından kızaran burnu ve yanaklarına bakıp arabanın kapısını kapatmak için otomatiğe bastı. "Ezgi."

"Merhaba... Cihan?" Ezgi bakışlarını önündeki yola çevirerek gelen arabalara baktı. "Yol boş gibi."

"Emniyet kemeri öğretmen hanım." Cihan eliyle işaret etti.

"Evet... Ben de bindiğimde kendinden kelepçeleyecek sanmıştım." Genç kız elini geriye atarak kemeri alıp yerine taktı. Ardından gülümseyerek arabayı çalıştıran adama gözlerini devirdi. "O kadar değil."

"Pekala. Kahve için sahile gidecektik biliyorum fakat işler iyi görünmediğinden bu defalık benden olsun. Daha sakin bir yere gidelim. " Cihan terleyen elini üzerine silip gözlüklerini takarak sağa sola bakınıp yola çıktı. Ezgi ise titreşen telefona bir müddet bakıp açtı.

"Ezgi. İşin bitti mi kızım nasıl geçti?"

"İşim bitti baba... Sonsuza dek bitmemiş olmasını umuyorum." Genç kız göz ucuyla Cihana baktı.

Neden? Bir şey mi oldu?

"Hayır. Rahat battı bana diyelim. Öğrencimin ADHDsi olduğunu söyledim... Velisine..."

"Hülya Kırcalıya?

"Ta kendisine... Baba gelince konuşalım olur mu gidip arkadaşımla bir kahve ve buzlu su içeceğim."

İyi yapmışsın. Öğretmen dediğin gerçeği söyler! Öğrencinin iyiliği için... Kaldıramamak ve çocuğa zarar vermek velinin sorumluluğu. Geç kalma.

"Tamam..." Ezgi telefonu kapatıp kendisine bakan adama döndü. "Yola bak."

"Bakıyorum..." Cihanın kaşları az önce duyduğu harfler ile çatıldı. "Adhd.. her ne ise o nedir?"

"Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu..." Ezgi ellerini ovalamaya koyuldu.

"Sanemde?" Cihan gözlerini kıstı. Hiperaktiviteden fazla uzak.

"Hiperaktivite değil belki ama gözlemlediğim kadarıyla dikkatini toplayamıyor. En ufak şey onu rahatsız ediyor."

"Önceki öğretmenine kafayı taktığı için sinir bozuyor olabilir." Cihan olumsuz manada kafa salladı.

"Kız kardeşini tanımıyorum ama şımarıklık etmediğini söyleyebilirim. Bilgisiz de diyemem bir temeli var. Belki biraz eksiklikleri olabilir. Ama..."

BAL KÖPÜĞÜ | TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin