Öğretmenin benden istediği şeyi reddetme gibi bir lüksüm yoktu.
Kawaki'yi eksikliği ne ise çalıştırmak zorundaydım.
Ve bir de Boruto vardı.
Boruto bana yük olmazdı ama bu çocuk...
Sinirle iç çekmemek için zor durdum.
"Bence buna gerek yok, eski okulumla aşağı yukarı aynı konudayız, bu yüzden kendi başıma çalışabilirim. Eğer tıkanırsam kendisinden yardım isterim."
Söylediklerini duyunca Kawaki'ye döndüm.
Ancak bakışları bende değil, öğretmendeydi.
"Pekala...Ancak bir sorun olursa Sarada'dan yardım alacaksın."
"Peki..."
Üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettim.
Bana döndüğünde ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım.
Bu çıkışını beklemediğimi için şaşırmıştım ama onunla yüz göz olmadığım için de sevinmiştim.
Hoca ayağa kalkıp giderken hafifçe gülümsedim.
"Teşekkürler."
Bariz bir şekilde çarpıkça sırıttı.
Onun o sırıtışına öylece bakarken kızlarla konuşmak konusunda çekinmeyen ve flörtöz gibi olduğunu hemen anlamıştım.
'Tıpkı Boruto gibi...'
Benim yerimde başka kızlar olsaydı onun bu bakışıyla yelkenleri suya indirirlerdi ama benim sonuna kadar çektiğim o duygu kalkanından bu sırıtış sadece sekip başka bir yere giderdi.
Başımı ciddi bir şekilde sallayıp yanından geçtim ve sınıftan çıktım.
Bana soru sormayacağını ummaktan başka çarem yoktu ama bu düşüncemi sesli bir şekilde dile getirmek kabalık olacağından sadece olmasını ummalı yada benim yaşımdaki kızların dediği gibi 'manifestleme'liydim.
İç çekip kafamdan az önceki olayları attım, yardımımı istese bile yapacak bir şey yoktu.
Alt kata inip geniş kantine girdiğimde şansıma çok fazla sıra olmadığını gördüm.
Suyu alıp dün cevaplayamadığım için vicdan azabı duyduğum Herakles'in mailine dönebilirdim.
Evet, şu anda Boruto'nun dün babamla ilgili söylediklerinden uzaklaşmanın tek yolu buydu.
'Yoksa boğulacağım ve kendi karanlığımda uzun süre hapis kalacağım.'
Ürperdim.
Ancak şu anda bu konuyu düşünmemek için her şeyi yapabileceğim düşünüldüğünde mailine nasıl bir cevap vermem gerektiğini hayal ederek zihnimi meşgul ettim.
Cüzdanımdan parayı çıkarırken yüzüme aptal bir gülümseme hakim olmaya başladı.
Herakles'le ne zaman konuşsam ya da ona mail atmayı düşünsem hep böyle hissediyordum.
İlk başta onunla konuşurken çekingen ve sert bir tavır sergilesem de zamanla duvarlarımın içinden geçip bana dokunmuş olan gerçek adını bile bilmediğim birine karşı böyle hissetmek ne kadar doğruydu emin değildim...
Ondan hoşlanıyor muydum? Yoksa arkadaşlar böyle hisseder miydi?
Bunun bile cevabını veremediğim zihnimde yine de yerinin olması belki de 'huzur verici' olarak tanımlanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEIANIRA (MAN DESTROYER) 🕯️/ UCHIHA SARADA FANFICTION
FanficHayatın beni renkleriyle boyayacağı yaşta ben senin siyahlığında kavruldum, acı çektim ve olgunlaştım. Ama şimdi her şey bitmişken, ben büyümüşken ve senin yokluğunu kabullenmişken neden dönmeyi seçtin baba..? İçimde sana karşı besleyebileceğim bir...