Evelyn onun için rüya gibi geçen düğün balosu ardından ailesiyle vedalaşmış kalan son sandıkları arabaya yüklenmiş Hulmedaki kaleye gitmek için müstakbel kocası ile birlikte yola koyulmuştu. Sezon henüz tam olarak bitmemiş olsada Edward Londrada değil kendi kalelerinde olmak istemişti. Mahremiyet önemliydi. Sonuçta onlar yeni evliydi. Genç kız yolculuk için giydiği sade tarlatansız toprak rengi elbisesinin etekleri ile oynamaya koyuldu. Yaklaşık üç saattir yoldaydılar Edward bu süreyi dışarda at üzerinde geçirmişti. Evelyn Bernardın da yolculuklarında at ile seyahat etmeyi sevdiğini bildiğinden erkeklerin genelinin böyle olduğunu düşünmeden edemedi. Genç kız heyecan içinde bozdurduğu topuzunun yerine başına takılan yüzünü çevreleyen başlığının ardından sallanan kumaşı düzeltip camdan dışarı baktı. Bir parça sıkılmıştı. Edward onunla birlikte yolculuk etseydi belki çok daha eğlenceli olabilirdi. O kendince kocasını yanında istediğini düşünürken arabanın durup adamın karşısına geçip oturmasıyla gülümsedi. "Hoşgeldin Edward bende tam birlikte devam etmemizin güzel olabileceğini düşünüyordum yoksa duydun mu beni? "
"Biraz yoruldum"
Evelyn elini karlısındaki adama uzattı. "Artık evliyiz sevgilim... Kaçmadan yan yana durabiliyor olmak ne kadar güzel bir duygu"
Edward karısının kendisine uzattığı ele ardından yüzüne bakıp kollarını göğüs hizasında bağladı. "Bu konuyu konuştuk lakin tam idrak edemediğini varsayıyorum gerekmediği sürece dünyevi keyfiyetlerden uzak durmak zorundayız"
"Ama bu keyfiyet değil bir gereklilik..." Genç kız havada kalan elini kucağına çekti. "James ve Katherine-"
"James günahlarının kefaretini nasıl karşılayacak bilemiyorum... "
"İyi ama biz zaten pek çok şey... Yani biz"
"Hepsinin bedeli ödendi Evelyn... Emin ol tüm bunların karşılığını bilsen sende istemezdin" Edward dudak büktü.
"Nasıl bir karşılık... "
"Bunu sana öğreteceğim uzun bir zamanımız var önümüzde. Bu arada üç güne bir iş seyahatine çıkmam icap ediyor. "
"Üç gün? ” genç kız gözlerini düşürdü bu bizim balayımız erteleyemezmisin? ”
" Tanrı nimetlerini de affınıda yalnızca çalışanlara bahşeder Evelyn. Çalışmayanlar cehennemliktir. Hiç durmamak gerekir. Bu dünyada yapacağın her şey diğer tarafta rahatlık sağlayacak unutma. Bense bizim için elimden geleni yapacağım"
"Oysa paradan çok daha önemli şeyler var bana kalırsa Tanrı çok çalışıp sevdiklerimizi ihmalnetmemizi istemez..."
"Tam bir bağnazsın karım... Ne yapacağız seninle... "
"B-bağnaz? " Evelyn gözlerini kırpıştırdı.
"Bugün iyi durumdayım ve bunu çalışkanlığıma borçluyum... Tanrı yalnızca çok çabalayanları rızıklandırır. Fakirlik ve sefalet içinde olanlardan vazgeçer çünkü onlar ödevlerini yerine getirmeyenlerdir"
Gençkız kaşlarını kaldırarak kafa sallaması ardından şu an duymak istemediği bu konulardan kaçabilmek adına bir müddet başını camdan yana çevirdi. "Sanırım günün ilk ışıklarında evimizde olacağız ve biz... Yani... "
"Halledilmesi gereken önemli bir mesele var. " Edward kendini tutmaktaydı. Kadın ta anlamıyla onun olup hiçbiryere gidemeyeceği vakte dek... Fazla konuşuyordu ve bu onun canını sıkıyordu. Kendini el değmemiş bedenini düşünmeye zorlayarak gözlerini kıstı.
"Sabahları nasıl kahvaltı etmek istersin senin için neler hazırlatayım?"
"Biraz lapa kafi. Sağlıksız şeyler ile bedenimize zarar vermeyeceğiz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUS EVELYN
Historical Fiction"Kanatlarım var benim... Ne olursa olsun bu çamura, ise bulanmadan üzerinden geçebilirim... Üstesinden gelebilirim..." Evelyn Mosley