3 Hafta Sonra
Evelyn, Edwardın ani iniş çıkışlarına adapte olmaya çalışırken fazla yorgun düşmüştü. sıcak mı soğuk mu, yaz mı kışmı, beyaz mı kara mı bilemiyordu genç kız neyin doğru neyin yanlış olduğunu kestiremiyordu ve işin kötü tarafı savunmaya geçemiyordu. Edwardın gerekçeleri öyle mantıklıydı ki Evelyn Bernardın çok toy olduğunu söylediği zamana hak verir olmuştu. Henüz hayatı öğrenmeden evlenmeye kalkmıştı lakin bunu yapan tek kendisi miydi? Evelyn artık Mary Jane e de soramazdı çünkü Edward geçen hafta ki düğününe onu göndermemişti. Gebe olabileceğini ve yolu kaldıramayabileceğini belirtmişti. Evelyn düşününce şu sıralar ay başı zamanları olduğunun farkındaydı. Ebe ona aybaşı geciktiği takdirde gebe kalmış olableceğinden söz etmişti lakin telaş etmemeliydi çünkü gebelik uzun bir süreç de olabilirdi. Evelyn ise telaşlıydı. Bir an evvel bir bebek sahibi olup onu yapmak için çektiği ağrı ve eziyetten kurtulmaktan başka bir şey istemiyordu. Genç kız merdivenlerden ağır ağır, büyük bir dikkatle inerek oturma odasına doğru yürüdü. Dün MouternBettenlerden yatıdan dönmüşlerdi. Hulme'a iki saatlik bir yol olduğu için Edward onu yanında götürmüştü. Bu da başka bir meseleydi çünkü Evelyn Leydi Lettice'e laf yetiştiremiyordu. Hatta akşam yemeğinden sonra bir an evvel yatmak istediğini çünkü gebe olabileceğini söylemiş hazırlanan odaya biraz erken çıkmıştı. Zaten de Lord MouthernBetten'in Amerika'ya gidip orada yenilik peşinde koşturmak için en küçük kızlarının bir yıl daha büyümesini bekleyeceğini söylediğinde ortalığı görünür kara bulutlar sarmıştı. Edward yakın dostunun gitme isteğine fazlasıyla bozulmuş görünüyordu ve Evelyn'i de adamın onların peşine takılarak onu İngiltereden uzaklaştırabileceğinin korkusu sarmıştı.
Genç kız oturma odasına girdiğinde kocası tekli koltuğu büyük cama doğru çevirmiş önünde içkisi ile oturmaktaydı. Fazlasıyla kederli görünmüştü gözüne. Evelyn derin bir iç çekerek adamın yanına yaklaşıp elini omzuna koydu. "Neyin var sevgilim?"
"Yok bir şey..."
"Çok üzgün görünüyorsun Edward. Dilersen seni dinleyebilirim... Üzüntü paylaştıkça azalır. Bilirsin konuşmayı seviyorum ama dinlemeyi de aynı ölçüde severim." Evelyn kendince gülümsedi.
"Git başımdan Evelyn!"
"Anlamadım?" Evelyn hafifçe çekilip kaş çattı lakin sinirlerinin çok bozuk olduğunu düşünerek kendisini toparlamaya çalıştı. Boğazını temizleyip eğilip adamın yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "Üzülme sevgilim. Sanırım Lord ve Leydi Mouthernbetten ın Amerikaya gitme fikri seni çok sarstı. Bir yıl uzun bir süre çok fazla şey-"
"Sana uzak durmanı söyledim!" Edward ayaklanarak kadını kolundan tutup kapıya doğru götürdü.
"Edward?"
"Sus! Sus Evelyn! Açma ağzını! Benim bedensel çöküntüm ile uğraşacağına oturup gebe kalmak için çaba sarf et! Gebe misin Evelyn? Dün bunu pek keyifle dillendiriyordun! Başardın mı!" Lettice çok ağlamıştı gece.
"B-ben s-sanırım! Yani bunun için çok uğraştık..." Evelyn kapı önüne gelip adamın onu dışarı ittirmesi ile başını iki yana salladı.
"Güzel! Öyleyse git dinlen!" Edward kapıyı çekerek önündeki sehpa üzerindeki vazoya elinin tersiyle vurup bir küfür savurdu.
Evelyn ise çarpan kapı ile birlikte yerinde sıçrayıp irice açtığı gözlerine yaşlar birikene dek ne olup bittiğini çözmeye çalıştı lakin aklı almıyordu artık. Genç kız bir aklı olup olmadığını da bilmiyordu...
---
Ertesi gün.
Evelyn lazımlıkta korkunç gerçeği ile karşılaştığında eli ayağının titreyişine engel olamadı. Görünen o ki bu ay olmamıştı şimdi ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Kahvaltıya korku içinde inmiş masa ucunda yüzü önünde sessizce yemişti yemeğini bittiğinde ise hızla kalkıp kendisine başka bir meşguliyet bulmak istemişti. Hızlı bir reverans ardından "Afiyet olsun lordum" diye mırıldanarak derhal kendi kişisel oturma odasına yöneldi. orada biraz nakış işleyerek çok meşgul gibi görünebilirdi. Evelyn Edwarda nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Genç kız içeri girip ufak nakış sandığında işlemeye başladığı mendili eline aldı ve oturdu. Tam motife başlamış bir yandan da ne yapacağını düşünürken kapının açılması ile yüzünü çevirip içeri giren kocasından yana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUS EVELYN
Historical Fiction"Kanatlarım var benim... Ne olursa olsun bu çamura, ise bulanmadan üzerinden geçebilirim... Üstesinden gelebilirim..." Evelyn Mosley