1 Ay Sonra
Evelyn oğlu Daniel'ı göğsünden çekip gülümseyerek esneyip yumruk yaparak havaya diktiği minikbellerini kıpırdatışını izledi. Omzuna alarak sırtını ovalayıp gazını çıkartmaya uğraşmaya koyuldu. Bu kadar mı güzel kokardı her bebek yoksa onun çocuğu olduğundan mıydı bilmiyordu lakin herşeyi bir kenara bırakmıştı Evelyn. Yalnızca Daniel vardı. Lohusa bir kadın olduğundan odadan çıkarılmıyordu lohusa kadın ve yeni doğan vaftizsiz bebeğin pis olduğuna olan inanıştan yanına pek gelen giden de olmuyordu. Genç kız oğlunu yatakta hemen yanına yaptığı yere yan yatırıp ardını destekledi ve yeni bir alışkanlık olarak her saat başı yaptığı gibi eğilip nefesini dinledi. Bazen çocuğu çekeliyor rahatsız ederek hareket edip etmediğine bakıyordu. Genç kız acıyan göğsünü ovalayıp kapatarak Suzynin onun için hazırladığı şerbetten içmeye koyuldu. sütü fazlalaşsın diye elinden geleni yapmıştı. Evelyn yanında onun gibi bir yardımcı olduğu için tanrıya duacıydı. İlk günler Daniel çok halsiz olduğundan -ki ters doğumdan ötürü neredeyse onu kaybediyorlardı- o da aynı durumdan muzdarip olduğundan sütü pek az gelmiş suzy onu şömine karşısına oturtup sıcak havlular ile sarmalayarak yardımcı olmuştu. Şimdi ise durduramıyordu ve işginçti ki genç kızın ne zaman sızıntısı olsa Daniel ağlamaya başlıyor sanki bedeni onun acıktığını hissediyordu.
Evelyn Mosley derin bir iç çekerek şalına sarınıp cam kenarına gitti. Ön bahçenin taş yolunu gözleri ile takip ederken Edwardın önlerindeki hafta için vaftiz töreni hazırladığını düşündüğünde ise gülümsedi. Keyifliydi çünkü ailesi törene gelecekti. Öte yandan Bernardın gelip gelmeyeceği meçhuldu ki babası son ziyaretinde onu görmediğini Londradaki hayatına fazla adapte olduğunu hatta elindeki para ile yeni işler kurmaya çalıştığını söylemişti. Lakin o gün yaşananlardan bahsetmemişti. Elbet etmezdi Bernard kolay kolay konuşmazdı. Evelyn dönüp oğluna bakarken elinden birşey gelmeyeceğini biliyordu. Eğer o gün Ağabeyi ile gitseydi Daniel Grey hanesine mensup olacaktı. Lakin şu an Baron Mosleyin soy adıyla bu toprakların gelecekteki varisiydi. Artık bunu hiçbir güç değiştiremezdi. "Herşey senin için oğlum" diye mırıldanarak yeniden önüne dönüp başını cama yasladı genç kız. Vaftiz sonrası yenecek yemek ve yapılacak mütevazi kutlama için bahçe çiçeklendirilmekteydi. Ne vardı ki yer yüzündeki tüm çiçekler bitmiş geçiş yoluna karşılıklı olarak güller dikilmişti. Evelyn başını iki yana sallayıp gülerken o yolların kime ait olduğunu çok iyi bildiğini varsayıyordu yinede kafasında netleştirmeden bir delil ya da kanıta sahip değilken susmak en iyi seçenekmiş gibiydi. "Sus Evelyn" diye mırıldandı. Tanrının cezası kocası kendisini hangi kırbaçla yaralarsa yaralasın bu kefareti ödeyemeyecekti ve Evelyn de kesinlikle doğup büyüdüğü gibi bir katolik olmaya içten içe devam edecekti. Tümpisliği yapıp iki yara ile işin içinden sıyrılmak dünyadaki en saçma şeydi. Gördüğüne susacak tüm yorumlarını içinde tutacak olsa da oğlu için asla kendine zarar getirtmeyecekti. Dengesiz kocasının ona da zarar verip vermeyeceğinden emin olamıyordu.
Herşey bir yana ortalık bu evin içerisinden çok daha fazla karışmış durumdaydı. İskoçlar ile anlaşma yaparak konumunu kpruma altına alan Kral Charles mahkemeye çıkarılmış akabinde idam edilmişti ve prens Jhonun da öldürüldüğünü Suzyden işitmişti. Diğer oğlu Charles ise zindanda hapis tutulmaktaydı. Cromwell başa geçmiş şimdi hedef aldığı İskoç birlikler ile savaşa girecekti. Suzy uşaklardan duyduğu kadarıyla etrafın tarumar olacağını söylüyordu. Evelyn ise bunların hiç biriyle ilgilenmiyordu. Kapısı çalındığında düşüncelerinden uzaklaşarak hızla yatağa doğru ilerleyip bebeğinin yanına oturdu Edward sessizce içeri girdiğinde yüzünü kırıştıracak oldu lakin ovalayıp adamın gelip ayak ucuna oturarak oğlunun yüzüne bakışını izledi.
"Vaftiz töreni için sabırsızlanıyorum Evelyn. Oğlumu rahatça kucağıma alabileceğim. Şu pis halden bir kurtulun çok daha güzel olacak... Bu arada" Edward kadını süzdü. "Lohusa kanaman ne durumda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUS EVELYN
Historical Fiction"Kanatlarım var benim... Ne olursa olsun bu çamura, ise bulanmadan üzerinden geçebilirim... Üstesinden gelebilirim..." Evelyn Mosley