2 Gün Sonra
Evelyn gün ışığı gözlerini zorlamaya başladığı vakit yüzünü sıkıp görmezden gelmek istedi. Düğün sabahı yataktan çıkmamıştı. Her türlü çıkaçak hali yoktu. Kimse de çıkıp çıkmamasını sorgulamamıştı zaten. Genç kız önüne konanlardan yemiş yatağın içinde oturup tüm gün odayı seyretmişti. Sırtını yatak başlığına dayayamıyor gece derin uykusunda sırt üstü yattığında acı ile uyanıyordu. Dün korku içinde karşılaşacağı manzaradan kaçmamaya karar vererek ardındaki düzensiz şeritler halinde oluşan uzun morluklara bakmış sonrasında yine yatağına geçip ona neler olduğuna anlam veremeyerek öylece oturmuştu. Dehşet içerisindeydi Evelyn... Böyle bir şeyin nasıl olabileceğini düşünmeden edemiyordu. Edwardın acımasızlığını ise kaldıramamıştı bünyesi. Bugün ise artık yataktan çıkması gerektiğinin bilincindeydi lakin bedeni kaskatı kesmiş hareket edemez olmuştu. Genç kız kapı iki defa tıklatılıp açıldığında derin bir nefes alarak doğruldu gelenin kocası olduğunu gördüğünde ise titrek bir nefes vererek ellerini önünde birleştirdi.
"Günaydın Evelyn..." Edward yatağın içinde oturmuş göz altları çökmüş olan kadına bir müddet bakıp iç geçirerek gidip yatağın ucuna oturdu.
"G-günaydın lordum" Evelyn buz gibi çıkan sesine engel olamamıştı.
"Evelyn..." Edward elini uzatıp kadının yanağına dokundu hafifçe yüzünü çektiğinde ise ağır ağır kafa salladı. "Bazen kendimi tutamayabiliyorum... Öfkeli bir adam olabiliyorum..."
"Bunu gördüm"
"Evelyn... Her şey senin için çok yeni bunun bilincindeyim. Lakin içini rahatlatacaksa eğer... " Edward gömleğinin valonlarını kaldırarak bileğindeki kızarıklıkları gösterdi. "Tek başına bu kefareti ödemedin" dedi sesini alçaltarak.
"S-sen?" Genç kız adamın kızarık ve mor bileklerine eğilerek bakıp parmağıyla morluklara dokundu. "Ne yaptın?"
"Bazı davranışlarımın bir bedeli olmasa mıydı?" Edward kadının gözlerine kendininkileri dikip öylece kaldı. O yatakta Letticei hayal ederek kadına sahip olmanın elbet bir kefareti olmalıydı lakin Evelynin bu konuda fikir sahibi olması hoş değildi. Üstelik toparlaması ve ayak uydurabilmesi için yumuşaması gerekmekteydi.
"Ah, Edward... Bu çok mu gerekli..."
"Öyle... Herşey kurtuluşumuz için Evelyn... Sen kocanı istemez gözükerek hoş bir davranış sergilemedin. Ve bende bazı hatalarda bulundum. Bunun için kiliseye para vererek af çıkartmamız sence mantıklı mı yoksa yaptığımızın bedelini bizzat mı ödememiz daha uygun. "
"Bilmiyorum"
"Pekala... Bugün birinci gün. yediklerimizde dikkatli olup sebt edeceğiz. Ayrıca hasta ziyaret edecek bol bol kutsal kitap okuyacak ibadet ile meşgul olacağız."
"Anlıyorum." Evelyn yeniden adamın bileklerine baktı.
"Gel Evelyn..." Edward bu gün şefkat ve merhamet göstermesi gerektiğinden kadının yanına iyice yaklaşarak onu koltuğu altına alıp başını göğsüne yasladı ardından bir ettiği ellerini sıvazladı. "Böyle büyük bir zorluğa katlandığın ve benim karım olduğun için çok şanslı bir adamım."
Genç kız birkaç damla gözyaşı döküp iç geçirerek adamın göğsüne sindi. Yalnızca kendisinin canının yanmadığını bilmek içine bir nebze su serpmişti. Edwardın ona sarılıp şefkat göstermesi ise bedenine gevşeklik gibi bir his vermişti.
"Beni seviyor musun Edward?"
"Bu nasıl bir soru?" Edward dudaklarını kemirdi. "Aksini mi düşünüyorsun yoksa..." Genç adam yalan söylememek zorunda olduğunu bildiği için bazı kelimeleri çarpıtmakta sakınca görmüyordu. Sonuç olarak ağzından sevgi sözcüğü çıkmamıştı. Nasıl anlıyor olduğu onun sorumluluğuydu. Sezonun balolarında cilveleşmek yerine tercih ettiğim kadın olduğunu ne de çabuk unuttun... Beni incitiyorsun... Yalnızca inancım- ki bunun doğru olan olduğunu sende göreceksin - bunun gerekliliklerini yapmaya çalıştığım için aksini düşünüyor olman..."
Genç kız iç geçirerek adamın elini sıkıca kavradı. "Sanırım buna alışabilirim..."
"Şu an çok memnun bir adamım bu gerçek. Üstelik bu gün sona erdiğinde ve doğacak evlatlarımız için yeniden birleştiğinde bu defa çok daha farklı ve güzel olacak her şey..." Edward kendini geri çekip kadına gülümsedi. "Hadi Evelyn... Hazırlan ve aşağı gel. Oldukça yoğun bir gün bizi bekliyor. Üstelik ziyaretlerimiz sırasında civarı da görebileceksin."
Genç kızda gülümseyerek kafa sallayıp doğruldu. "Hemen hazırlanacağım."
---
Ertesi gün...
Suzy odaya girdiğinde Evelyn hıçkırıyordu. Barones perişan haldeydi Baron Mosley ise veda dahi etmeden çıkıp gitmişti. Halbuki dün tüm günü birlikte geçirmişler ibadet edip civarı dolaşmışlar oldukça güzel bir görüntü sergilemişlerdi.
"Leydim?"
"Suzy lütfen bana bir ebe çağırır mısın?" Evelyn yüzünü kurulamaya çalışarak doğruldu. Herşeyi mahvetmişti genç kız. Edwardın ona karşı tüm iyi niyeti akşamına beceriksiz memnuniyet veremeyen bir hal ile sonuçlanmıştı. Yatakta doğrulup şifonyere oturarak yüzünün aldığı şekle bir müddet baktı. Çok çirkin görünüyordu. Suyla kızaran yanaklarını ıslatıp kendini toparlamaya çalıştı. Ona ne olduğunu bilmiyordu. Dünü suçlayamazdı. Edward ile birlikte oldukça güzel vakit geçirmişlerdi. Sohbet konuları her ne kadar Evelynin idrak etmekte güçlük çektiği şeyler olsa da kocası sabırla ona açıklamış birlikte dua edip katolik kilisesine rağmen anlaşılacak bir dil ile ellerinde olan incili bizzat okumuşlardı. Edward ona neyin neden olduğunu neyi ne için yaptığını kutsal kitaba dayanarak açıklamaya çalışmıştı. Onun aşırı dindar bir adam olarak sohbetin başka türlüsünü beceremediğini anlayabiliyordu ve kendi hoşlandığı şeyler için Leydi Mouthenbetten ile kadın kadına konuşarak bu ihtiyacını giderebileceğini de vaadetmişti kocası. Lakin gece olduğunda genç kız tüm şevk ve isteğine karşın bedeni kocasını kabul etmemiş Evelyn korkunç ağrı ve ıstıraplar çekmişti. Ayakları ve kolları ile sarılmaya çalışsa da olmamış aşağıdan bir güç adamı ittirmişti. Çektiği ağrının tarifi mümkün değildi ve Edward öyle öfkelenmişti ki Evelyn diyecek hiçbir söz bulamamıştı. Bir müddet ne yapacağını düşünmeye çalıştıktan sonra Ebe odaya geldiğinde iç geçirerek kadından tarafa döndü.
"Buyurun Barones beni emretmissiniz"
Evelyn kadının yerlere dek eğilerek yaptığı reveransa gülümsemeye çalışıp kafa salladı. "Bende bir sorun var. Bunun nedenini bilmek istiyorum."
"Ne gibi bir sorun?"
"Benim korkunç ağrılarım var. Yani çocuk olacak kısımda. ve bedenim kocamı kabul etmiyor..."
"Sizi muayne edebilir miyim?"
"Elbet..." Evelyn kafa sallayarak kadının el etmesiyle gidip yatağa uzandı. Ebe geceliği altına girerek baktı ardından doğrulup serçe parmağını kaldırdı. "Şimdi burayı kullanarak çok minik bir müdahalede bulunacağım lütfen tedirgin olmayın leydim"
"Evet..." Evelyn canı çok yandığında kadının doğrulmasıyla yüzüne baktı. "Çok ağrım var"
"B-ben çok ufak b-bir müdahalede bulundum lakin kendinizi lütfen serbest bırakın çok kasılıyorsunuz leydim"
"Peki..." Evelyn acıyı yeniden hissettiğinde dayanmaya çalıştı. Ebe doğrulduğunda o da oturdu.
"Çok mu korktunuz... "
"H-hayır ben... belki bir parça lakin bunun Baron Mosley ile bir alakası yok... Her genç leydi evlendiğinde korkmuştur..."
"Evet leydim. Bir probleminiz yok lakin izin vermiyorsunuz. Kendinizi sıkmayın. Düzelecektir."
"Evet anlıyorum..." Evelyn kafa salladı. Kadın toparlanarak odadan çıktığında ise Suzye elini kaldırdı. "S-suzy... Lütfen b-bana g-gümüş kemerlerimden birini getirir misin?" Evelyn kendisini terbiye etmesi ve af dilenmesi gerektiğini düşündü. Belki o zaman normale dönerdi...
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUS EVELYN
Historical Fiction"Kanatlarım var benim... Ne olursa olsun bu çamura, ise bulanmadan üzerinden geçebilirim... Üstesinden gelebilirim..." Evelyn Mosley