~14

240 27 10
                                    

3 mektup...2 prens ve prensesi deliye çeviren mektup.Alfa prenses sinirle esip gürlüyor karşısında dikilen bir tabur askere öfke kusuyordu.

Prenses sinirle en önde duran askerin yakasını kavradı.Prensler ve prensesin kaldığı kat ile görevli olan askerdi bu.

"NEREDEYDİN SENİ LANET OLASI NEDEN GÖREV YERİNDE DEĞİLDİN."

Yüzüne bir yumruk geçirip yere yıktı.O sırada prenslerden biri saray aşçısını yakasından tutup duvara yaslamış öfkeyle soluyordu.

"SEN BU SARAYIN YEMEKLERİNDEN SORUMLU DEĞİL MİSİN HA? İLAÇ KATILDIĞINI NASIL GÖRMEZSİN."

Duvardan çekip tüm gücüyle yere fırlattı.Ardından dışarda öfke kusan kuzenöerinin yanına gitti.Prensesin az önce yere yıktığı adamı diz çöktürmüş yüzüne yumruk üstüne yumruk geçiriyordu.

"TEHLİKEDE OLDUKLARINI BİLDİĞİN HALDE NASIL BOŞ BIRAKTIN LAN O KORİDORU."

Yüzüne yumruğu geçirip ayağa kalkıtı.Hala öfkeyele burnundan soluyordu.Eli kemerinde takılı olan kılıca gitti.

"Prens durun lütfen babanız sizi çağırıyor.Durun ..."

"Bırak Taehyung bırakta alayım şunun kafasını..."

"Prens mantıklı düşünemiyorsunuz.Lütfen"

Prens dönüp kolunu tutan alfaya baktı.Kılıcı tekrar yerine takarken kardeşi ve kuzeniyle birlikte kralın odasına girdiler.Kral tahtta oturmuş çocukları gibi sinirliydi.Kraliçe hemen yanında durmuş endişe ile parmaklarıyla oynuyordu.

Çocukları ve yeğeni içeri girdikten sonra askere kapıyı kapatmasını söyledi kral.

"Siz ne yapıyorsunuz ha? Öfkeyle masumlara mı çattınız?"

"Masum mu o adamların hepsinin hain olduğuna kalıbımı basarım"

"Abim haklı suçsuz olsa savunurdu kendisini ama karşı çıkmadı."

Gözlerini çocuklarında gezdirdi kral.Küçük oğlu ve kızı fevri hareketlidi.Saman çöpüne bile yangın başlata bilecek haldeydiler.

"Ne bekliyoruz kimin yaptığı açık değil mi gidip alalım onları?"

Bakışları bu sefer yeğenini buldu.Gözleri ateş saçıyordu.Eşi ve çocuğu dışında hiç bir şey görmüyordu.

" Hyun haklı daha ne bekliyoruz?"

"Adam onları öldürmek istiyor gidip bulalım."

Kral derin bir nefes aldı.

"Hiç bi yere gitmiyorsunuz..."

"NE!!"

"Baba saçmalama ne demek gitmiyorsunuz."

"Duydun Luna gitmiyorsunuz.Şu an öfkelisiniz ve fevri davranıyorsunuz."

"Amca saçmalık onları bırakamam ben gidiyorum."

"Bizde~"

Hyunjin in gitmeye yeltenmesi ile Jisung ve Luna'da peşinden kapıya doğru yürüdüler.

"ASKERLER.."

Kralın gür sesi odayı doldurduğunda içeriye askerler doluşmuştu.İçeride kraliyet ailesi dışında kimseyi göremeyen başkomutan yavaşça silahını indirmiş etrafa bakıyordu ki Kralın sesi ile şaşkınca döndü.Sadece o değil herkes..

"Prensler ve prensesi zindana götürün.Bir sonra ki emre kadar kimse ne yanlarına gidecek nede çıkarılacaklar."

Askerler şaşkınlıkla bir krala birde veliahtlara bakıyorlardı.Nerde görülmüştü.Prens ve prensesin zindana atıldığı...

"Emrimi duymadınız mı?Zorluk çıkartmamaları için ellerini bağlayın silahalarına da el koyun."

Askerler kralın 2. emri ile prenslar ve prensesin arkasına geçmiş.Ellerini sıkıca bağlamışlardı.Zindana götürülürken iken kral başmuhafızı yanına çağırmış,kulağına bir şeyler fısıldamıştı.Başmuhafız Jeon'un yüzünde bir gülümseme oluşurturdu.Selam verip yanından ayrılırken kralın sesi bir daha duyuldu.

"Chan'ı da yanlarına yerleştirin.Yardım etmesin.Seungmin zaten krallığında..."

(Zindanda,Luna)

Boş oturağa oturmuş etrafımı seyrediyordum.Hala inanmak istemiyordum.Babam bize bunu yapmış olamazdı ama yapmıştı.

Hyunjin yaslandığı duvara birden kafasını vurmaya başlayınca yerimden kalkıp kafsını tuttum.

"Hyun ne yapıyorsun kafayımı yedin?"

Aniden kollarını dolayıp kafasını omzuma koydu.Hıçkırarak ağlıyordu.Elimi saçına koyup yavaşça okşamaya başladım.Yan hücrede olan abilerim iki hücre arasındaki parmaklığın yanına gelmişlerdi.

"Yapamadım Luna.Koruyamadım onları ya başlarına bir şey gelirse ya Felix'e verdiğim sözü tutamazsam. Ya ya bebeğimize..."

Başını omzumdan kaldırıp parkağımla dudaklarını kapattım.Haklıydı.Koruyamaıştık sadece o değil hepimiz...

"Saçmalama Hyun bir şey olmayacak sağ salim bulacağız onları.Ellerinden tutacağız yine..."

"Luna haklı HYUNJİN ağlaman bir şey değiştirmiyor güçlü olman lazım..."

"Senden de özür dileriz Chan bizim yüzümüzden buraya düştün."

Abim yüzüne sahte bir kızgınlık düşürüp sert çıkarmaya çalıştığı sesiyle konuştu.

"O mevzu konusunda sizi sonra haşlayacağım kendinizi yaktınız ben ne alaka be ."

Zorda olsa bir kaç gülüş koyduk ortaya güçlü duramamız lazımdı.Hyun ile ayağa kalkıp iki hücre arasındaki parmaklığın yanına doğru ilerleyip yere oturduk.Abilerimde aynısını yapmıştı.

"Buradan nasıl çıkacağız?"

"Çıksak bile ne yapacağız silahımız yok paramız yok çoktan hwa krallığına ve diğer yerlere haber salınmıştır bile..."

Ne yapacaktık?Dört duvar arasında sıkışıp kalmıştık.Düşüncelerimizi bölen hücrelerimizn kapılarının açılama sesyidi.

"CHANGBİN,JEONGİN sizin burada ne işiniz var?"

Kapıyı açan Jeongin eliyle dışarı işaretini yapınca hücrelerden çıktık.Changbinin peşinden karanlık mahzenlerden gidiyorduk.

"Artık Han krallığına bağlı değilsiniz Noona.Şu an kaçak konumundasınız ve yaptığınız hiç bir şeyden krallık sorumlu değil."

O zaman anlamıştık babamın amacını savaş oldukça riskli bir yoldu kralı tahttan indirmek için ama bir kanun kaçağının bunu yapması oldukça basitti.

Şimdi ecelin olmuştuk Raxus.

14.bölüm sonu

War MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin