(Jisung)
Ormanda kamp kurmuş ateşin etrafında oturmuştuk.Ben,abim,jeongin,changbin,hyunjin vardı.Biz saraydan çıktıktan sonra tae ve kook bizi karşılamıştı.Silahlarımızı ve atlarımızı getirmişlerdi.Sonra bizden ayrılımışlardı.
Hyunjin gözlerini ateşe dikmiş elindeki dalı kırıp duruyordu.Arada gözlerini kapatıyor sonra büyük bir hayal kırıklılığıyla geri açıyordu.Eşini hissetmeye çalışıyordu.Uzaktık hala han klanının sınırları içindeydik ve onları burada tuttuklarını sanmıyordum.
" Böyle olmayacak bir plan yapmamız lazım."
Abime döndük hepimiz şu an aramızda en mantıklı düşünüp hareket edebilen oydu.
"Öncelikle saraya götürmüş olamazlar ilk oraya bakaçağımızı biliyorlar."
"İyi ama o zaman ne yaptılar Lee klanı çok büyük her yere aynı anda bakamayız"
Abim elini çenesine koyup ateşe odaklanıdı.Bir süre geçmiştiki gözleri ışıldayarak kaldırdı başını.
"Changbin klanlara bağlı olmayan meyhane biliyor musun?"
"Evet,ama neden ?"
"Lee ordusunda asıl kral yani Minhoların babası öldükten sonra disiplinsizlik baş gösterdi.Bu tarz yerlerde askerler çok oyalanmaya başladılar.Eğer birini yakalayıp konuştura bilirsek işimiz kolaylaşır"
Bu fikir hepimizin kafasına yatmıştı.Sonuç olarak tüm klanı aramak yıllar sürerdi.
"O zaman yola çıkalım.Hava yeni karadı kurt formunda gidersek 1 saate orada oluruz."
Kurt formuna dönüşüp önden giden Changbin in peşine takıldık.
(...)
Önünde durduğumuz dev binanın içinden müzik sesi geliyordu.Hepimiz halktan biri gibi giyinmiş daha sonra binanın içine girmiştik.Etraf oldukça kalabalıktı.Kurtlar,vampirler,periler vb. Bir sürü kişi vardı.Etrafta ki yüksek içki kokusu beni hayli rahatsız etmişti.
Hyunjin'in kolumu dürtmesiyle bir masaya yerleştik.Hepimiz içerdeydik Luna hariç o gözcülük yapmak için dışarıdaydı.Aradan on on beş dakika geçmemiştiki içeriye giren bir grup asker gelip yan masamıza kuruldu.
"Lanet beta elimi koparıyordu."
Aksanından sirenlerden olduğunu anlamıştık.Erkek sirenler tehlike arz etmiyordu.Sadece bir alfa gibi fiziksel güçleri fazlaydı.
"Tanrım Prenses Hera ne yapmaya çalışıyor."
"Ne yapacak 2 krallığı da ele geçirmeye çalışıyor."
Hera bu baloda ki prensesti.Gözlerimi bizim kilere çevirdiğimde bana hatırladıklarına dair işaret verdiler.Ayağımıza kadar gelmişlerdi.
"Elin nasıl dostum?Sana o betaya dokunmamanı söyledim."
Hyun'un masadaki eli yumruk oldu.Bahsettikleri beta yüksek ihtimal Felixti.Ayağımla masanın altından onu uyarınca tekrar eski haline döndü.
"Nasıl ısırdıysa anlamdım.Neyse hadi yürüyün daha yolumuz uzun."
"Hera onları nereye götürdü ya.O omegalar aşırı derece dikkat çekiciydi."
Tamam artık bende sinirlerime hakim olamıyorudum...
(Yazardan)
Ağacın tepesinden ertafı izleyen genç kız sol tarafta bir canlılık sezmişti.Uzun saçlı bir kız bir grup askere emirler verip binaya yolladı.Ağacın tepesindeki yerine daha fazla sinerken tanımıştı onu.
Hera...
Belli ki bir planı vardı.O halde burda olduklarını biliyordu.Hera atını çevirip ilerlerken Luna ise binaya bakıyordu.Bir anda içerde bir yaygara kopmuş ardından 5 kurt -ağızları ve pençeleri kanlı-yanına gelmişti.Ağaçtan atlayıp öfkeyle yeniden insan formuna dönüşenlere baktı.
"Hera az önce buradaydı.Umarım içeri giren askerlere kanmamışsınızdır."
Hepsi kafasını sağa sola sallayınca derin bir nefes aldı.
"Şimdi ne yapaca-"
Jisungun sözünü bölen hyunun etrafa transa girer gibi yaydığı fermondu.Biraz sonra hepsi papatya fermonunun kokusunu almıştı.Ardından ağacın arkasından çıkıp yalpalıyarak gelen beden az ilerilerine yıkılmıştı.
Felix...
Yerde kan içinde yatıyordu.Beyaz giysisi kırmızı lekeler boyanmış sarı saçları toz ve kandan birbirine yapışmıştı.
İlk şoku atlatıktan sonra hepsi başına toplanmıştı.Hyunjin yerde yatan bedeni kollarının arasına almış gözüne biriken yaşlarla uyanmasını diliyordu.Yavaş yavaş gözlerini açtı sarışın beden...
"S-su..."
Matarasını çıkarıp dik otutturdu kucağında ki bendeni hyunjin.Sarışın olan suyu birkaç yudumda içmiş ardından derin nefesler alıp vermeye başlamıştı.
"Felix neler oldu?Eun ve Minho nerede?"
Elini kaldırıp bir ağacı gösterdi sarışın olan.Herkes kafasını kaldırmış ve hemen ardından prensesin ac dolu çığlığı doldurmuştu kulakları..
"EUN..."
Omega prenses ağacın dibinde duruyordu.Arka tarafında bir asker duruyordu ve elinde ki kılıcı boğazına dayamıştı.Öfkeyle ayağa kalkan prensesi yerine mıhlayan ve tüm gözlerin şaşkınlıkla açılmasına yol açan sesit.
"Abinin ölmesini istemiyorsa yerinde dur prenses"
Prenses arkasını döndüğünde gözlerini kırpıştırma ihtiyacı duydu.
Çünkü görmeyi beklediği şey Jisungun arkasında durup boynuna bıçak dayayan bir Minho değildi.
Şu an herkesin aklında dönen tek bir soru vardı.
"BU SAÇMA YERDE NE YAŞANIYO LAN.."
15.BÖLÜM SONU
Selammmmmm.Berbat geçen bir kimya yazılısından sonra geldim. O yüzden değişik bir bölüm oldu.
Sadece masallarda ve ficlerde oluyo.( Yazar sevdiğine açılamayınca...)
Hayır yazar dur sen minsung shipliyorsun.Dur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War Minsung
Fanfictionİki krallığın prensesleri abilerinin tanışmasını sağlarsa... Semesung?!!!,