İrkilerek uyandığımda nerede olduğumu idrak edemedim birkaç saniyeliğine. Bulunduğum odada göz gezdirdiğimde sol tarafımda uyuyan Bora'yı fark ettim. En son beraber uyumuştuk.
Terlediğimi hissederken elimin tersiyle alnımı sildim. Yataktan çıktığımda yorgun hissetmiyordum oysaki uyumadan önce hastalandığım için bitkin hissetmem gerekiyordu. Sanırım ıhlamur iyi geldiği için ateşim düşmüştü.
Ses çıkarmamaya çalışarak odadan çıkıp aşağı kata indim. Her yer karanlıkta kalırken sadece mutfağın ışığı yanıyordu. Adımlarım oraya giderken dolaptan kendime bir su şişesi çıkardım. Suyu içerken arada etrafıma bakınıyordum kimse var mı yok mu diye.
"Kaan?" Bora'nın sesini duyduğumda başımı kapıya çevirdim. "Efendim?" diye mırıldandım uyuşukça. İçeri Bora'nın girmesini beklerken hiç kimseyi göremediğimde kaşlarım çatıldı. Az önce bana seslenmemiş miydi?
"Bora?" diye seslendim. Hiçbir şey olmazken elimdeki su şişesini tezgâha bırakıp ağır adımlarla kapıya ilerledim. Başımı kapıdan uzatıp salona baktım ama görünürde kimse yoktu. Acaba hayal falan mı etmiştim? Çünkü ben aşağı indiğimde Bora mışıl mışıl uyuyordu. Hem zaten uyansa bile bana böyle oyunlar oynamazdı. Korkacağımı bilirdi.
"Bora sen misin?" diye seslendim kısıkça. Karanlık salonda hiçbir hareketlilik olmazken korkudan kalbim ağzımda atarken odaya gitmek için salona adımladım.
Tam o sırada az önce çıktığım mutfak camı tıklatıldığında arkam dönükken durdum. Yutkunarak başımı pencereye çevirdiğimde tekrar tıklatıldı. Gece uyumadan önce kapattığım jaluzi yüzünden kim olduğunu göremezken bedenim korkudan titremeye başlamıştı. Sesimi çıkarmaya korkarken tekrar aynı ses adımı söylediğinde dudaklarım aralandı. Bora'nın sesi gibiydi...
Acaba hâlâ uykudaydım da kâbus mu görüyordum?
Bu düşünce bir an için mantıklı gelince korkuyu bir kenara bırakıp, "Bora sen misin?" diye fısıldadım. Seslenmemle deminden beri tıklatılan penceredeki ses bir bıçak gibi kesildi. İstemsizce bir adım arkaya attığımda bir gülüş sesi duydum.
"Benim Kaan, kapıyı aç." dediğinde, kaşlarım çatıldı. Az önce yatak odasındaydı. Belki de Kerem bana oyun oynuyordu?
Gözlerim büyürken arkamı döndüğüm gibi koşarak yatak odasına gittim. Merdivenleri büyük bir hızla geçerken odanın kapısını hızla açtım. Elim anında kenardaki düğmeye giderken, açtım. Biraz önce yanından kalktığım adam şimdi yoktu!
Acaba gerçekten de aşağıdaki o muydu? Ama o olsa neden dışarı çıksın ve neden bana söylemesin? Çünkü uyandığında yanında benim yatmadığımı görmüş ve merak etmiş olmalıydı beni. Acaba mutfağa gittiğimi fark etmeyip de direkt kendini dışarı mı atmıştı? Tekrar bir yere gittiğimi düşündüğü için aceleyle dışarı çıkmış olabilirdi.
Bu düşünce mantıklı gelirken titreyen ellerimi yumruk yapıp aşağı indim. Tekrar mutfağa girdiğimde, "Bora?" diye fısıldadım birinin duymasından korkarcasına. "Efendim bebeğim?" diye anında karşılık verdiğinde duraksadım.
O olduğundan emin olmam gerekiyordu çünkü Bora böyle davranmazdı.
"Dışarıda ne yapıyorsun?" diye sordum. Birkaç dakikalık bir sessizlik oldu. Nefesimi tutarak bekledim. İçimde inanılmaz bir korku vardı ve buna rağmen sakin olmaya çalışmak aşırı zordu benim için.
"Seni arıyordum." dedi en sonunda. Gözlerimi pencereden ayırmadan birkaç adım attım. Yanına bir adım kala durup elimi jaluzinin aparatına attığımda tereddüt ettim. Sesi çok tuhaftı, sanki o değilmiş gibiydi ama oydu da. Buna emin olmam için onu görmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜNEL 2-Gay
Mystery / Thriller[TAMAMLANDI] Tünel kurgusunun devam kitabıdır. ilk önce o kitabı okumanız gerekir. Tünel kaldığı yerden devam ediyor... - Korku, gerilim, psikolojik ve ölüm gibi şeyler içerir!