10. bölüm ●°•[YABANCI]•○●

103 19 2
                                    

Konuşmadan devam ediyorum...

Olmasını istediğimiz ya da değiştirmek istediğimiz pek çok şey vardır. Bazıları küçük yaşta babasını kaybeder bazıları ise babaları kaybolması için yalvarir.

Gece'nin ağzından

Karanlık ve soğuk işte bu iki şey benim korkularim. Gözlerim kapali ve boğazım kuru, hava nemli ve serin, kendimi bir boşluğun içinde tek başıma hissediyorum. Başım dönüyor ve canim yaniyor. Omzumda bütün dünyanın yükü var sanki. Bağlı ellerimi sıkan ipin acısı ve sonumun geldiğini hissetmemin korkusu. Birden bir elin gözlerimdeki bağı açmasıyla nerede olduğumu anladım. Ben Gece SAVAŞ'ım ve beni kimse korkutamaz ölüm bile. Önümdeki siyah maskeli adam geri çekildikten sonra yukarı çekilmeye başlamıştım. Gözlerim Anıl'ı arıyordu ama yoktu. Ben yükseldikçe maskeli adam küçülüyordu. Ölüme doğru çekildiğimin farkındaydım ama hiç korkmuyordum. Midem bulanıyordu. Birden durdum artik herşey karınca gibi gözüküyordu. Bir el beni geri çekmişti. Bir inşaatın tepesinde bir tahtanın üzerinde sandalyeye bağlı olarak duruyordum ve buna rağmen korkmuyordum. Beni geriye çeken adam beni kendine doğru çevirmişti. Siyah saçlarının arasında yaşlandığının kanıtı ağarmış saçları vardı, gözleri korku ve öfke dolu bir hışımla bana bakıyordu. Siyah takım elbisesinin önü açılmış, rengi soluk gibi duran gri gömleği görünüyordu. Gözlerimde korku görmemesi onu sinirlendirmiş gibiydi bu korkuyla beslenen cani umduğunu bulamamanın hayal kırıklığı ve öfkesi içindeydi.

Tahtadan uzaklaşıp eline kamerasını aldı ve sonra kumandaya benzer bir şeyi aldı. Bana bakarak kamerayı yerine yerleştirdi ve pis bir sırıtışla beni kameranın önüne sürükledi. Heryerim ağırmasına rağmen o lanet herife güçsüzlüğümü göstermemeye kararlıydım. En güçlü halimle ona nefretle bakıyordum. Bana hala alaycı bir şekilde bakıyordu, kameraya bakarken konuşmaya başladı.
-Anıl sen olacakları biliyordun ve ne yapacağımdan da haberin vardı. Ama sen buna rağmen beni ciddiye almadın. Sonuçlarına katlanmayı öğrenmen gerek.

Kameranın kenarına geçerek pis bir sırıtışla bana bakıp kumandaya bastı. İşte şimdi gerçek bir acı hissetmiştim.

Anıl'ın ağzından

Kafamın ağrısından gözümü açamıyordum. Tek düşünebildiğim Gece'nin yanimda olmasıydı. Gözümü açtığımda yatağımda olduğumu farkettim, yavaş yavaş doğrulurken duvara bişeyler yazıldığını gördüm. İyice yaklaşınca duvarda kanla " UYARILMIŞTIN , DINLEMELIYDIN !! " yaziyordu. Küçük bir kağıt parçasının üstünde ise "POSTA KUTUSUNA BAK, IYI SEYIRLER " iyi seyirlerde ne demekti. Umarim o değildir. Merdivenlerden yuvarlanircasina aşağı iniyordum heryerim ağrıyor ama ben umursamiyordum. Aşağı indigimde yerde kan izleri vardı. Kapıyı açıp koşarak posta kutusuna gittim. Posta kutusundaki zarfı alıp açtığımda içinde CD vardı. Hala kafamda dönen ihtimallerle kendimi avutmaya çalışıyordum belki Gece kaçmış ve kurtulmuştu ama bu düşündüğüme kendim bile inanmiyordum. Elime laptopu alıp aceleyle açtım. Amcam karşımda duruyordu " -Anıl sen olacakları biliyordun ve ne yapacağımdan da haberin vardı. Ama sen buna rağmen beni ciddiye almadın. Sonuçlarına katlanmayı öğrenmen gerek." Kameranin yanına doğru çekildiğinde Gece elleri bağlı halde güçlü durmaya çalışıyordu. Amcamın eline kumandayi almasiyla Gece'nin sessiz çığlığı kulaklarımı tırmalamıştı. Gözleriyse kameraya doğru bana 'elveda' der gibi umutsuzdu.

Umarım bu bölümü okurken nefesinizi tutmuşsunuzdur . Hepinize bol gülücükler.

SON MU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin