16. BÖLÜM

141 13 12
                                    

        ... Bismillahirrahmanirrahim...

~Cihangir'den

Çağatay ile emniyetten çıkmıştık ki Çağatay'ın telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Birkaç dakikadan sonra kapatıp bana döndü.

- Bro annem senide yemeğe çağırıyor bir sürprizi varmış.

+ Sürpriz mi? Yoksa Eylülü mü verecek bana? 😆

- Herhalde canın üçüncü yumruğu da istiyor he Bro! Aslında ben onu isteme gününe  saklamıştım ama canın istiyorsa şimdide atabilirim!🤨

+ Ehee yok Bro almayayım hem zaten şaka yapmıştım. 😁

+ Acaba sürpriz ne?

- Bilmiyorum hadi atlada gidelim.

...

Sessiz geçen yolculuğun ardından eve yaklaşmıştık. İnip kapıya gelince Çağatay kapıyı çaldı.

- Eyvah! Cihangir ben yer fıstığı almayı unuttum iki dakikaya hemen alıp geleyim yoksa Eylül beni çiğ çiğ yer.

+ Tamam Bro.

Evet gerçekten de çiğ çiğ yerdi. Küçüklükten beri yer fıstığının hastası.
Kapı hala açılmamıştı. İkinci defa kapıyı tıklatınca nihayet açılmıştı açılmasına ama açılmasaydı daha iyiydi.

~ Eylül'den

Efe yine tutturdu abime eşek şakası yapalım diye birde Buğra'nın su tabancasını beraberinde getirmiş birde. Deli bu çocuk. Hemen ketçapı bir kaseye koyup  biraz sulandırdı ve su tabancasına doldurdu. Kapı ikinci defa çalınca ben kapıyı açtım Efe'de  hemen su tabancasıyla abimin üzerine doğru sıkmaya başladı. Bir dakika bir dakika E bu abim değil. Cihangir eyvah! 😬😬

Efe hala gülerek abimin üzerine ketçapı sıkıyordu. Fark etmemişti çünkü Efe gülünce gözleri kısılıyordu. Hemen Efe'yi kolumla dürtüp kaş göz yapmaya başladım. Tabi bizim saf anlamadı o da bana kaş göz yaptı. Evet ailecek kaş gözle iletişim kurma yolunda ilerliyoruz. Hemen kaşlarımla karşısını gösterdim. Ve bende göz ucuyla baktım Cihangir de sinirle Efe'ye ve bana bakıyordu E tabi adam böyle bir karşılama beklemiyordu.

Efe, Cihangirin kızarmış suratına bakıp kahkahayı bastı. Yalnız kahkahamı böğürme mi tartışılır orası. Annemde geldi hemen  tabi böyle yüksek desibelde ses duyarsa korkar gelir kadıncağız.

- Noluyor yavrularım!  Aaa Cihangir oğlum sana noldu böyle! Bu ne hal 😮

+ Nolsun Ayşe Teyzecim bana özel karşılama hazırlamış Efe herhalde gelir gelmez. 😏

E bu Efe'yi tanıyor. 'Akıllım çocukluk arkadaşıymışsınız ya elbet tanır çünkü çocukluğunda Efe'de var ya hani.'

Ama ben neden hatırlamıyorum iş sesciğimm.
'Çünkü hafızan silik.'

Doğru artık hatırlamam lazım kendimi zorlayacam ve hatırlayacam!

- Eylül kızım sana sesleniyorum deminden beri hadi Cihangir oğluma Çağatay'ın kıyafetlerinden ver bakayım. Efe bey sende benle gel 🤨

+ Peki anne. Buyrun şu taraftan deyip abimin odasına doğru yürüdük. Ben içerden kıyafet alırken o dışarıda beklemişti ve bu davranışı çok hoşuma gitti. Hemen abimin dolabından bir tişört ve pantolon aldım.

- Buyrun bunlar olur herhalde.

Uzattım ama almıyor. Bakışlarım yavaştan yüzüne tırmanırken düşünceli görünüyordu. Acaba küçükken onada abi diye mi hitap ediyordum. Abimle yaşıt olduğuna göre abi diyeyim en iyisi.

- Öhöm Cihangir abi buyrun kıyafetler.

+ Bana ABİ deme.

Biran afalladım. Çünkü abi kelimesine vurgu yaparak, dişlerini sıkarak söylemişti. Ama neden ki? 'belkide yaş sendromu vardır.' Olabilir iç ses.

- Şey özür dilerim abimle yaşıt olduğunuz için

+ Lütfen hatırlamaya çalış Eylül!

Sesi biraz yalvarır tonda çıkmıştı. Bense afallamış bir şekilde yüzüne bakıyordum.

+ Eskileri düşün. Gerekirse fotoğraflardan bak. Beni nasıl unutursun Eylül ?

- Ben, şey özür dilerim ama hatırlayamıyorum.

+ Asıl ben özür dilerim. Seni yalnız bıraktığım için. Gerçekten çok özür dilerim ama lütfen dene tamam mı beni hatırlaman lazım.

- Neden bu kadar çok istiyorsunuz ki hatırlamamı?

Hala şaşkın şaşkın ona bakıyordum. 😧

+ İstiyorum çünkü helalim olmanı istiyorum.

Bu adam ne diyor böyle birde göz kırpıyor hadsiz!

- Sen ne dediğinin farkında mısın!

Şuan yer yarılsada içine girsem. O sıra kapı çaldı. Hemen kapıyı açmaya gittim. Abimler gelmişti. Yani Ekim ile abim annem Ekimide çağırmıştı yemeğe.

- Hoşgeldiniz

+ Abim iyi misin sen kızarmışsın hasta mısın yoksa?
ElAbim endişeyle bana bakıp ateşimi kontrol etti. Kızardığıma inanamıyorum cidden aff.

- Yok abi iyiyim hadi geçin.

+ Bak sana yer fıstığınıda aldım.

- Teşekkür ederim. Hadi geçin. Bir dakika bir dakika Ekimm siz beraber mi geldiniz 😆

+ Hayır abicim kapıda karşılaştık neyse senin hasta olmadığın kesinleşti ben geçeyim.

Ekim hemen koluma çimdik attı.

- Aaa ne çimdikliyon be!

+ Bir kerede rezil etme beni Çağatay'ın yanında bir kere.

- Boşver hem görmedin mi nasıl sırıtarak gittiğini.

+ Görmedim ve artık umursamıyorum da. Derken ayakkabılarını çıkardı.

- O niyeymiş kız

- Aa Ekim kızım hoşgeldin hadi geçin içeri sofrayı kuralım artık.

Üçümüz el birliğiyle sofrayı hazır ettik. Annemide abimlerle beraber yemesi için gönderdim. Benle Ekim'de mutfakta oturduk.

- Evet dökük bakayım Ekim hanım niye umursamıyormuşsun abimi hıı

+ Ya Eylül kaç sene oldu hala abinin bir şey yaptığı yok annemde tutturmuş görücü var görücü var diye

- Ne görücüsü kim görücü

Arkadan gelen sesle sıçradım. Abimmiş neyseki. Yihh eyvah abim duydu.

- Ekim hanım size soruyorum size mi gelecek o GÖRÜCÜ.

Ooo abime bak sen ilk defa onu bu kadar sinirli görüyorum.

+ Evet bana gelecek! İtirazınız mı var Çağatay BEY!!

- Gelemez kimse

+ O niyeymiş 🤨

- Çünkü yarın SENİ istemeye geliyorum.

Ohaa! [°-°]

************************************

#Sizce sonraki bölümde ne olacak?

# Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Allah'a emanet olun💙

Kimsin Sen?  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin