Antlaşma...

71.3K 2.6K 442
                                    

!!!Herkese iyi günler.Yeni bölüm sizlerle umarım beğenirsiniz.Tabi bunun yanında oy ve yorumlarınızı çok görmezsiniz.Okunma sayısı 25 bin gibi rakamlarda olmasına rağmen oyların neden 800 hatta daha düşük olduğunu anlamıyorum.Bölüm istemek kolay emin olun oy vermek daha kolay.Alt tarafı bir yıldıza tıklayacaksınız lütfen çok görmeyin.Bu benim emeğim.En saçma salak kitaplar almış başını giderken belli bir amaç uğruna yazdığım kitabın değersiz görülmesi beni artık sinirlendiriyor.Hatta daha ötesi bazı okuyucuların bir önceki satırda düzenleniyor yazmasına rağmen ısrarla tekrar tekrar sorması deli ediyor.Gerçi o okuyucuların bu yazıyı okuyacakları da muamma da neyse...kendinize iyi bakın...iyi okumalar...

"Sorusu olan?"ağbeyim çalışma odasında herkesin yüzüne tek tek baktı.Durum değerlendirmesi için bir sorum yoktu ama merak ettiğim bir şey vardı.

"Vincent...Ortadan kayboldu sanki hiç haberi çıkmıyor.Aldo'nun onu öldürmüş olma ihtimali var mı?"

"Sanmıyorum ajan.Aldo şuan için kirli hiç bir şey dolaylı da olsa yapmak istemiyor gibi.Daha masum şeylerle ilgileniyor.Ama dediğim gibi bu durum şimdilik böyle...Avcı kimliğini açığa çıkarttığında eminim ilk şok yaşamış sonra da olmayacağını bilse de avcıyı arayanlar başta olmak üzere tüm yeraltı dünyasına Dante De Lucanın nişanlısının tanınan bir ajan olduğunu yaymıştır.Neyse ki görünümün ve eski bir mafyanın gelecekteki eşi olma konumundan dolayı bu olasılığa kimse ihtimal dahi vermedi."

Benim için yeterli bir cevaptı.Başımla onu onayladım.

"Pekala.Daha fazla normalmiş gibi konuşmanızı izlemek istemiyorum yönetici" Dante'nin düz sesi ile ağbeyim dahil tüm herkesin ciddi bakışları ona kaydı.

"Sanırım sorularınız var "

"Kesinlikle!Zekanıza hayran kalmamak elde değil. Ama tek bir sorum var.Olayları genelde avcıyı öne atarak çözdüğünüzü anladım.Anlamadığım kız kardeşinizi nasıl böyle bir tehlikeye atabiliyorsunuz?Hem bir kere de değil.Sürekli!"tane tane konuşması ama alaycı tarzı karşısında ağbeyim olduğu yerde dikleşti.

"Teşkilatta aile bağlarına göre görev veremiyoruz.Ve eminim şimdiye kadar herkesin tehlikede olduğunu anlamışsınızdır.İşimiz bu De Luca...sürekli olarak ajanlarımız tehlikenin içindeler." boş sesine karşı yüzümü buruşturdum.Ağbeyim büyük dikdörtgen toplantı masasının bir ucunda diğer ucunda da Dante karşılıklı oturuyordu.

Ağbeyimin sağ tarafında Deniz sol tarafında ise Emir otururken Emily, Deniz'in yanında onun yanında da Bruno vardı.Ben Dante'nin sağ tarafında Bruno'nun karşısındaydım.Emir ile aramızda boş bir sandalye vardı.

"Sanmıyorum.Yani elbette tehlike herkes için var ama avcıyı öğrenen sizin deyiminizle kötü adamlar buna Aldo da dahil çevresindekiler kendisine inanmayınca kontrolünü kaybedecek ve onunla dalga geçen bir kadının yaptıklarına karşılık vermek isteyecektir.Teşkilata değil!Avcı olduğunu öğrendiği kadına karşı!Kayıplarına ve gururuna karşı isteyeceği tek intikam Beril den olacaktır!"Dante resmen nefes almadan konuşmuş ve bir nevi benim hakkımda endişesini dile getirmişti.Bastırarak söylediği her cümlede haklıydı ama bu da benim işimin bir parçasıydı.

Kimse ama hiç kimse...özellikle ailem bu yöntemi uygulamak istemiyor karşı çıkıyordu ama teşkilatın başında sadece babam ve Mehmet amca yoktu.Diğer yöneticilerde vardı.Ve ben ayrımcılık istemiyor insan hayatını kurtarmak için kendimi tehlikeye atmayı yanlış bulmuyordum. Çünkü hepimizin yaptığı buydu. Bazen ben bazen ekipten bir başkası.

"Bu düşünce ile"ağbeyim yutkundu.Onun zorlandığını biliyordum.Şuan savunduğu kendi düşüncesi değil teşkilatın düşüncesiydi.Danteye hak vermesine rağmen servisi savunması sadakatinin en büyük göstergelerinden biriydi. Zaten bu yüzden ekibin başındaydı.

TEHLİKELİ GÜZEL(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin