Heyecandan ellerim titremeye başlamıştı. Usulca poşette ayakkabıları çıkardım ve dükkandaki koltuğa oturup giymeye başladım. Ömer abinin yüzüne bakamıyordum. Mahcubiyet miydi utanç mi bilmiyorum ama ona eskisi gibi bakamadığımında farkındaydım. Bir ayağıma geçirdiğim ayakkabıdan sonra diğerine geçecektim ki kapı açıldı ve içeri 3 Arap adam girdi ve ben bir adamlara bir Ömer abiye bir de ayaklarıma baktım. Az önce girmesemde şuan kendimi yerin dibinde hissediyordum. Bu adamlar çok zengindi... "Hoş geldiniz" dedi Ömer abi yabancı dille. Bende hemen ayakkabılarımı giyip topukluları poşete koydum. Daha sonra Ömer abi gibi ayağa kalktım "Hoş geldiniz" dedim gülümseyerek. Adamlar bana tebessüm ederek Ömer abiye doğru döndüler "Geciktik kusura bakmayın. Burada böyle güzel bir hanım efendinin çalıştığını bilsek gecikmezdik" Ömer abi beni himayesine almak ister gibi biraz önüme geçti "Buyurun oturun." Dedi adamın lafına cevap vermeyerek. Adamlar benim oturduğum koltuğa oturunca Ömer abi bana doğru döndü "Rahatsız olduysan abinin dükkanına geç güzelim" dedi ve sanki dediği gibi pişman oldu. "Yok ben iyiyim böyle" dedim gülümseyerek adamlar sehpanın üzerine 3 büyük çanta bıraktı "Mallar bunlar Ömer" dedi adamlardan biri "Seç hangilerini istersen satışa çıkar. Henüz Turkiyede bunlardan yok" dedi. Ömer abi tekli koltuğa oturdu ve çantaları önüne çekti. "Nazlı... Gel beraber seçelim" dedi tedirginlikle. Sanki reddedebilirmişim gibi. Hemen tekli koltuğun kolçağına oturdum ve gozlerimi çantaya diktim. İlk çantadan özel taşlar çıkmıştı ve ilgimi çekenleri Ömer abiye göstermiştim. Diğer çantada ise altın vardı. Kolye yüzük küpe bilezik. Her türlü vardı. Son çantadan ise sadece 2 kolye çıkmıştı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu 2 kolye el yapımı özel tasarımdır efendim." Dedi adam ancak adama pek te kulak sallayamiyordum çünkü gözüm Mavi kolyedeydi. Çok güzeldi... "Ee hangisi seç bakalım" dedi Ömer abi hemen başımla maviyi işaret ettim. "İlk çantadan 10 pırlanta 6 yakut 5 zümrüt taşı istiyorum. İkinci çantadan ise Turkiyede mevcut olmayan bütün altınları. Son çantadan ise maviyi" dedi. Sonra durdu bana baktı ve benim seçtiklerimi de söylemeye başladı ben 1 pembe pırlanta 1de Mavi bir değerli taş beğenmiştim. Altın olan çantadan ise bir kaç set göstermiştim.
Adamlar kısa bir süre sonra memnuniyetle gitti "Sesin çıkmıyor hayırdır?" Dedi "O kadar taş almana gerek varmıydı onu düşünüyorum" dedim "Taş?" Dedi şaşkınlıkla "Yani pırlanta. Her neyse işte. Niye okadar aldın?" Yüzünde anlamlandıramadıĝım bir gülümseme belirdi "Sen bilmiyor olabilirsin ama ben o TAŞlardan mücevher yapıp para kazanıyorum" İşte bunu beklemiyordum "Sen tasarım mi yapıyorsun?" Dedim şaşkınlıkla "Evet." Onu hakkında bilmediğim çok şey vardı. "Nasıl yapıyorsun ya?" Başını iki yana salladı "Gel sana yapalım bir tane" dedi. Ne dedi?? "Bana? Özel tasarım mi yapacaksın? " başını salladı ve ayağa kalktı. Dükkanın kapısını kilitledi "Arkamdan gel" dedi ve ilerlemeye başladı. Dükkanın iç tarafında bir mini atölye vardı. Sandalyesine oturdu "Evet söyle bakalım nasıl bir şey istiyorsun?" Dedi "Valla tasarımcı sensin. Beni temsil eden bir şey olsun"
2 saat sonra Ömer abi bana kolye yapmaya karar vermişti ve benide dükkanda durmam için tezgaha göndermişti. Şimdi ise kapıyı yeniden kilitlemiş yanına gidiyordum. "Hah gel Nazlı bitti." Dedi gülümseyerek ve kolyeyi bana uzattı. Gözlerime inanamadım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pırlantayı Mavi hayal edin
"Bu.Bu çok güzel. Ömer abi çok teşekkür ederim" dedim ve boynuna atladım o ise önce ne yapacağını bilemedi sonrasında ise ellerini belime dolayıp bana sarıldı sıkıca. Kısa bir süre sonra ayrıldık "Beğenmene sevindim" dedi "Beni temsil eden kolye bu mu yani" dedin gülümseyerek "Evet. Çünkü senin kalbin çok yüce gönüllü bir kalp içine bütün Dünyayı sığdıracak kadar güzel ve senin kalbinin güzelliği de o Mavi gözlerine yansıyor. Ben seni her gördüğümde aklıma bunlar geliyor"
Lütfen sövmeyin. Yarın okulum var bölüme odaklanamıyorum bile. Bölümlerin kısa olma nedeni bu. Ancak ufak bir spoiler verebilirim. Yarın buralar alev alacak! Öptüm ;)
