BÖLÜM ÜÇ /Part 2

2.2K 70 63
                                    

Helloooo, ben geldimm.. Arkadaşlar... O nasıl bölümdü arkadaşlar.. Neler oldu öyle, şoklarım kaç defa şaştı sayamadım.. Peki ben kazadan sonra toz pembe şeyler hayal ederken Asi'nin Alaz'ı bıçaklaması?? Böyle bir bölümün üzerine AsLaz'a date yazmak biraz tuhaf olacak farkındayım ama 'Başka bir evrende en güzel halinle..' diyelim ve bölüme geçelim bence.. Soft başlayıp aksiyon ve kıskançlıkla bitecek bir bölüm bekliyor sizleri.. Umarım beğenerek okursunuz💜
***
         Alaz, gözlerini açtığında aklına gelen ilk düşünce o gün Asi kızla buluşacağı oldu. Elini istemsizce hızlanan kalbinin üzerine koyarken kaşlarını çatmadan edemedi; kalbinde ritim bozukluğu olabilir miydi? En kısa zamanda hastaneye gidip etraflıca bir kontrolden geçmeyi aklının bir köşesine not etti ve yorganı üzerinden atıp yatağında doğruldu. Dün geceden etrafa saçtığı kıyafetlere gözü takıldığında bıkkınca bir nefes döküldü dudaklarından.. Ne giyecekti yahu? Ayağa kalkıp yere ve koltuğa yayılmış kıyafet tepeciklerine umutsuz bakışlar fırlatırken aklına Çağla'dan yardım isteyebileceği geldi.. Ama bu da meraklı ikizinin bitmek bilmeyen sorularıyla cebelleşmek demekti.. Hem Çağla Asi'yi tanımazdı ki! Peki Alaz tanıyor muydu Asi'yi? Koltuğun üzerindeki beyaz bir gömleği kenara atarken "Koyu renkler sevdiğini biliyorum.." diye mırıldandı kendi kendine. "Sürekli siyah giyip duruyor." Gözüne çarpan siyah kazakla hevesle yere eğildi ve kazakla beraber bir de pantolon buldu yığınların arasından. Çok mu siyah olmuştu? Bu defa da onunla buluşmaya isteksiz olduğunu düşünmesindi Asi kız? Gözlerini umutsuzca kapatıp "Neden bu kadar önemsiyorum ne düşündüğünü.." dedi. "Onunla neden buluşmak istiyorsan o yüzden.." diye cevap verdi iç sesi. Geceden kurduğu alarmın sesiyle kendine gelirken omuzlarını silkti ve elindekileri yatağının üzerine atıp duşa yöneldi. İki sorunun cevabını da bilmiyordu ama kesinkes bildiği bir şey vardı: o da eğer Asi kızı bekletirse yüzüne temiz bir yumruk yiyeceğiydi.

***
      "Cesur!" Odasından koridora doğru seslenen genç kız herhangi bir cevap gelmediğini görünce sinirle ıslak saçlarını çekiştirip "CESUR!" diye bağırdı bu defa.     Asi'nin odasına kadar gelip kapıya dayanan Cesur, bir elinde telefonu dalgın dalgın cevap verdi.  "Ne var be kızım.. Ne var?" "Benim tokalarımı gördün mü?" Tek kaşını kaldıran Cesur'sa -gözleri hâlâ telefonda- "Toka mı? Senin tokan mı var?" dedi. Onun bu umursamazlığıyla iyice deliren Asi, eline geçirdiği yastığı hışımla fırlattı ve bingo! Kafasına isabet eden yastıkla neye uğradığını şaşıran genç adam bir an Asi'ye baksa da onun öfkeden kızaran yüzünü görünce susması gerektiğini anladı. Tamam, Asi hiçbir zaman pamuk şekeri kıvamında olmazdı ama bugün ayrı bir gergindi sanki? "Şu halka şeklinde olanları diyorum gerizekalı!" dedi genç kız, nihayetinde Cesur'un dikkatini çekebildiğine memnun gibiydi. "Hani yıllardır örgülerime taktığım? Duşa girmeden önce masanın üzerine bırakmıştım. " Genç adam bir an düşünür gibi yapsa da en sonunda omuzlarını silkip yüzüne koskocaman bir 'Bilmiyorum ki..' ifadesi yerleştirdi. "Sen duştayken bir ara mahalledeki çocuklar geldi Yaman'ı sormaya.. Onlar mı merak edip aldı ki acaba?" Asi, umutsuz bir nefes alıp gözlerini yumdu. Mahalledeki küçük kızlar örgülerine ve örgülerine taktığı gümüş halkalara bayılırdı.. Kesin şimdi bir yerlerde tokalarıyla kuaförcülük oynuyorlardı.. Göz ucuyla saate baktığında neredeyse hiç vaktinin kalmadığını gördü. "Yapacak bir şey yok o zaman.." dedi ayağa kalkıp saçlarını kuruması için karıştırırken. İçinde ne olduğunu adı gibi bildiği dolaba saatlerce bakarak zaman kaybetmişti zaten.. Bir de saç yapma derdine düşemezdi şimdi. "Hem ne diye kasıyorum ki o gerizekalı için?" dedi aynadaki yansımasına doğru. Böyleydi Asi, bu kadardı. "Kim gerizekalı kızım? Ne diyorsun sabah sabah be?" Genç kız ancak bu sözlerle kendine geldi ve düşüncelerini sesli bir şekilde dile getirdiğini anladı. "Hem sen nereye böyle sabahın köründe?" Bu soruya gözlerini devirerek karşılık veren Asi, Cesur'a bir omuz atarak odadan çıktı ve mutfağa yöneldi. Yalnızca kahve alacak kadar parası vardı, o nedenle çıkmadan bir şeyle atıştırsa iyi olurdu. Tam da o sırada çalan zille "Çağla geldi!" diyerek heyecanla kapıya seyirtti Cesur. Çağla, kocaman bir gülümsemeyle salona girdiğinde çikolatalı ekmeğini kemiren Asi, kendini onunla kıyaslamadan edemedi bir an. Üzerine tam oturan yeşil elbisesi ve kahverengi botlarıyla ne kadar da güzeldi Çağla. O muhteşem saçları ve endamı saymıyordu bile! Çaktırmadan üzerindeki siyah crop'a ve kargo pantolona bakan genç kız derin bir iç çekti. Biri Neptün'den biri Mars'tan gelmiş olsa ancak bu denli farklı görünürlerdi herhalde! Cesur'un "Hemen hazırlanıyorum, iki dakika bekle beni.." diyip odasına gitmesiyle iki genç kadın yalnız kalmışlardı. Ona basit bir "Hoşgeldin" bile demediğini fark edem Asi, hafifçe gülümseyerek "Kusura bakma, dalmışım.." dedi. "Hoşgeldin." Genç kızın iştahla elindeki çikolatalı ekmeğe baktığını görünce daha geniş bir gülümseme kapladı yüzünü. "İster misin sen de?" "İsterim ama yiyemem ki.." dedi Çağla şikayet eder gibi. "O kadar kilo aldım ki son bir ayda, anlatamam.." Asi, ekmeğinden büyük bir ısırık daha alıp dikkatle Çağla'yı süzdü. Kızın bir gram bile fazlalığı olmadığına yemin edebilirdi oysa.. "Senin fiziğini çok beğeniyorum, biliyor musun?" diyen genç kızla bir an anlamamış gibi kaşlarını çattı Asi. "Hangi fiziğimi?" Çağla bu cevapla kıkırdamadan edemezlen oturduğu koltuktan kalktı ve iki adımda Asi'nin yanına geldi. "Bu fiziğin.." dedi, eliyle onu boydan boya işaret ederek. "Nasıl göründüğünün farkında değil misin gerçekten? Sendeki özgüvenin yarısına.." "Dur dur dur.." diyerek elini havaya kaldırdı Asi. Hevesli hevesli bir şeyler anlatan genç kızsa onun bu hareketiyle susmuş, merakla Asi'ye bakıyordu. "Ben mi özgüvenliyim?" Çağla onun bu itirazlarına bir anlam veremiyormuş gibi baktı bir süre, sonra gözleri aklına yeni bir fikir gelmiş gibi parladı. "Bak bekle, sana aşırı yakışacağını düşündüğüm bir renk var çantamda.. Sadece dudaklarına biraz renk vermemiz lazım, belki yanaklarına da.." Asi, daha itiraz etmeye vakit bulamadan kendini bir sandalyeye oturmuş buldu. Elindeki çikolatalı ekmeği alan Çağla, bir an düşünür gibi yapsa da ekmekten kocaman bir ısırık aldı ve gülümseyerek elindeki ruju genç kızın dudaklarına yaklaştırdı.

ENEMIES TO LOVERS - ASLAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin