~ Helloooo ben geldimm ✨✨Cambaz'ın 2. Partıyla karşınızdayım.. Girişi çok uzatmadan sizi bölümle ve Hakan Günday'ın kitabından alıntılarla baş başa bırakıyorum.. Umarım bölümü beğenerek okursunuz..
Not: Araba sahnesinde ve bölüm sonunda yakınlaşma sahneleri var, dileyenler o kısımları geçebilirler..~***
"Mutlu olmanın ilk yolu, taklidini yapmaktan geçer!" (Hakan Günday, Kinyas ve Kayra)Alaz derin bir nefes aldı ve siyah kazağının yakasını çekiştirdi; boğuluyordu. Etrafında konuşup gülüşen kalabalığa isteksiz bir bakış atıp iç geçirdi. Asi'yle yaşadıkları olaylı günün cezasıydı bu.. Hani şu sonu nezarethanede biten günün.. Anne ve babası yüzleri öfkeden kızarmış bir hâlde karakola gelmiş ve uyuyakalan ikiliyi nezarethaneden çıkarmışlardı. Hoş, suçlanabilecekleri pek bir şey de yoktu. Gün boyunca kelepçeli bir hâlde polislerden kaçmaları dışında tabi.. Hâlâ yerinde mi diye göz ucuyla onu kontrol eden annesine başıyla bir selam verdi ve elindeki kadehi alaya havaya kaldırdı. "Bu kadarla kalsa iyi.." diye düşünüyordu bir yandan da. Karakoldan çıktıktan sonra mahallede kalan arabayı almak için geri dönmüşler ama buldukları tek şey arabanın yanan iskeleti olmuştu.. Direksiyonuna varana kadar her yerini parçalamışlardı.. Eh haliyle ufak çaplı bir gözdağı, birtakım tehditler ve eve kapatma cezası da kaçınılmaz olmuştu.. Alaz Soysalan olmanın da birtakım zorlukları vardı elbette.. "Sanki benim suçum.." dedi kadehini bir kez daha dudaklarına götürürken. Başına tüm bunların gelmesine sebep olan Asi'ye ne olmuştu peki? Hiç! Arabadan geri kalanlara şöyle bir bakmış ve bu sanki dünyanın en sıradan şeyiymiş gibi omuzlarını silkip evine girmişti! "Asıl o delinin teki!" diye homurdandı kendi kendine. İnsanların şaşkın bakışlarını da dışardan nasıl göründüğünü pek önemsemiyordu o sırada.. O deli kadın yüzünden dünyanın en sıkıcı bağış etkinliğinde anne babasına eşlik ediyordu şimdi. Etrafında dolaşan yaşlı çiftlere bakıp yanaklarını şişirdi, burda olmaktansa odasında kilitli kalmayı tercih edeceği kesindi. "Hişt.. Naber muhallebi çocuğu?" Alaz, duyduğu sesle düşüncelerinden sıyrıldı ve şaşkınlıkla soluna döndü. "Senin ne işin var burda Asi kız?" Asi, bir şey demeden onun elindeki kadehi aldı ve geri kalan içkiyi tek dikişte bitirdi. "Yaman'ın annenle konuşacakları varmış.." dedi yüzünü buruşturup. "Ben de senin cezalı olduğunu duyunca acını yakından izlemeye geldim. Keşke ağlasan da keyfim ikiye katlansa.." Alaz, tüm umursamazlığı ve aymazlığıyla karşısında duran kadına baktı; sebep oldukları yüzünden özür dilemek yerine bir de üzerine dalga geçiyordu! O, gözlerini dikip Asi'ye bakadursun genç kız çoktan garsona bir el işareti yapıp içeceklerini tazeletmişti bile. "Asıl deli sensin, biliyorsun değil mi?" dedi Alaz onun yüzüne doğru eğilerek. "Benim boşuna adım çıkmış!" Genç kız, dibine kadar eğilmiş bu yüze bir süre boş gözlerle baktı ve "Seni buradan çıkarabilirim ama.." diye gülümsedi. "Onu ne yapacağız?" Bu teklif ilgisini çekmiş olmalı ki bir anlığına kaşlarını çatıp düşünür gibi yaptı genç adam. "Arka kapısı falan yok buranın.." diye homurdandı neden sonra. "Onu ben de düşündüm herhalde.." Bardağın içindeki pipeti dudaklarının arasında çeviren Asi ise "Arka kapıya gerek yok ki Alaz oğlan.." dedi, durumdan hayli keyif aldığı açıktı. "Ön kapıdan çıkacağız biz. Sen bu iyiliğimin karşılığını nasıl ödeyeceğini söyle , yeter.." Genç adam, ellerini cebine koyarak durumu şöyle bir tarttı. Yaklaşık bir haftadır evden çıkmamıştı ve annesi nihayet az da olsa insafa gelip onu yanına aldığındaysa bu bağış etkinliğine getirmişti.. Eh.. Cezasının hemen bitmeyeceğine emin olduğuna göre bir gecelik özgürlük için pek çok şey verebilirdi.. "Ne istersen.." dedi nihayet gözleri buluştuğunda. "Yeter ki bir geceliğine de olsa kurtar beni bu saçmalıktan." Asi, sanki bu cevabı beklermiş gibi hafifçe başını salladı ve göz kırparak masadan uzaklaştı. Genç adam, kendinden emin adımlarla salonda ilerleyen Asi'yi izlerken düşünmeden edemedi: ne halt edecekti? Genç kız her adımında birkaç meraklı bakışın daha kendisine çevrilmesine neden oluyordu. Siyah crop'u, deri ceketi, siyah kot şortu ve fileli çoraplarıyla şüphesiz pudra kokan bu salona ait değildi. Alaz, takım elbiseli adamların ve tuvaletli kadınların kocaman açtığı gözleriyle ona baktığını görünce kısık sesli bir kahkaha attı. Salon nihayet ölü toprağını atmıştı üzerinden.. Asi, kendini kalabalığın azaldığı koridora attı ve gelen giden var mı diye etrafına bakındı. Nihayet herkesin kendi halinde vakit geçirdiğini anlayınca salonun öbür ucundan kendisini izleyen Alaz'a döndü. Yangın alarmının camını küçük çekiç yardımıyla kırarken de bakışları hiç ayrılmadı. Genç adam, yüzünde iflah olmaz bir gülümsemeyle onu izlerken bardağında kalanları tek dikişte bitirdi ve başını 'Hadi..' anlamında salladı. Asi, bu işareti beklermiş gibi gülümsedi ve düğmeye bastı. Ortalık siren sesleriyle dolarken "YANGIN VAR!! KAÇINNN!!" demeyi de ihmal etmiyordu genç kız. Ortalık bir anda ana baba gününe dönerken Asi çoktan koridordan uzaklaşmış, Alaz'ın yanına gelmişti. Genç adam, bir an etrafındaki tüm bu karmaşaya inanamaz gözlerle baktı, yaşanan herhangi bir kaosta payının olmaması tuhaf bir histi doğrusu.. Elinde hissettiği sıcaklıkla bakışlarını genç kıza çevirdi. "Hadi!" dedi elini tutan Asi. "Birazdan fark ederler.." Alaz, sorgulamadan onun kendisini yönlendirmesine izin verdi. Panikle koşturan insanların, onları sakinleştirmeye çalışan görevlilerin arasından geçtiler. "Ohh be!" dedi genç adam nihayet açık havaya çıktıklarında. Ön kapıda bekleyen korumalar da çalan yangın alarmıyla içeriye girmiş olmalılardı, zira görünürde hiçkimse yoktu. Asi, sanki yıllardır hapis tutuluyormuş gibi dramatik hareketler sergileyen genç adama bakıp kıkırdadı. Alaz Soysalan hayatı başrol gibi yaşayan insanlardandı kesinlikle.. "Evet.." dedi Alaz ona bir göz atıp. "Söyle bakalım Asi kız.. Ne istiyorsun benden?" Genç kız bu ses tonundaki imayı sezmişti sezmesine ama pek de umursuyormuş gibi durmuyordu. Gecenin karanlığında ona parıldayan gözlerle bakan Alaz'a birkaç adım attı ve aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi. Genç adamın bakışları onun yüzünde keyifli bir gezintiye çıkmışken "Yarın sabah.." dedi Asi. "Saat dokuzda bizim evde olacaksın.. O zaman görürsün ne istediğimi." Bakışları nihayet genç kızın dudaklarını bulan Alaz, gülümsemeden edemedi. "Geceleri daha faydalıyımdır ben ama.." Asi tıpkı onun gibi gülümsedi ve parmak uçlarında yükselerek genç adamın kulağına "Ona şüphem yok Alaz Soysalan." diye fısıldadı. Alaz, daha bu yakınlığın etkisinden çıkamamıştı ki "Gece lazım olursan haber veririm sana.." diye ekledi ve kendini geri çekti. Alaz, bu gece ikinci defa onun gidişini izliyordu. Asi'nin gecenin karanlığına karışmasını seyrederken boğazını temizledi ve "Öyle olsun bakalım.." diye mırıldandı. "Birgün beraber yanacağımız bir gecede buluşuruz elbet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENEMIES TO LOVERS - ASLAZ
FanfictionKurgum, Yabani dizisinde yan karakterler olan Asi ve Alaz çiftini konu almaktadır. Uzun zaman sonra beni heyecanlandıran bir çiftle karşılaşınca dizide görmek istediklerimi birer bölümlük hikayeler hâlinde yazmaya karar verdim. Umarım bakış açımı be...