MARRIAGE CONTRACT/PART 3

2K 96 413
                                    

~ Hellooooo ben geldim ayol ✨✨ Aslında gnsyndgn0 isimli okuyucuma yeni bölümden bir önizleme yayınlayacağımı söylemiştim.. Ama sonrasında kendimi bölüm yazarken buldum ve işte şimdi burdayım.. Umarım keyif alarak okursunuz.. ~

***

"Ahhhh.. Sıcak bu!" Asi, gözlerini devirerek kaşığı Alaz'ın ağzına soktu. Onun şikayetlenmelerini çok da umursuyormuş gibi görünmüyordu. Genç adam, bir yandan yanan ağzını hızlı hızlı nefes alarak serinletmeye çalışıyor bir yandan da karısına laf yetiştiriyordu. "İnsafsızsın kızım sen.. Valla bak.." Sözleri yeni bir kaşıkla kesilse de çorbayı hemen yuttu ve devam etti konuşmaya. "Sen beni Allah'ın huzurunda kocan olarak kabul etmedin mi.." Bir kaşık çorba daha.. "E böyle mi bakacaksın bana.." Asi, onu susturmak istercesine elindeki peçeteyle Alaz'ın dudaklarına bastırdı ve biten kaseyi sehpanın üzerine koydu. "Duyan da bir şeyin var sanacak.." dedi oturduğu sandalyeden kalkarken. "Çenen de kibrin de olduğu gibi duruyor yerinde!" Dün gece yaşanan kazadan sonra Yaman ve Alaz'ı otelin doktoruna götürmüşlerdi hemen; Yaman'ın çok bir şeyi yoktu gerçi; ama Alaz'ın bileği yerinden çıkmıştı. Genç kız tam bulaşıkları lavabonun içine bırakıp salona geri dönmüştü ki oda kapılarının çalınmasıyla göz göze geldiler. "Yabani'yse alma içeri.." dedi Alaz ve koltuğa daha da yayıldı. "Onun ilgili abi pozlarını çekecek halim yok bugün.." Asi kapıya yönelirken eliyle ona biraz toparlanmasını işaret etti lakin kocası bu uyarıyı çok da umursamamış gibiydi. Tam aksine, yattığı yerde daha da rahat bir pozisyon aldı ve televizyonu açtı. Genç kız, karşısında Neslihan'ı gördüğünde keyifle gülümsemeden edemedi.. Alaz'ın keyfini Yaman'dan daha çok kaçırabilecek tek kişi, hiç şüphesiz ki annesiydi.. "Hoşgeldiniz.." diyerek içeriyi gösterdi kadına. O, yüzünde tereddütlü bir gülümsemeyle oğlunun yattığı odaya yönelirken Asi "Hoş karşılanmayacağının farkında.." diye geçirdi içinden. Alaz'ın abisine olan nefretinin çocukça bir kıskançlık olmadığını ilk kez dün gece hissetmişti genç kız.. O güne kadar kocasının bir şımarıklık, bir kapris gibi gelen tüm davranışları birdenbire anlamlanıvermişti.. Parmaklarını birbirine geçirip kararsızca salonun kapısında dikildi, ne yapmalıydı? İçinden bir ses, özel bir konuşmaya şahit olacağını ve orada olmaması gerektiğini fısıldıyordu ona. Tam da tahmin ettiği gibi annesinin gelişiyle açıkça keyfi kaçan kocası, derin bir nefes almış ve koltukta oturur pozisyona geçmişti. Neslihan, dakikalar önce Asi'nin kalktığı sandalyeye oturdu ve "Ancak gelebildim.." dedi. Sesindeki şefkat, tek geceden fazla olan bir gecikmeyi telafi etmek ister gibiydi. "Nasıl oldun oğlum.." Genç kız, nihayetinde orda beklemesinin tuhaf olacağına karar vermiş gibi mutfağa yöneldi ancak son anda kocasının gözlerinde gördüğü bir şeyler, gitmesine engel oldu. Mantığı, her adımında ona itirazlar savururken vicdanı Alaz'ı yalnız bırakmamasını söylüyordu. İlgili bir eş gibi, genç adamın yattığı koltuğun kolçağına oturdu ve onun omzuna dokundu. "O iyi, merak etmeyin.." dedi. Neslihan'ın gözleri anında onu bulurken Asi'ye minnetle gülümsedi genç kadın. "Teşekkürler.." dedi, oğluna kaçamak bir bakış atıp. "Ona iyi baktığına eminim.." Genç kız onun dikkatini çekmiş olmaktan memnun; havadan sudan bir muhabbet açtı. Bu yolla Alaz'a toparlanmak için ihtiyacı olan zamanı sağladığını umuyordu. Henüz onu çok tanımadığının farkındaydı, hatta belki de hiç tanımıyordu. Lakin en büyük savaşı kendisiyle olan insanları iyi bilirdi Asi; düşünceleriyle geçinemeyen, zararı nihayetinde en çok kendine olan, ikilemler içerisinde bocalayan birini nerede görse tanırdı. Mutfağa gideceği sırada Alaz'ın gözlerindeki hayal kırıklığıydı onu durduran; birkaç saniye ya sürmüş ya sürmemişti belki ama kalmasına yetmişti işte.. Neslihan'ın dediklerinden tek bir kelime dahi anlamasa da gülümseyerek başını sallıyor ve onu onaylıyordu. O esnada Alaz, boğazını temizledi ve "Gelmene gerek yoktu anne.." dedi. Ses renginden, duruşuna, bakışına dek her şeyiyle genç kızın tanıdığı o umursamaz adam olmuştu yine; öyle ki Asi, bir an 'Acaba kafamdan mı uydurdum..' diye düşünmeden edemedi. "İyiyim ben.. Sen biricik oğlunun yanına git şimdi, öyle ya arayı kapatmanız lazım.." Genç kız, onun bu kışkırtıcı tavrının ve umursamaz sözlerinin Neslihan'ı ne kadar üzdüğünü görebiliyordu. Ağzını açıp bir şeyler söylemek istese de vazgeçti; nihayetinde anne oğul arasındaki bir meseleydi bu. "Yine her şeyi yanlış anlıyorsun.." dedi annesi ve Alaz'ın eline dokundu. Genç adam elini anında geri çekerken "Ben sizi birbirinizden ayırmıyorum oğlum, hiç ayırmadım.." dedi. Asi, onun samimi olduğunu görebiliyordu en azından kadının yıllardır inandığı şeyin bu olduğu kesindi. Keyifsiz bir kahkaha atan kocasına döndü bakışları "Elbette.." dedi Alaz. "Bizi birbirimizden gerçekten de hiç ayırmadın sen.. Öyle ki abisinin kaybolduğu gün hepimiz kaybolduk o kederin içinde. Mutsuzluğundan hepimize eşit pay verdin.. Anne.." Neslihan, tekrar tekrar aynı şeyleri konuşmanın yorgunluğuyla omuzlarını düşürdü ve "Ben bu gece İstanbul'a döneceğim.." dedi. "İşleri daha fazla boş bırakamam ama aklım da sende kalacak.." "Kalmasın." dedi genç adam bir çırpıda. "Asi benimle, sen git." Annesi, dolu gözleriyle oğluna bir kez daha baktı ve ellerini onun saçlarının arasından geçirdi. Ayağa kalkıp kapıya yönelirken "Birbirinize iyi bakın.." dedi genç kıza. Asi güçsüzce gülümsedi ve başıyla onayladı onu. "Merak etmeyin.." diyordu bir yandan da. "Ben burdayım.." Kapıdan çıkmak üzere olan Neslihan, bu sözler üzerine duraksadı ve gelinine döndü. "Sana güveniyor.." dediğinde sesinde aşikar bir kırgınlık vardı. "Benden daha çok sana güveniyor hatta.."

ENEMIES TO LOVERS - ASLAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin