YÜZLEŞME~ Part 1

2.5K 100 153
                                    


~Merhabalar tatlımlarımm.. Uzun olduğu için ikiye böldüğüm Yüzleşme kurgusuyla geldim. Hemen bölüme geçin diye lafı fazla uzatmıyorum, umarım beğenerek okursunuz..💚~
Not: Bu bölümde, Asi'nin üzerindeki kıyafeti Rojbin Erden'in instagramındaki kırmızı elbise olarak düşünebilirsiniz.. Bence aşşırı yakışmıştı, bölümü yazarken aklıma direkt olarak o look'u geldi..
Not: Aşırı olmamakla birlikte bu bölümde ufak tefek yakınlaşmalar var, rahatsız olanlar o kısımları geçebilirler. (Asi'nin Alaz'ın odasını bastığı kısım mesela)

***

      Alaz müziğin sesini bastırmak için kardeşinin kulağına eğildi ve "Tolga'yı çağırman şart mıydı yani.." dedi olanca memnuniyetsizliğiyle. Çağla az ileride arkadaşlarıyla konuşan Tolga'ya baktı ve abisine döndü. "Tolga'yı ben çağırmadım ki.." dedi şaşkınlıkla. "Haberin yok mu?" Gözleri bahçe kapısında olan genç adamsa içkisinden bir yudum aldı. "Neyden haberim yok mu?" dedi, aklı başka bir yerde gibiydi. "Tolga Asi'nin davetlisi.." dedi kardeşi. Alaz'ın öfkeden çakmak çakmak olan gözleri anında onu bulurken genç kız gülmemek için zor tutuyordu kendisini.Tamam, abisi kendisine karşı da oldukça koruyucuydu hatta zaman zaman bunaltıcı ve sinir bozucu oluyordu bu halleri. Ama onu bir başka kadını deli gibi kıskanırken izlemek.. İşte bu eğlencenin ta kendisiydi Çağla'ya göre. Kardeşi'nin Asi'ye karşı hislerini ilk fark eden kişiydi Çağla; hatta belki Alaz'ın kendisinden bile daha önce. Sonuçta ikizdi onlar, birinin yüreğinden geçeni diğeri daha söze dökülmeden anlardı. Eh.. Alaz Soysalan'ı dizginlemek de en çok Asi gibi bir kadına yakışırdı şüphesiz. Ancak genç kızın gözlemlerine göre kardeşi bu denli şuursuz davranmaya ve hissettiklerini inkar etmeye devam ederse Asi'yi kaybedecekti. Bunu anladığından beri duruma el koymuştu Çağla; tabii ki kimseye çaktırmadan. Asi'nin kıskançlıktan kudurtma taktiğini oldukça yerinde bulmuştu ve durum böyleyken ateşe birkaç odun daha atmakta sakınca görmüyordu. Bal gibi yalan olduğu hâlde "Öyle işte.." dedi ve omzunu silkti. "Bana da Tolga söyledi.. Asi, mutlaka gelmesini söylemiş." Bir an duraksayıp ikizinin mora çalan yüzünü izledi ve başıyla Tolga'yı işaret ederek "Baksana.." dedi. "Onun da gözleri sürekli kapıda.. Asi'yi bekliyor olmalı.." Halbuki parti başladığından beri yerinde duramayan ve sürekli bahçe kapısının oraya gidip gelen kardeşiydi. Alaz, içkisinin kalanını tek dikişte bitirdi ve bardağını masaya çarpıp elinin tersiyle dudaklarını sildi. "İnadıma yapıyor.." diye fısıldadığını duydu Çağla. "Ama Alaz oğlan bu numaraları yer mi asla istediğini.." Genç kız, onun sözünü birdenbire kesmesiyle merakla Alaz'a döndü. Kardeşi gözlerini girişe dikmiş, adeta nefes almadan gelenlere bakıyordu. Çağla, gelenin kim olduğunu az çok tahmin etse de merakına yenildi ve arkasını döndü. Cesur ve Yaman Ali siyahlara bürünmüş bir halde partinin yapıldığı bahçeye doğru ilerliyorlardı, tam ortalarında ise kırmızılar içinde Asi.. Uzunca bir ıslık çalmadan edemedi Çağla; kardeşinin işi oldukça zordu bu gece. Asi, gözlerini metrelerce ötesindeki Alaz'a dikmiş, yüzünde en ufak bir gülümseme olmadan ilerliyordu. Her adımında sol bacağının neredeyse tamamını açıkta bırakan yırtmacı biraz daha aralanıyor ve davetlilere görsel bir şölen sunuyordu.

Rüya ve Tolga'nın olduğu masaya gelene dek yanlarından geçtikleri her masanın fısıldadığına şahit olmuştu Asi. Ne insanların bakışları ne de onun hakkında düşündükleri umrundaydı; bir kişi hariç.. Bahçeye girdiği andan itibaren gözlerinin kilitlendiği Alaz'a bakmayı sürdürüyordu, aralarında bir tür inatlaşmaya dönmüştü bu bakışma.. Masadaki bardaklardan birini aldı ve gözlerini genç adamdan çekmeden pipetle büyük bir yudum aldı. Alaz'ın yüzünde hafif bir gülümsemeyle onu baştan aşağı süzdüğünü farketti, onun gözünün değdiği her yerin yangın yerine döndüğünü fark ettiği gibi.. O anda gözünün önünde şıklatılan parmaklarla kendine geldi genç kız, Yaman'dı bu. "Ne oluyor kızım.." dedi Yaman öfkeyle. "Ne konuştuk biz seninle?" Asi, kimsenin duymayacağından emin olacak kadar yaklaştı Yaman'a ve "Biz hiçbir şey konuşmadık.." dedi. "Sen konuştun, ahkam kestin ben de dinledim.. Ama bana ne yapacağımı hiçkimse söyleyemez Yaman. Ne sen ne Cesur.. Sokun bunu o kalın kafalarınıza." Cümlesinin sonlarına doğru sağında dikilen Cesur'a da dönmüştü. Duyduklarıyla suratı asılan Cesur itiraz edecek gibi olsa da buna izin vermedi genç kız. "İkiniz de mantık timsali sayılmazsınız." diyerek kestirip attı. "Ben ne yaptığımı biliyorum, karışmayın bana.." Yaman daha uzatırdı belki ama Rüya'nın bir muhabbet açmasıyla masadaki gerginlik az da olsa unutuldu. Pipeti bir kenara atıp bardağından büyükçe bir yudum aldı genç kız. Yaman'la Cesur'a caka satmak kolaydı.. Oysa ki en ufak bir fikri dahi yoktu Asi'nin.. Ne yapıyordu? Bu işin sonu nereye varacaktı? "Sen kaşlarını hep çatar mısın böyle?" Genç kız, daldığı düşüncelerinden uyandı ve sesin geldiği yöne döndü. Cesur kim bilir ne zaman nereye kaybolmuştu. Onun yerinde, hemen sağında Tolga duruyordu. Her ne kadar kimseyi çekecek havada olmasa da bir yerde patronu sayılırdı adam. "Ne bileyim.." dedi boş bardağa bakarken. "Dalmışım işte.." "Yenisini ister misin?" Genç adamın boşalan bardağını işaret ettiğini görünce başını iki yana salladı ve "Ben alırım.." dedi. Göz ucuyla karşıya baktığında Alaz'ın yerinde olmadığını gördü, Çağla, masada Cesur'la konuşuyordu. Hangi cehenneme gitmişti bu adam? Etraftaki insanlardan bunalmış bir vaziyette bardağını alıp içki masasına yöneldi. Alaz oğlan 'Asla yapmam' dediği şeyler yaptırıyordu ona.. Saatlerce ayna karşısında hazırlanmak, bir elbise bulmak için günlerce dolanmak ve kadın dergileri okuyup kıskandırma taktikleri almak bunlardan yalnızca birkaçıydı. "Ayarlarımı bozdu ayarsız p*ç.." dedi hıçkırıklarının arasında. "Beni de kendine benzetti sonunda.." İçki masasına yalnızca birkaç adım kalmıştı ki kolundan hızlıca çekilince neye uğradığını şaşırdı. Sırtını duvara dayarken elindeki bardağı çokten yere düşürmüştü. Onu bahçedeki kimsenin göremeyeceği bir köşeye çeken Alaz, arsız gözleriyle çekinmeden süzüyordu Asi'yi. Dün gece okudukları bir bir zihninde yankılanan genç kız, çenesini havaya kaldırdı ve "Ne var lan?" dedi. Heyecandan çarpan kalbinin sesi, müziğin arasında kaybolup gitsin diye dua ediyordu bir yandan da. "Arsız mısın oğlum sen? Atlanmayan reklamlar gibi ne demeye ikide bir karşıma çıkıyorsun?" Alaz, genç kızın deli gibi özlediği kokusunu hiç saklamadan içine çekip "Biz ne konuşmuştuk seninle Asi kız.." dedi. Bir insanın sesi nasıl olur da böylesine günahkar çıkardı? "Bu tarz olmamış, sana yakışmamış demedim mi sana?" Asi, genç adamın sol bacağında gezinen ellerini yok saymaya çalışarak "Peki ben ne dedim Alaz Soysalan?" dedi."Paşa gönlüm nasıl isterse öyle giyinirim.. Sen beğenmedin ya.." Cümlesinin burasında duraksayıp genç adamın kulağına iyice yaklaştı. "Uzunca bir süre çıkartmam bunu üzerimden." Asi'nin yakınlığından hiç şikayet etmeyen Alaz'sa boştaki elini genç kızın elbisesinin açıkta bıraktığı sırtına çıkardı. Bu temasla Asi'nin sırtı yay gibi gerilirken "Elbisenin üzerinde ne kadar kalacağı hiç belli olmaz Asi kız. Hem kabul et, deli gibi istiyorsun sen beni.." dedi genç adam. Onaylanmaya ihtiyacı vardı; Asi'nin de en az kendisi kadar darma duman olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı.. Yoksa çok zaman geçmeden genç kızın da dediği gibi kapısında köpek olup yalvaracaktı Asi'ye. Genç kız kuruyan boğazına ve yarı kapalı gözlerine aldırmadan "Tam tersine.." dedi, dudakları Alaz'ın boynuna değecekti neredeyse. "Gayet aklı başında olarak nefret ediyorum senden Alaz Soysalan.." Alaz, burnunu genç kızın saçları arasında gezdirirken kaşlarını çatmadan edemedi; Alaz Soysalan da nereden çıkmıştı? Alaz oğlana ne olmuştu? "Alaz oğlana ne oldu?" dedi merakına yenilip. Asi, yırtmacının açıkta bıraktığı teninde arsızca gezinen parmakları aklından çıkarmaya çalışıp yutkundu ve başını geriye attı. Artık göz gözeydiler.. "Alaz oğlan benden gideli çok oldu." dedi dolan gözlerine aldırmadan. "Yazdığı üç cümlelik b*ktan bir notla Asi kızı terk etti.. Geriye soyadından başka bir şey kalmadı." Alaz, yüreğine saplanan acıyla yutkunmadan edemedi. O geceden ilk defa bahsetmişti genç kız, ilk defa açığa vurmuştu hayal kırıklığını. Çakırkeyif olmasa bu kadar bile konuşmazdı, biliyordu Alaz. Tam karşısında duran canlı enkaza bakıp gözlerini kapattı ve kollarını onun bedenine sıkıca sardı. Konuşmak için sessiz bir yere gitmeyi önerecekti ki karnında hissettiği acıyla iki büklüm olup Asi'den uzaklaştı. "Hasta mısın kızım sen.." dedi güçlükle, canı çok yanıyordu. "Onu nerenden çıkardın sen?" Genç kız, bir elindeki şok cihazına bir da hâlâ iki büklüm duran Alaz'a baktı. "Neyin ne zaman lazım olacağı belli olmuyor.." dedi burnunu çekerken. "Bir daha bana dokunursan kızarmış tavuğa çeviririm seni Alaz Soysalan.. Akıllı ol.." Genç adam yalpalayarak uzaklaşan Asi'ye "Hastasın sen.." dedi, elleri hâlâ karnındaydı. Genç kızın ona aldırmadan içki masasına gittiğini ve kendine yeni bir bardak aldığını görünce gülümsemeden edemedi. "Ve ben buna bayılıyorum.."

ENEMIES TO LOVERS - ASLAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin