SİSLE GELEN YOLCU

242 37 5
                                    

- Sıfır noktasındayız, Mr.Dorian.
Yuvarlak gözlüklerinin ardına sakladığı buzlu bakışlarını sesin geldiği tarafa çeviren adam,
- Rakamları biz belirleriz profesör,mülki idare değil. dedi.
Sabahın bu erken saatlerinde ovaya hakim olan sise bakıp yüzünü yalayan nemi içine çekmişti. Pek uzun sayılmazdı.
Gözleri,ruhunun aynası gibi duygudan yoksun,soğuk ve pislik yeşiliydi.Çok sevilen biri olmamasına rağmen yıllar geçtikçe temsil ettiği yapı içerisindeki konumu ve ardında bıraktığı yüzlerce ceset ona olan yaklaşımı dengelemeyi başarmıştı.
Diyarbakır il sınırları içerisinde kalan ünlü Roma garnizonu Zerzevan'ın zirvesinde,ellerini kalçasının üzerinde birleştiren adam, bir adım ileri doğru yürüyerek kendisine eşlik edilmesi emredilmiş akademisyene ,
- Geciktiniz. dedi.
Bağlı bulunduğu yapının dinamikleri bir yana kendisini en çok tedirgin eden kişiyi burnunun dibine yakın bir mesafede bulmuş olması altmışlı yaşlarına gelmiş arkeoloğun çok da tercih edeceği bir şey değildi.
- Ben gecikmedim, siz erken gelmişsiniz sayın Dorian.
İşittiği cevabı saygısızlık olarak değerlendirmeyen adam homurdanarak,
- Oturmaktan sıkılmıştım. dedi.
Yeknesak adımlarla yürüyerek profesörün olduğu yere doğru geldi.
- Lütfen oturun , diyerek ikisinin arasında duran banka önce kendisi oturdu. Yaşını almış akademisyen, ayak bastığı her toprağı kirletmiş bu ifritin yanına oturmak istemiyordu. Ancak aksi bir tutum içerisinde olabilecek bir konumda da değildi. Çaresiz denileni yaptı.
Yanına, belirli bir mesafede oturmuş akademisyenden yükselen korku ve iğrenme karışımı duyguyu farkeden adam yüzündeki ifadeyi kontrol ederek,
- Nasıl oldu ? diye sordu.
Boğazını temizleyen yaşlı adam, yarısı yaşındaki bu adama hesap vereceği için kendini çok da şanslı hissetmiyordu.
- Bizde çok bir şey anlamadık. Her şey kontrolümüzdeydi.
- Kontrolünüzde olsaydı ben burada olmazdım,değil mi?
Yılan tıslamasını andıran bu çıkışı nasıl karşılayacağını bilemeyen profesör sesine yansıyan bir panikle olanları izah etmeye çalıştı.
- Haklısınız ama sizde takdir edersiniz ki İnisiyasyon üyeleri şehirden çıktıktan sonra saldırıya uğradılar. Bu durumda...
- Bu durumda sizi sorumlu tutmam haksızlık olurdu,diye düşündünüz sanırım.
diyerek sözünü kesmişti yaşlı adamın. Sonra da oturduğu yerden kalkıp bir iki adım ileri yürüdü. Kafasında tarttığı şey her neyse belli ki zihninin mizanı,karşısında duran adamdan yana değildi. Yüzüne oturttuğu işkenceci gülümsemesi ile adama döndü.
- Teknik olarak haklı olabilirsiniz ancak saygıdeğer inisiyasyon üyeleri,  kabul töreninden sonra yeni üyemizi kutsal babamıza götürmeyi umut ediyorlardı. Saldırının Mardin de yapılmış olması neyi değiştirir?
Sorunun haklılık parametrelerini oluşturan olayı zihninde canlandırdıktan sonra bahanelerin p
saklanmanın çokta doğru bir tarafı kalmamıştı.. Zira Zerzevan Kalesi'nin altında bulunan Mithras tapınağında gerçekleşen ayin sonrası tüm üyeler , kendilerini Mardin Havalimanında bekleyen özel jete doğru yol almışlar, ancak havalimanına varmadan silahlı saldırıya uğramışlardı.
Pişmanlık dolu bir hayıflanma ile gözlerini kapattı.Düne kadar bir denge unsuru iken şimdi.. Dorian'ın ayakçısı oluvermişti.
Gözlerini açtığında ise Dorian'ın sorusu giyotin misali havada duruyordu.Sessizliğe yakın bir tonda yanıtladı.
- Sonucu değiştirmez.
- Doğru, sonucu değiştirmez. Ama sizin yazgınızı değiştirebilir.
Cümlenin sonuna yetişen tek el silah sesi malumun ilanı gibiydi.
Kafatasını yaran mermi,yaşlı akademisyeni oturduğu bankın soluna yatırmıştı. Alnından süzen kan yere damlıyordu.
Mr. Dorian önünde duran et yığınına irite bir bakış attıktan sonra merminin geldiği karşı tepeye döndü. Sonra da ağır adımlarla kendisini bekleyen aracına doğru yürüdü. Gün yeni ağarıyordu ve alınması gereken tek can profesörünki değildi.

KARAHİLAL : Bir Mezopotamya PolisiyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin