ÖLÜ DOST

47 25 0
                                    

Kirpikleri ıslanmış gözlerini araladığın da,ilk farkettiği şey burnunu kaplayan oksijen maskesiydi. Burnundan içeri soluduğu sıkıştırılmış oksijen uyuşan bedenine iyi geldiği gibi, ne zamandır soluduğunu bilmediğinden tüm algılarını da yavaşlatmıştı. Etrafında dönen uğultunun tam ortasında,yatırıldığı sedyenin üzerinde gözleriyle olan biteni takip ediyordu.Gördüğü her şey ağır çekim ilerliyordu.
Kulaklarında korkunç bir baskı vardı. Her şeyi bir sis perdesinin arkasından duyabiliyordu.
Ambulans ve polis araçlarının sesleri,tepe lambalarının geceyi aydınlatan devinimleri, olay yerini çepeçevre saran sarı bantlar, can dostunun kuruyan kanının olduğu bank...
Yeniden yaşaran gözleri.
Ve gerçek bir dostun yitip giderken ki kanlı görüntüsü.

Benim yüzümden...

Dalgalan zihnini yavaşlatarak olanları hatırlamaya çalıştı ama yılgınlık ağır basmıştı maalesef.
Ağır ağır soluna döndü. Linda yanı başında çömelmiş ağlıyordu.
- Ağlama..
Amirinin kendine geldiğini gören genç komiser,hüzünlü bir sevinçle ona doğru eğildi.
- Çok korktuk amirim.
- Yok..bir şeyim.. Tuğra nerede ?
- Haber verdim amirim,gelmek üzeredir.
Tamam dercesine başını salladı Zegna. Gözlerini bir kez daha araladığında Suzan'ın ona doğru eğildiğini farketti. Göz bebeklerini ve kulaklarını kontrol eden Suzan, kendisinden bile perişan görünüyordu.
- Beni duyabiliyor musun ?
- ?!?!
- Beni,du-ya-bi-li-yor-mu-sun ?
Zegna ancak Suzan'ın dudaklarından okuyabildikleri kadarını anlayabilmişti. Ama herhangi bir cevap veremeden bilinci kapanmıştı.
Bunun üzerine Suzan,çevresindekilere onu ambulansa almalarını söyledi.
Hastaneye götürülmesi gerekiyordu.

Zegna dört saat sonra tekrardan gözlerini açtığında kendisini bir hastane odasında bulmuştu.
Kurumun içindeki hastahanenin standart odalarından biriydi. Soluna döndüğünde ise Tuğra'nın başının yatağına gömülü olduğunu gördü. Usulca parmaklarını uzatıp genç adamın saçlarını okşadı. Bu temas Tuğra'yı uyandırmaya yetmişdi.
Kafasını kaldırdığında Zegna'nın tebessüm eden yüzünü gören Tuğra, hızla toparlandı ve yatağında halsiz yatan amcasının başucuna kadar geldi. Sesinde endişe vardı.
- İyi misin ? Ağrın var mı ?
Zegna belli belirsiz bir hareket yaptı.
- Beni çok korkuttun.
Dedi ve müşfik gözlerle ona bakan adamın yüzünü okşadı.
Linda'nın içeri girmesiyle genç kıza doğru döndüler.
- Geçmiş olsun amirim.
Dedi Linda. Onun da sesinde hüzünlü bir tını vardı.
- Sağol kızım, Doğan nerede ?
- Serdar abi ile olay yeri inceleme ile kaldılar. İşleri bittikten sonra burada olacaklar.
- Can ?
- Üzgünüm amirim, başınız sağ olsun.
Zegna malumun ilanı ile gözlerini kederle kapattı. Aynı hüzün Tuğra'nın da içini kavuruyordu. Tanıştıklarından beri çok az muhabbetlerinin olmasına rağmen doktoru o da severdi.
Zegna,yeniden gözlerini açtığında acısını içine gömdü ve profesyonelce ifadesini topladı.
- Fail ile ilgili bir şey bulunabildi mi ?
- Maktülün evinin karşısındaki inşaatta bir bayıltıcı ok atan tabanca,prizmalı dürbün,Barrett M82A1 tüfek ve kılıflı av bıçağı bulundu.
- Olay yeri ?
- Olay yeri inceleme ekibi oldukça kızgındı amirim. Zira olası kanıtların çoğu çöp olmuştu.
- Neden ?
- Olayı duyup yetişen komşular,yardım edeyim derken kriminal bakiyeyi sıfıra indirmişler.
Zegna,elini alnına götürüp şakaklarını ovuşturdu.
- Fazla bir şey bulamazlardı zaten.
Tuğra,Göktuğ'dan öğrendiklerini söylemenin zamanının geldiğini anlamıştı. Mütereddid bir ifadeyle konuştu.
- Sanırım ben birşeyler biliyorum.
Olası sniper ile ilgili öğrendiklerini Linda'ya anlatmıştı. Linda sırası değil gibisinden bir hareket yapsa da bu,Zegna'nın gözünden kaçmamıştı.
- Neler oluyor ?
Linda Tuğra'ya ters bir bakış attıktan sonra,
- Amirim,hassas bir dönemden geçiyorsunuz ve...
Dedi ama sözü Zegna'nın onu haşlamasıyla kesilmişti. Sesi neredeyse fısıltıyla geliyordu.
- Anlatın dedim. Bir daha tekrar etmeyeceğim.
Linda, Tuğra'ya iyi halt yedin dercesine bir bakış fırlattı. Tuğra ise bunu görmezden geldi ve anlatmaya başladı.
- Göktuğ abi konuyla ilgili bir araştırma yaptı. Ve sniper'in kim olabileceğine yönelik şüphelerini doğrulatmanın bir yolunu buldu.
- Kim ?
- İdo Sorkin.
Zegna duyduğu isme gözle görülür bir tepki vermemişti. Zira,zikredilen isme her güvenlik çalışanı gibi o da aşinaydı. Ve şu an önemli olan bir şüphelinin doğrulanmış olması değildi. Artık hasmının adını,dolayısıyla arkadaşın intikamını kimden alacağını biliyordu.
Bunun rahatlığıyla gözlerini kapattı.
Bu Tuğra ve Linda içinde odadan çıkmaları gerektiğine dair bir işaretti.

KARAHİLAL : Bir Mezopotamya PolisiyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin