BİR ADIM GERİDEN

44 24 0
                                    

Zegna,hastahanede ki odasında,yatağın ortasında oturmuş tedavisini yapan doktorun taburcu olduğuna dair kağıtları getirmesini bekliyordu.Hastahane giysilerinden kurtulmuş,kendi kıyafetlerine kavuşmuştu.Zira görünürde birkaç çizikten fazlası yoktu. Ama yaşanan olayların ruhunda bıraktığı yaranın bu duvarlar arasında tedavisi yapılamazdı.
Aklını kurcalayan sorular vardı.
Cevabını bulmakta zorlandığı sorular.
Gömleğinin yakasını gevşetti. Kendini kötü hissediyordu. Belki de bir kaç gün daha hastahanede kalmalıydı. Ceketinin cebinden çıkardığı küçük bir şişeden avucuna bir hap döktü. Ağzına atıp yuttu.
- Ayaklanmışsın.
Sesin geldiği yöne baktığında Suzan'ın odaya girdiğini gördü.
Nihayet gülümsüyordu. Kapıyı kapattı.
- Nasılsın ?
- Daha iyi günlerim olmuştu.
Suzan,gelip yanına oturdu. Zegna'nın omuzuna dokundu.
- Arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
- Nikah şahidimdi.
- Bu da onu daha önce nerede gördüğümü açıklıyor.
- En son nerede gördün ?
- Otopsi masasının üzerinde.
Zegna,gözlerini kapatıp hüzünle kafasını salladı.
- Sen mi yaptın ?
- Bizzat.
- Keşke sen bulaşmasaydın.
Suzan,yanaklarını şişiren nefesi yavaşça dudaklarının arasından dışarı saldı.
- Keşke.
- İlgini çeken bir şey mi buldun ?
- Şey,bu biraz...rahatsız edici olabilir.
Dedi ve elinde tuttuğu dosyayı Zegna'ya uzattı. Dosyanın içinde otopsi raporu ve röntgen filmi vardı.
- Acı çekmemiş..Hatta bana sorarsan mermiyi farketmemiş bile.
Zegna,önce rapora sonra da röntgene baktı. Doktor tüm darbeyi sol kaşının üzerinden almıştı. Röntgeni dosyaya geri koyup Suzan'a geri uzattı. Suzan da ona şeffaf bir delil torbasının içinde duran nesneyi...
- Bu ne ?
- Sanırım Simay'ın alyansı. Çocuklar avucunun içinde bulmuşlar.
Zegna,şaşkınlıkla poşeti açıp içindeki yüzüğü avucuna bıraktı. Yüzüğün iç kısmında karısının adı ve evlilik tarihleri yazıyordu.
- Bu...nasıl olur ?
- Neden öyle dedin ?
- Kaybolmuştu..neredeyse bir yıldır bunu aradım durdum.
Şaşırma sırası Suzandaydı şimdi.
- Nasıl yani ?
Zegna soruyu duymazdan gelmişti.
- Avucumda mı bulmuşlar ?
- Evet,sıkı sıkıya tutuyormuşsun.
Zegna duyduklarına bir anlam veremiyordu. Şaşkınlıkla Suzan'ın yüzüne baktı.
- İkimizin de hayatındaki tüm saçmalıklar artık iyice saçmalamaya başladı.
- Daha iyi anlatamazdın.
Dedi ve acıyla tebessüm etti. Sonra da kendi ayak uçlarına bakarak sordu.
- Planın ne ? Yani bundan sonrası için.
- Bilmiyorum Suzan. Ama belli ki biz bu dosyanın içinden çıkamazsak dosya bizim içimizden geçecek.
Suzan haklısın dercesine başını salladı. Sonra da uzanıp Zegna'nın elini tuttu.
- Farkında mısın ? İkimizde yarım kaldık.
- İroni böyle bir şey...
- Sanırım öyle. Biri bana kocanı hiç tanımamışsın dese gülüp geçerdim herhalde. Ama şimdi..
- Şimdi...gerçeklerle yüzleşme vakti Suzan.
- Aklında ne var ?
Zegna ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü. Sonra da dönüp Suzan'a gülümsedi.
- Biraz tenis oynamak.

KARAHİLAL : Bir Mezopotamya PolisiyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin