Melik'in çevresinde o an bir sürü insan vardı. Hepsi konuşuyor ve ona bir şeyler anlatıyordu, Melik de üstün körü hepsine cevap vermeye çalışıyordu. Doğru düzgün dinleyemiyordu bile hiçbirini. Çünkü gözleri akvaryumun diğer köşesinde tek başına oturup sigara içen çocuktaydı.
Onun sigara içtiğinden haberi dahi yoktu Melik'in. İlk defa sigara içerken görüyordu. Eline yakıştıramadı. Ayrıca neden yüzü bu kadar asıktı? Yanında niye kimse yoktu? Niye üzgün bir şekilde yeri izliyordu?
Arada Melik'e kaçamak bakışlarını görüyordu ve bu Melik'in hoşuna gidiyordu. Çocuğun yeşil gözleri bir an ona değip sonra kayboluyordu.
Melik itiraf etmek zorundaydı ki kendini suçlu hissediyordu. Halbuki haklı olduğunu da düşünüyordu. Çağatay'ın bunu yapmaması gerekirdi. Bütün gün özelden torpil kullandığı için kendisine saydıran birini torpille bir yere aldırmamalıydı.
Ama kalbindeki anlamsız sızı ona haksız olduğunu bağırıyordu. Duyguları ve aklı çatışıyordu. Çağatay onun iyiliğini düşünmüş de olabilirdi. Onu görmek istemesi kötü bir şey değildi. Şimdi de Melik onu görmek istiyordu. Ayrıca Çağatay haksız olsa bile Melik için onu affetmek çok da zor değildi. Çağatay'a tam tersini söylemiş olsa bile.
Bu düşüncelere kaybolmuşken Çağatay'a gözlerini çekmeden baktığını fark etti. Fark ettiği anda gözlerini çekse de çok geçti. Çağatay onun bakışlarını yakalamıştı. Melik ona tekrar baktığında dudağının yanındaki minik kıvrılmayı gördü. O kadar atarlandıktan sonra çocuğa sapık gibi bakarken yakalandığı için kendinden utandı.
Çağatay sigarasından son bir duman çekip yere atıp ayağıyla ezdi. Sonra ona bir kez bile bakmadan akvaryumdan çekip gitti. Melik ise bunu gözünü çekmeden izledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hint Kumaşı |bxb|
Fiksi Remaja"Okula takım elbiseyle gelen orospu çocuğu sen misin?" Texting