1. Bölüm: Çocukluğumuz

6K 372 78
                                    

bölüm 1:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm 1:

mutsuz hayatının parça parça dağınık resimleri

-

Mahallelinin Çingene Hilal diye seslendiği kızı hayatında bir kere görmüş birinin bir daha unutması imkansızdı. Pantolon giyerdi hep, erkek Fatma tipli bir şeydi. Omuzlarında biten yamuk yumuk kesilmiş saçları vardı bir de. 

Ben onu ilk tanıdığımda dokuz on yaşlarındaydım. Annem cumartesi günleri işe giderken beni babannemin yanına bırakır, akşamları da alırdı. Haftanın 5 günü okul, 6. günü ise babanne günüydü.

O zamanlar en fazla 6 yaşında olan Hilal sokakta oğlanlarla top oynardı, balkondan dışarıyı izlerken sık sık görürdüm oğlanların arasında top oynayan tek kızı.

Sokakta çocuklar oynarken açık camdan Hilal'in küfür dolu bağırışları evin içine kadar gelirdi, babannem cama çıkıp kızardı, "Ağzına biber süreceğim senin cimcime!" diye tehtid ederdi. Hilal korkmak yerine sırıtırdı. Hiç utanması yoktu.

Ben o zamanlar acayip gıcık olurdum bu erkek fatmaya. Gıcık olmamın ilk sebebi babannemin ilgisi ve sevgisiydi, asla anlamıyordum sümüklü çirkin kızı neden sevdiğini. Çünkü kız sevgiyi hak edecek tek bir şey dahi yapmıyordu. Uslu değildi, saygılı değildi, temiz değildi, ne oturup kalkmayı ne konuşmayı biliyordu.

Bazen yemeğe çağırırdı babannem onu, aynı masada oturduğumuz için bile somurturdum. Hala aklımdadır Hilal'in asla taramadığı yamuk kesilmiş saçları, dizleri düşmekten yırtılmış kot pantolonları. Alışkın olduğum gibi değildi, benim tanıdığım bütün kızlar saçlarını güzelce örer ya da iki yandan bağlar, renkli tokalar takar ve futboldan nefret ederdi. Ayrıca elbise giymek de kız olmanın şartlarındandı.

Hayatım boyunca Hilal'i bir kez bile etekle görmemiştim. Ki bu ilkokuldan liseye başlayana kadar ki zamana tekabül ediyor. Erkek fatmalık konusunda istikrarlı bir yol izlemişti.

Liseden sonra her hafta babanneme gelmeyi bırakmıştım, mahalleyle bağım kopmuştu ve dolayısıyla kız hayatımdan çıkıvermişti. Yokluğunu hissettiğimi söyleyemem.

Ben sarma tenceresinin başında Hilal'i düşünerek son sarmalarımı yerken babannem elindeki telefonla somurta somurta mutfağa giriyor.
"N'oldu, karadenizde gemilerin mi battı?" diyorum sırıtarak.

"Elinin körü oldu!"
Sandalyeyi çekiyor, bana bakmadan oturuyor. Tencerenin kapağını kapatıp ona dönüyorum. "N'oldu kız?"

Elini boş ver dercesine havada sallıyor. "Hilal'in işi çıkmış, öyle dedi birden. Gelecekti halbusem. Sarma verecektim ona da eve götürsün diye."

Atlas Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin