Bölüm 20:
dünya yansa da
yarın yeni bir rüyaya uyanırız-
selamlar.
biraz sıkıntılı zamanlar yaşıyorum. bu hafta içinde sevgilim oldukça önemli bir operasyon geçirecek, bunun stresini ve baskısını üstümden atıp kafamı toparlayamıyorum son zamanlarda.
yetmiyormuş gibi kendimle ilgili de önemli kararlar almam gerekiyor. fransa için uzun dönem schengen vizesi almaya çalışıyorum, eminim biliyorsunuzdur schengen sürecinin ne kadar sıkıntılı geçtiğini.
özetle kafam çok dağınık. atlas'a yazdığım son 3 bölüme dönüp baktığımda ben yazmışım gibi bile hissetmiyorum ama yazmayı bırakmıyorum çünkü bırakırsam bir daha geri dönemeyeceğimi biliyorum.
umarım bölümü okurken keyif alırsınız.
sevgilerimle.
ps: yeni bölüm ne zaman sorularınıza cevap vermeme sebebim inanın cevabı artık benim de bilmiyor oluşum.
-
Hilal arabadan inerken Atlas'ın peşinden gelmesini bekliyordu. Aslında iki uç kutbun arasında duruyordu, bir yanı derin bir utanç ve öfkeyle kavruluyordu ve Atlas'ın yüzünü görmek istemiyordu. Diğer yanı ise durdurulmak istiyordu, Atlas'ın çaba göstermesini istiyordu.
Atlas arabadan inmediğinde şaşırmadı, adımlarını hızlandırdı. Düpedüz kaçıyordu. Ardında bıraktığı büyük utancından kaçıyordu. Yüzüğü gördüğü an güm güm atan kalbinden kaçıyordu.
Avuçları arasında tuttuğu kitabı fark ettiğinde acı bir tat yayıldı ağzına. O gece balkonda Atlas'ın gelmesini nasıl beklediğini hatırladı. Habersizce beklediği Atlas, Betül'ün geldiğini duyar duymaz onu arkasında öylece bırakıp gitmişti.
Hilal boğazına dizilen yumrular yüzünden nefes alamıyordu. Boynuna doladığı Atkısının önünü çekiştirdi, kitabı tutan parmaklarının boğumları beyazlamıştı.
Çocukluğu yanıbaşındaydı. Ninenin acıyıp evine aldığı kız gibi hissediyordu yeniden. O kız olmak istemiyordu, o kız Ahmet ile aynı resmin içinde olamıyordu. O kız Ahmet ile aynı masada otururken bile mutsuzdu.
Hilal ne yaparsa yapsın Atlas için de ailesi için de zavallı komşu kızı olarak mı kalacaktı?
Kimsenin yardımını istemiyordu artık, kimsenin yardımının mahcubiyetini omuzlarında taşımak istemiyordu, Atlas'ın acımasını da merhametini de istemiyordu.