20.BÖLÜM - Tears And Worry

4.5K 364 42
                                    


Yazar; leecrannie 

Çeviri; SeKaism 


Baekhyun'un gözünden; 


"Bu senin hatan değil. Olanların hiçbiri senin hatan değil. Lütfen böyle düşünmeyi bırak..."diye fısıldadı Chanyeol saçımı okşarken.

Yanılıyorsun, Chanyeol. Çok yanılıyorsun. 

Ben olmasaydım, annem ve babam hala yaşıyor olurdu. 

Ben olmasaydım, Minki onlarla mutlu bir hayat yaşıyor olurdu. 

 Sarılmayı bırakmasını sağlayarak yavaşça onu kendimden uzaklaştırdım  . Gözlerimin içine endişeyle baktı. 

"Ne oldu? Bir yerini mi incittim?" dedi çok fazla endişelenerek. 

Gözlerimi kaçırdım ve sessizce konuştum." Eve gitmek istiyorum." 

"Ah, neden önce burada kalmıyorsun? En azından bu gece. Kyungsoo ve Jongin'in bir şey demeyeceğinden eminim." dedi. 

"Sorun yok, eve gideceğim. Üstelik yarın çalışmam gerek hala." Reddettim. Burada kalırsam ne olacağını bilmiyordum. 

"Hadi ama, Baek. Çoktan gece yarısı oldu zaten. Yarın gidemez misin eve? Üzerini de değiştirmedin sırılsıklamsın. Hasta olmanı istemiyorum." Israr etti. 

Hasta olmam umrumda değildi. Belki öyle olursam daha iyiydi. 

"Evde değiştireceğim." derken ayağa kalktım. 

Odadan çıkıp gidecekken Chanyeol hırkamın şapkasını yakaladı. 

"Baek, neden bu kadar inatçısın? Kendine bak. Bayılacak gibisin. Sadece biraz dinlen ve sabah git, tamam mı?" dedi umutsuzca. 

Kafam karmakarışıktı, patlayacak gibi hissediyordum. Kollarım kesmem için çığlık atıyordu. 

Kesmem gerekti. 

Şapkamdan elini kaldırdım. "Sorun değil. Gerçekten sadece eve gitmek istiyorum. Yalnız kalmak istiyorum." 

Cevabını beklemedim ve hemen arkamı ona döndüm. 

Kapıya yürüdüm ve kapıyı tam açtığımda hemen bir elle çarparak kapandı. 

Chanyeol'un arkamda olduğunu hissediyordum. Arkamı dönüp gitmeme izin vermesini söyleyecekken sesi beni durdurdu. 

"Bana söyledikten... az önce olanlardan sonra, seni yalnız bırakacağımı mı sanıyorsun? Kahretsin kendini öldürmek üzereydin, Baekhyun." 

Sesinde bir şey vardı ama çözemiyordum. Pişmanlık mıydı? Korku? Üzüntü? 

Hala arkamdaydı, eli hala kapıya dayalıydı. İkimiz de tek kelime etmedik. Ne demeliydim bilmiyorum. 

Alnını omzuma koyup dinlendirdiğinde ve elini kapıdan çekip belime sardığında şaşırmıştım. 

"Ya eğer..Ya eğer aptalca bir şey yapsaydın v-ve..seni durdurmak için...ben orada olmasaydım.." 

Sesi çok korkunç çıkıyordu... Ağlıyor muydu? Neden benim için ağlıyordu?

"Lütfen...Nasıl korktuğum hakkında en ufak bir fikrin yok... Bunu tekrar yapma..Seni kaybetmek istemiyorum.." Kollarını bana daha sıkı sararken ağlıyordu. 

Bana karşı böyle olmamalıydı. Benden nefret etmeliydi. Beni bırakmalıydı. Kollarını bana sarmamalıydı. 

"Gitmeme izin ver...lütfen." dedim gözyaşlarım düşmek için tehdit ederken. 

LifelessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin