1.MEDUSA

70 8 9
                                    




Bölümün ilk kısımları kısa olacaktır.

Oy ve yorum yaparsanız sevinirim, iyi okumalar:)


Kaçmak en iyi bildiğin şeydi hep küçük kız. O yüzen şimdi de benden kaç, arkana bakmadan sadece kaç. Çünkü seni kovalayacak.
Kim?
Sen.



"Kalk artık Gazel!" kaçıncı kez dayak yediğimi bilmeden dizlerimin üstünde sürüne sürüne kalktım.

En azından sandım.

Kalktığım sıra karnıma sert bir tekme yiyerek olduğum yere geri düştüm. Nefes nefese konuşmayı denesem de karnıma yediğim darbe işi zorlaştırıyordu. Kendimi toparladığımda yukarıda yarı eğik duran lambanın ışığını kapatmıştı. Kurtarıcım mı desem ölüm meleğim mi bazen karar veremediğim 'babam' tam karşımda duruyordu.

"Kalkabilmem için ayağını oynatmamalısın!" bağırmama karşı sinsice güldü.

"Rakibine karşı da aynı cümleleri kurarsın yılan kız. Yerde sürünmeyi kes ve bana tekrar karşılık ver!" kalan son gücümle kalkıp karın boşluğuna doğru vurdum.  Bu hareketimi beklemiyordu çünkü yüzünde büyük acı ve şaşkınlık görüyordum. Koca adamı şaşırtmak beni az da olsa gururlandırmıştı. Tabi beni yenmeseydi. Arkadan üç adam bir anda üstüme çullanınca yirmi yıldır kafama sokamadığım şeyi yaptı. Kazandı.

"Bir gün-" nefes nefese söyleyemeye çalıştığım sözümü kesip yukarıdan ukala tavırlarını sergiledi. Her zamanki gibi.

"Kazanacak mısın?" kollarındaki sargıları çıkarıp iki yana açtı. "Beni yenebileceğin tek gün öldüğüm gün olacak Güneş." cümlesine karşı gülmeye başlayınca kollarımdan tutan herifin tekinden kolumu kurtarıp arkasındaki silahını çekip kendimi onlardan uzaklaştırdım. Ani hareketlerime tek alışkın olan kişi babamdı. Herifler bozguna uğramıştı. Onlar kolaydı, en zoru karşımda bana bakıyordu.

Gururla bakıyordu. Bu alışkın olmadığım bir şeydi. Yirmi yıldır her dövüş sonu bu şekilde bakardı ama ben ondan değil de sanki hala babam olacak heriften bekliyordum.

Küçük Güneş acizdi, korkak ve kırılgandı. Fakat Medusa öyle değildi, onun tam tersiydi.

"Ölüm dediğin ne ki baba, kim bilir belki bu kapıdan çıkınca alnın ortasından vurulacaksın," burnumun kanadığını hissediyordum. Dövüşlerimin tarihleri yaklaştıkça antrenmanlar daha da zorlu ve can yakıcı oluyordu. Alıştım. "Ya da acı çekerek, sana işkence edecekler belki de. Ölüm bu kadar yakınken kolay kaybedersin, sana yakışmaz."

Ben onurumla öleceğim Gazel." adamları ringden inmelerini için emretti. "Emin ol yakınıma yaklaşmak o kadar kolay değil, bu kişilerin arasında sende varsın." bu onun kurduğu son cümlesiydi. Sargı bezini kenara atıp büyük hangarda beni tek başıma bıraktı. Her  zaman olduğu gibi.





*****





Hangardan çıkıp motosikletime bindim. Eve varmam iki saatimi almıştı. Hangarı ormanlık alanı yaptırmıştı herkesten uzak ve görünmez olsun diye. Evin kapısını açıp ilk yaptığım şey üstümdekileri çıkarıp küvete girmekti. Üç saat antrenman sonucu kırık olmadan çıkmam benim için büyük bir başarı olmalıydı. Fakat ağrılarım ve kanayan yerlerim pekte oradan bakınca hoş görünmüyordu. Küvetin içine girdiğim an su kan rengini almıştı. Bir saat oyalandıktan sonra ilk yardım kitiyle yaralarımı hallettim. Sonra balkona doğru adımlayıp bir dal sigara yaktım.

BUZUL PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin