3. MAÇ

25 6 7
                                    




Senin kaderin benimki ile çakıştı güzelim. Eğer Medusa'ya verirsem ipleri, hiç düşünmeden keser. Güneş'e verirsem, sana güvenir. Hem de kendinden çok. Ortan yok mu? Ansızın kurtarıcı ve ölüm meleği oldun. Açıkla bana, hayatımı neden daha da karmaşık hale getiriyorsun?








Bana bakıyordu, siyahın vücut bulmuş hali. Kim olduğumu, hayır gerçek beni sordu.

Kimsin sen?

Seni buraya kim getirdi?

Hayat ansızın değişirdi. Büyük dönüm noktası olacak zamanlar vardır, evrenin muhteşem noktaları. Benim ilk dönüm noktam Halit Acarla karşılaştığım geceydi. Onun sayesinde Medusa oldum. Bu iyi bir şeydi beni saklıyordu, benliğimi. Saklanmak ve kaçmak. Neden aynı şey gibi hissettiriyordu. ben dönüm noktalarımdan kaçıyordum, saklanıyordum. Aynı o yağmurlu gecede babamın ayak seslerinden korkup saklanacak yer aramam gibi.

Bulamamıştım, ondan kaçıp saklanamamıştım. Bir umut engelledi. Onun bana sevgisi, o da yalan çıktı. Aldatıcı bir sevgi, en korktuğum şeydi.

Emin misin?

Odaklandığım yerden onun varlığı beni çıkarmıştı. Bana kimliğimi sormuştu, Güneş'imi sormuştu. Anında buz kestim.

"Gözlerin gibi vücudunda buz kesti Medusa, niye?" sorularının ardı kesilmiyordu. O konuşuyordu ben ise susuyordum. Eskiden çok konuşurdum, ailemle dostlarımla. Hepsi bu huyumu çok severdi. Ben bile severdim.

Artık değil.

"Sen niye bu kadar siyahsın ve her yeri yıkıp geçecek gözlere sahipsin?" alaylı modumdan çıkıp ciddi halime yani her zamanki halime döndüm.

"Önemli olan ne için yıktığım." gözleriyle aynı olan saçı gözünün önüne düştü. Uzun parmaklarıyla elini saçının içinden geçirip eski halini almasını sağladı.

"Hayır, önemli olan neden değil, niyedir. Seni kim bu hale getirdiği önemli. Kendine bak siyahların prensi, seni ne bu hale getirdi?" sorumla sessizliğe büründü, susması rahatsız etmişti. Karşımdaki adamı tanımıyordum, o da aynı şekilde.

Tanımasından korkuyor musun?

Kimse bizi tanıyamaz.

Neden?

Sonumuz ölüm olur.

Zaten ölüm değil miyiz?

Kokuyoruz, ama daha çürümedik.

"Cevabı biliyor musun, kendin için?" sorusu keskindi, netti.

Net biri, dikkatli ol.

Haklıydı bu heriften ne geleceğini bilemeyiz.

Soğuk bakışlarımdan bir şey anlaması imkansızdı, deniyordu görebiliyordum. Onun bana gösterdiği kadarını. "Bilsem sana söylememi mi isterdin?" bana doğru adım attı. Yakınımdaydı keskin sigara kokusu üstüne sinmişti. Nefes aldıkça içim yanıyordu. Aramızdaki tuhaf konuşmayı kesen bir telefon sesi olmuştu. O telefona odaklamışken saniyelik bir hızla merdivenlere yöneldim.

Arkama bakma hissiyle durmak istedim ama yapmadım. Eğer bakıyorsa gözlerimi asla çekmem.

Bak arkana Güneş.

Baktım. Gözlerimiz değmedi. Çünkü ben kaçtım, o ise arkamda kaldı. Ama orada olduğumu hissetmiş gibi en azından oradaymışım gibi bir cümle kurdu.

BUZUL PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin