13. bölüm

2K 228 66
                                    

yorum istiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yorum istiyorum.. miyav..

"Çalışmalar nasıl gidiyor Faruk?" diye sordum oturduğum bankta biraz daha yayılarak. "Matematik hariç iyi hocam," diyerek güldüğünde kaşlarımı çattım.

"Neyi varmış matematiğin?"

"Sizin verdiğiniz kitaplar mı zor yoksa ben mi malım bilmiyorum," diyerek ensesini sıktı. Bütün okul hayatı boyunca yatıp son yıl çalışmaya başlayanların en büyük derdi buydu. Hafifçe tebessüm ettiğinde "Yapamadığın soruları getir, çözeriz." dedim.

Verdiğim kitaplar orta seviyeydi. "Yaptığımız çalışma programına uyuyorsun yani?" Tek kaşımı kaldırdığımda ciddiyetle başını sallamıştı. Çocuklarla ilgilenmek ve onlara bir şeyler öğretmek her zaman ilgimi çekip beni cezbetmişti. Para getiren bir meslek olmasa da kutsallığı büyüktü.

"Birinci oturumun yarısından fazlasını bitirdim ama.. matematik netim iki buçuk." Bu haftanın deneme sonuçlarına bakma fırsatı bulamadığım için kimin ne yaptığını bilmiyordum.

Açıkçası okulumdaki çocukların net ortalamaları idare ederdi. Her gün yığınla soru getiriyorlardı bana. "Azmini gördüm, yapacağına da inancım tam."

Sanki bunu duymak ister gibi gözleri ışıldamıştı. İşte bir çocuğa güven duygusu aşılamak bu kadar kolaydı. Onu yapabileceğine inandırmak da. Her şey inanmakta ve disiplinde bitiyordu. "Hedef koydun mu kendine, ne olmak istiyorsun?"

"Ben.. hava harp istiyorum hocam." Ona gülümseyerek elimdeki çaydan bir yudum aldım. Bir zamanlar herkesin illaki hayali olmuş olan bir bölümdü. "Yakışır, tam sana göre."

Bir süre daha konuştuktan sonra arkadaşları geldiğinde onların yanına giderek beni yalnız bırakmıştı. Tam rahat bir nefes alacakken yanıma oturan Merih ile ona döndüm. "Nasılsın?"

"İyiyim," dedim başımı eğerek. Kalabalık bahçede her öğrenci, gruplara ayrılmış birbirileriyle konuşarak eğleniyorlardı. "Siz nasılsınız hocam?"

"Resmiyet ha?" Tebessüm ettiğinde kaşlarımı çattım. "Hiç yakışmadı." Bir süre boş boş gözlerini izlerken orada ne görmek istediğime karar veremedim.

Her zaman insanlarla aramda bir mesafe vardı ancak bunu ilk defa görmeyen, tanımadan üzerinden geçen kişi Merih olmuştu. Bu çok saf dışı bir hareketti. Bir yerden sonra rahatsız ediyordu.

"Bana okul ile ilgili bir şey söylemeyeceksen iletişimimiz olmasın." Sertçe, kelimelerin üzerine bastırarak konuşmuştum ki beni anlaması güç olmasın.

"Rahatsız mı oluyorsun benden?" Koyu kahve gözlerinde ufak bir kırılma görmüştüm. Gözlerinin içinin kanlandığını da şimdi fark ediyordum. Tren üzerine çarpmış da geçmiş gibiydi hali.

her veda sarılmayı hak eder | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin