Yusuf Karayel,
Gözlerim uykusuzluktan yansa da telefona bakma isteğimi durduramamıştım. Güzel bir tatil köyü bulmuştum ve kış gelmeden Arslan ile tatile çıkmak istiyordum. Hızlıca fiyatlarına ve yorumlarına baktıktan sonra alternatifleri hoşuma gitmişti.
Deniz kenarında tek katlı evlerden oluşmuş büyük bir alandı ve evler arasında da bayağı mesafe vardı. Yani rahat olabilirdik.
Dizime başını yaslamış uyuklayan Arslan'ı dürtüp telefonu ona uzattım. "Sence nasıl? Merak etme dolandırıcı değiller."
Arslan'ın bir huyu varsa o da böyle sitelere hep dolandırıcı gözüyle bakmasıydı. "Tatile mi gideceğiz," dedi tek gözünü açıp ekrana bakarken. "Güzelmiş bebeğim. Türkiye'de mi?"
"Evet," dedim gülümseyerek. "Uzun zamandır gitmek istiyorduk," diye de ekledim.
"Gideriz, sen bana at ben her şeyi hallederim." dediğinde dizimdeki başının üstüne dudaklarımı bastırdım.
"Öyle tek öpücükle geri çekilmek oldu mu?" Yüzündeki hin gülümseme ile sırıtmıştım. Başını yavaşça koltuğa bırakıp altına bir yastık koydum.
"Hmm," diye mırıldanarak uzanan bedeninin üstüne çıkıp oturduğumda bedenini kıvrandırmak için kendimi erkekliğine bastırdım.
"Gülüm," dedi dudağını dişleyerek. "Çok özledim." Yüzünde oluşan ifadeden bunu anlayabiliyordum zaten. Başımı salladığımda uzanıp dudaklarını öptüm. Kısa bir öpücük olacağını düşünürken onun ensemi kavrayıp geri çekilmemi engellemesiyle ne istediğini anlamıştım.
Yoğun bir şekilde dudaklarımı sömürürken ona karşılık veriyordum. Bir elim kasıklarında dolanıyor diğer elim ise boğazını kavramıştı. "Şu an o kadar seksi gözüküyorsun ki.."
Ağzımdan çıkanlarla kendini bana doğru itti. Dudağımı dişlemesiyle hissettiğim acı ve zevk karışımı inlememe sebep oldu.
Elini kalçama atıp sıktığında uzun zamandır yapmadığı için canım acımıştı. Boynuna yönelip ıslak öpücüklerimi her yere bıraktım.
"Sen böyle yaptıkça dayanamıyorum sana." Homurdanışları eşliğinde öptüğüm yerleri ısırırken elim tişörtünün eteklerine gitmiş, geri çekilerek bir çırpıda başından çıkarmıştım.
Yere attığım tişörtten sonra elimi göğüslerinde gezdirip koyu meme ucunu ağzıma aldım. Islaklığımı her yerine bulaştırırken emmeye başlamıştım.
"Ah, Yusuf!" Sertçe ısırıp aşağı doğru inerken her yerini öpücüklere boğdum. Ağzım onun vücuduyla ilgilenirken elim kumaş pantolonunun düğmesini açmış, fermuarını indiriyordu.
Bir elimi sıcacık kasıklarına götürüp yavaşça boxerının içinden penisine ulaştım. Vücut ısısı anında değişmişti. "Bebeğim.."
Evde kimse olmadığı için çok rahattık. Yıllar evvel bu evin her yerinde izimiz vardı. Nereye baksam onu görür oluyordum ve bu bana acı veriyordu. Dokunmak, hissetmek istediğim adam şimdi tam karşımda kendini bana teslim etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
her veda sarılmayı hak eder | bxb
Teen Fiction"ama sen veda bile etmedin, sarılmak maziye kaldı." Matematik öğretmeni Yusuf'un, kanser hastalığına yakalandığını öğrendikten sonra hayatı kökünden değişir. Çevresindekileri kendinden uzaklaştırmaya çalışırken işler daha da karmaşık bir hâl alacakt...