V

735 76 65
                                        

Her saat başı uyanan Wonwoo, en sonunda birkaç saat kesintisiz bir şekilde uyudu. Oda sıcaktı ancak Wonwoo çok üşüyordu. Sonunda titreyerek uyandığında suratını buruşturdu ve yavaşça gözlerini açtı.

Gözlerini açar açmaz gördüğü kişiyle sanki mümkünmüş gibi suratı daha da buruştu. Sabah sabah görmek istediği son kişiyi istemediğin ot burnunda bitermiş misali görmek gerçekten de hoş değildi.

"Sonunda uyanabildin demek prenses?"

Ahhh, o ve onun lanet olasıca alaycı ses tonu... Wonwoo hangisinden daha fazla nefret ettiğinden emin değildi. Suratını buruşturdu ve sağ eliyle şişmiş gözlerini ovuşturdu. Hâlâ uykuluydu ancak elini yüzünü yıkarsa biraz da bahçeyi turlarsa bu durum hemen geçerdi. Kesinlikle biraz temiz hava iyi gelirdi, belki biraz da banyo eder rahatlardı.

Mingyu oturduğu yerde gerindi, yavaşça karnını ovuşturdu. "Açım, bir an önce bana bir şeyler hazırla."

Wonwoo ona ters bir cevap vererek onu onurlandırma zahmetine girmedi, Mingyu'nun sinir bozucu halini görmezden geldi. Dün gece hangi cehennemde hangi orospuyla vakit geçirdiyse oldukça acıkmış olmalıydı. Bir de ona yiyecek bir şeyler mi hazırlayacaktı, aklını kaçırmış olmalıydı.

Wonwoo dün gece yattığı -Mingyu'ya ait olan yatağı- topladı. Mingyu ne derse desin bu yatak aynı şekilde Wonwoo'nundu.

Dün geceki muameleyi asla hak etmemişti, sadece onu reddetmeyip, bedenine dokunmamakla kalmayan alfa bir de geceyi başka bir orospunun koynunda geçirdiği yetmiyormuş gibi her şeye de karışamazdı.

Wonwoo, Mingyu'nun üzerinden bariz bir seks kokusu almadı, muhtemelen yıkanıp gelmiş olmalıydı. İçinde bir şeylerin yandığını hissederken yastığı kabarttı. Bu tarifsiz acı ciğerini yakıyordu, soluk alışverişlerini zorlaştırıyordu. Kendisini ne biçim bir duruma sokmuştu böyle? Mingyu'ya yara izi yüzünden dediği şeyler hoş değildi, ve alfaya attığı o tiksinme dolu bakışlar da doğru bir davranış değildi ancak bunu hak etmemişti. Hak ettiği şey bu değildi, bunu biliyordu, bu insanca bir durum değildi, bu bir insanın onurunu tamamen yok etmek için oynanan bir intikam oyunuydu.

Sırf en başta reddedilen taraf Mingyu olduğu için, Wonwoo'ya bu denli zorbalık yapması doğru değildi, defalarca insanların içinde onu küçük düşürmüştü. Wonwoo hiç kendisi adına bu kadar utandığını hatırlamıyordu.

"Sana bir şey dedim, duymuyor musun?" Wonwoo aniden bileğinden çekilince irkildi. Ters bakışlarını Mingyu'ya doğrulttu. Bileğini ondan kurtardı ve yavaşça ovuşturdu.

"Bana kahvaltı hazırla omega!"

Wonwoo dişlerini sıkıp, "Dün geceni hangi orospuyla geçirdiysen ondan sana bir kahvaltı hazırlamasını isteyebilirdin," diye tısladı.

"Ne o, kıskandın mı?"diye sordu Mingyu, sesindeki alaycı ton duyulmayacak gibi değildi.

Wonwoo alaycı bir şekilde güldü. "Tam olarak neyi kıskanmalıyım, bir süre sonra içki masasında alay edeceğiniz ucuz bir fahişeyi mi yoksa ucube bir canavar olan sevgili kocamı mı?"

Mingyu dişlerini sıkıp sıkılı dişlerinin arasından homurdandı. "Benimle konuşurken o lanet olasıca sivri diline dikkat et."

"Dikkat etmezsem ne yaparsın sevgili kocacığım?"

Wonwoo'nun alaycı sesi ile canı sıkılan Mingyu suratını buruşturdu. "Daha ilk günden dırdır eden bir omega, eve daha geç gelmeliydim." Kafasını iki yana sallayıp son anda aklına çok mühim bir mesele gelmiş gibi gözlerini Wonwoo'ya dikti. "Ha bu arada abinler sabah erkenden yola çıktılar." Sanki öylesine boş bir şey söylüyormuş gibiydi, surat ifadesi dümdüzdü, tek bir mimik bile oynamadı.

The Beast/ Meanie [Omegverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin