Tatil kadar sıkıcı bir şey yok. Tabi, benim tatillerim daha çok çalışmaktan ibaret olduğu için belki de bunu düşünmem normal ama sanırım çalışmadığım zamanları sevmiyorum.
Geçen seneye kadar hep boş zamanlarımı hiçbir şey yapmayarak geçirdiğimi düşünürdüm. Ancak biraz düşününce bunun öyle olmadığını fark ettim.
Boş günlerde genellikle beş veya altı saat çalışıyorum. Bunun dışında karalamalar yapıyor, kitap okuyorum. Şimdi birisi gelip bana kitap okurken ne yapıyorsun derse ben ona hiçbir şey yapmıyorum derdim. Ancak fark ettim ki bu karşımdaki kişinin gözünde kendimi düşürmekten başka bir şey değilmiş.
Böyle dediğime bakmayın, her ne kadar bu şekilde düşünüyor olsam da yine birisi bana kitap okurken ne yapıyorsun diye sorarsa hiçbir şey yapmıyorum derdim. Çünkü ben düşüncelerini yazıda bırakan türden bir insanım sanırım.
Gerçekte ne düşündüğümü yazarken fark ediyorum. Ancak okurken veya başka herhangi bir şeyi yaparken, yazarken aklıma gelen düşünceler aklımın ucundan bile geçmez. Bundan nefret ediyorum. Bir insan neden sadece yazarken gerçekte olan kişiliğini gösterir ki?
Yani şimdi beni tanısanız bu bölümde yaptığım konuşmayı durduk yere yapacak türden bir insan olmadığımı bilirsiniz. Daha çok kendi kendime bu şekilde konuşurum. Ancak yazarken zihnimin tam tersi yönünün aktif olduğunun farkına varıyorum. Benim gibi birisi ile mesajlaşmak ve konuşmak aynı şey değil.
Benim gibi birisi de dediğime bakmayın. Sadece kendimden örnek veriyorum. Benim gibi birçok insan demek daha mantıklı olurdu sanırım.
Normalde söylemeyeceğimiz sözleri, aklımıza gelmeyen sözleri kağıda aktarabiliyor olmamız çok garip degil mi?
İnsan beyninin işleyişine hayranım. Bir şeyi okurken veya yazarken düşündüğümüz düşünceleri birkaç dakika, hatta birkaç saniye sonra unutsak ta o yazıyı yeniden açıp okuduğumuzda 'bunu en son okuduğumda şöyle düşünmüştüm' diyebiliyoruz. Ancak o yazıyı açıp yeniden okumadığımız zaman ben şunu okurken neyi düşünmüştüm diye düşünürsek bu düşüncenin aklımıza gelmesi için çok daha fazla çaba harcamalıyız. Belki de o düşünce, o yazıya aittir. Yazının düşüncesi diyebiliriz. Öyle bir düşünceyi bize sadece o yazı verebilir.
Az önce Montaigne'in Denemeler kitabını okuyordum ve işim çıktığı için sayfanın yarısında bırakmak zorunda kaldım. Bu kitap roman veya olay anlatan bir kitap değil -en azından benim okuduğum kısmı değil- sadece denemeler. Ayracım yoktu ve nerede kaldığımı bilmiyordum. Bir roman okuduğumuzda 'en son şu olay olmuştu' diyebiliyoruz. Ancak yazarın kendi düşüncelerini anlattığı bir kitapta bunu demek mümkün değil. Çünkü yazar konudan konuya atlıyor ve bu konularda nelerden bahsettiğini hatırlasak da ilk once hangi konudan, en son hangi konudan bahsettiğini hatırlamıyoruz. Ancak kitabı yeniden elime alıp açtığım anda daha yazılara bakmadan nerede kaldığımı hatırlayabilirim. Belki de bu olay bilinçaltının gizemlerinden birisidir.
Bir yıl öncesine kadar düşüncelerini kağıda aktarmak gibi bir şeyin gerçekliğine inanmıyordum. Adam arkadaşına yalan söylüyor, pişman oluyor, nasıl özür dileyeceğini bilemiyor, arkadaşına mektup yazıyor. Sözde bu şekilde daha içten ve rahat bir şekilde özür dileyebilecekmiş.
Bunu yazarken fark ettim de, sözde falan değilmiş.
Benim iç konuşmam aynı bu şekilde. Her şeyin içindeki anlamı kavramaya çalışan türden birisiyim ben. Bir şeyi gerçekten nedensiz yere yapmam zordur. Anlamı olmayan şeyin değeri yoktur. Ancak dışarıdan benimle konuşan bir kişi böyle düşündüğümün farkına varmaz. Ama yazılarımı okuyan sizler benim bu şekilde düşündüğümü biliyorsunuz. Birisi gelip bana nasıl birisi olduğumu sorarsa size bahsettiğim gibi düşünce tarzımdan değil, hoşlandığım şeylerden, kişiliğimden, hobilerimden bahsederdim çünkü benim beynim burada yazdığım düşünce tarzı meselesinin sadece yazıda kalmasına izin veriyor. Birisine sesimi kullanarak söylemek istesem de bunu yapamam. Yapmama izin yok.
Ve anlayacağınız üzere canım aşırı sıkıldı ve boş durmak pek hoş bir şey değil. Bu yüzden burada boş yapıyorum. Bu kitabın asıl amacı zaten bu. Çok bencilce, değil mi? Bunları okumanın size hiçbir yararı olmayacak. Bu yüzden,
Gidebilirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş yapma kitabı???
FanfictionKitaba başlayalı neredeyse bir yıl oldu ve hikaye açıklamasını değiştirme gereği duydum. Önceki açıklama, başlık ile birlikte bu kitabın dalgasına yazılmış olduğunu fazlası ile ifade ediyordu. Öyleydi zaten. Dalga amaçlı başladım bu hikayeye. İlk bö...