Bölüm III

171 22 43
                                    

Yıldızı parlattınız mı?

Tamamsanız bölüme geçebilirsiniz 😇🙏✨

Evimizin az ilerisindeki eski parka varana değin koşturmuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evimizin az ilerisindeki eski parka varana değin koşturmuştum. Mahallelinin; yarı ilgi, çokça şaşkınlık taşıyan bakışları... evet, kabul etmeliyim ki bu bana bile fazlaydı. Yine de onlara hak veriyorum, diye düşündüm, sokak lambasının yanından geçerken. Sabahın köründe ortalıkta dolanan kızıl bir fırtınaya kim olsa bakardı.

Kendime karşı aşırı insafsızdım: mola vermeden koşmak beni bitirmişti. Bunun için geçerli bir sebebim vardı tabii ki, gecikirsem kovulacaktım. Böyle bir şey bizim için felâket demek.

Az ileride gördüğüm üzeri kuru yapraklarla örtülü banka yerleşmiştim. Sararmış ağaçlar, yosun bağlamış çeşme, hatta çürümeye yüz tutan ahşap köprü... hepsi orada idi. Önceden dekore edilmiş kasvetli bir tiyatro sahnesinin içerisindeydim sanki. 

Bir yandan nostaljik hatıralar gerçekliğimin sahiline vururken, beri yandan yüzlerini bile hatırlamadığım sahipsiz sesler kulaklarımda peyda oluyordu. Bana çocukluğumu, burada geçirdiğim zamanları hatırlatıyorlardı.

Arada bir gelirdik bu parka. O zamanlar bir sokak üstteki -şimdiye göre epey bakımlı- bir apartman dairesinde oturmaktaydık. Gerçekten hoş bir evimiz vardı. Bej salonun incisi taba rengi oturma grupları ağırlardı geleni gideni. Bir köşesinde annemin ördüğü gri yamalı TV battaniyesi durur yanında ise pencere kenarına sıralanmış kaktüsler boy gösterirdi. 

Özellikle pelüş halının üzerinde çapraz duran cam sehpayı çok severdim. Hem modern hem şıktı. Ayrıca ev ödevlerimi orada yapar, akşamları film izlerken ayaklarımı filan uzatırdım. Askılığın yanındaki anahtarlığın içine bozukluklar bırakan babam, her sabah ekmek almaya gitmeden önce oraya uğrardı. Hemen girişe sıralanmış iri yapraklı -Areka palmiyesi olduklarını büyüyünce öğrendim- bitkiler renklendirirdi holü ve gelip giderken saçlarıma dokunurlardı.

Okul çıkışlarını iple çekenlerdendim ben. Eve döner dönmez kapının ardında yükseldiğini hayal ettiğim kokuların hangi yemeğe ait olduğunu tahmin etmeye çalışırdım. Beni karşılayan annem, mutfak önlüğüne ellerini silerken ona sarılırdım. O da poğaça yanaklarımı -ki hala öyleler- öper, yemeklerin altı tutmasın diye göründüğü gibi kaybolurdu. 

Şimdi ki hayatım eski ben ile kesin bir zıtlık içerisinde, diye düşündüm, ayağımın altındaki kuru yaprakları iteklerken. On altısında tatlı baharı yaşayan o olurken; yirmi dört yaşına basan ben, tüm zorluklara göğüs geren kişi olarak seçilmiştim. 

O zamanlar; gününün geri kalanını yatağında uzanarak Coldplay dinleyen liseli Sedef'i kıskanacağım söyleselerdi, önce ciddi olup olmadıklarını sorar sonra da müsait bir yerimle gülerdim.

Annemin yürüyebildiği zamanlara ait anıları hatırlamak içimi acıtmıştı. Kendimden kaçamadığım ne varsa burada, etrafımdaydı şimdi. Parka geliş sebebimiz, diye fısıldadım, az ilerdeki salıncaklara bakarken. 

TARÇIN KOKULU MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin