Hyunlixli bölüüüüüüm
Nerden çıktı bu?
✨içimden geldı✨Neyse hadi başlayak
Oy ve yorum yapmayı unutmayın
Hyunjin'in ağzından
Bir süre elimden tutarak beni yürütmüştü daha sonra elimi bırakmış ve yan yana yürümeye başlamıştık eve doğru
Niye bıraktın elimi?
Tutsana olm ne güzel işte aa
Düşünürken "yanlışlıkla" elim Felix'in eline değmişti.
Ama hissetmemiş miydi? Tepki vermedi hiç. Tam tekrar elim yanlışlıkla değecekken elim sıkıca kavranmıştı.
Şaşkınlıkla elime bakarken Felix ise hiç bir şey yokmuş gibi etrafa bakınıyordu.
İkimizden de ses çıkmıyordu. Öyle ki etraftan geçen tek tük araba ve insan sesleri olmasa sadece ikimizin olduğu bir dünyadaymışız gibiydi.
Minik eli avucumun içinde kayboluyordu resmen. Bu küçük ve narin el hep benim elimi tutsun istedim. Başkalarına değmesin. Sıcaklığını sadece ben hissedeyim istedim
Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki evlerine geldiğimizi fark etmemiştim
Felix anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik. Daha önce ödev için gelmiştim. Bu yüzden evi az çok biliyordum.
Felix karnımın aç olup olmadığını sordu ben de acıkmadığını söyledim. Bir kaç saat durucaktım zaten
Odasına doğru giderken ben de akşama kadar ne yapsak diye düşünüyordum.
Aslında sadece durup onu izleyebilirdim bile. Günlerce aylarca bile sıkılmazdım o güzel yüzü izlemekten.
Odasındaki küçük masanın yanına geçtik ve çantalarımızı kenara bıraktık.
F: ee ne yapmak istersin
Dudaklarına yapışmak isterim.
Tabi öyle söyleyemezdimH: fark etmez bir şeyler yapalım işte
F: televizyonu açıyorum o zaman aklımıza bir şey gelirse yaparız
Başımla onayladığımda odadaki televizyonu açtı. Biz de yatağına oturup izlemeye başladık
Şu anda Felixin yatağında oturuyordum ve o da hemen yanımdaydı.
Bir süre hiç konuşmadık ama sonrasında aniden Felix bana doğru döndü.
F: Hyunjin sana bir şey söylemem gerekiyor.
Ciddiyetle konuştuğu için biraz endişelenmiştim. Oturuşumu düzelttim ve dinlediğim anlamında başımı salladım
F: bunu söylemeyi bir süredir düşünüyordum ama hiç düzgün bir an bulamadım.
Ne söyleyeceğini merakla dinlerken Derince bir nefes aldı.
Yaptığı ani hareketle sırtımı yatakta Felix'i ise kucağımda buldum.
Ne olduğunu anlayamamıştım ki Felix konuşmasına devam etti.
F: senden çok hoşlanıyorum Hyunjin. Her şeyim ve her anım senin olsun istiyorum
Saçını kulağının arkasına sıkıştırdı ve üzerime doğru eğildi.
Beni sertçe öpmeye başladığında hala şoktan kurtulamamıştım. Kendime gelmeye çalışmış ve karşılık vermiştim
ŞU ANDA O PEMBE DUDAKLAR BENİM DUDAKLARIMDAYDI
Elim beline gittiğinde kendini bana doğru bastırdı.
Biraz daha devam ederse hiç iyi şeyler olmayacaktı bu yüzden aniden dudağından çekilmiş ve konuşmaya çalışmıştım.
H: Felix-
Kucağımdaki his ve nefessiz kalmam sebebiyle sadece adını söyleyebilmiştim.
Felix ise hızlıca kucağından kalkmış ve bana bakmadan konuşmaya başlamıştı
F: ben özür dilerim-
Benimle kaldığın için de teşekkürler...Bunu söylemiş odadan dışarı çıkmıştı. Ben ise yatakta ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Jisung'un ağzından
Eve girmiş ve odamda oturuyorduk. Annem bizi karşılamış ve yemek saatine kadar odama göndermişti.
Karşılıklı oturmuş Minho'yla konuşuyorduk.
M: gelmese miydim ya?
J: ney
M: ben gideyim Ya işim çıktı derim Ya da bayılsam?
J: Hyung ne diyon
M: ya sabah bişi yoktu ama gelince bi garip oldum
J: niye ki..
M: annenle tanışçam çok heyecanlandım
Dediği şeye gülmeye başlamıştım. Sabahtan beri kıvranışı o yüzden miydi
M: gülme be
Dayanamayıp daha fazla gülmeye başlamıştım. O ise üzerime çullanmıştı
Sırtım yatakla buluşunca gülmeyi bırakıp yüzüne baktım. O ise aniden beni gıdıklamaya başladı.
M: al bakalım bol bol gül
Yerimde kıvrana kıvrana kahkaha atıyordum.
J: Aa- dur ye-terr
Gülmekten konuşamıyordum bile.
En sonunda beni gıdıklamaya bırakmıştı ben de nefeslenmiştim.
Yatakta yatmış Yunan tanrısı kılıklı herifi izliyordum. Niye bu kadar yakışıklıydı ki?
M: niye öyle bakıyorsun
Eğilip yanağımdan öptü
J: hiç sadece çok yakışıklısın. Niye bu kadar yakışıklısın sen? Başkaları bakarsa nolcak
Omuz silkip konuştu
M: baksınlar bana ne sonuçta ben sadece sana bakıyorum
Gözlerinden çekemiyordum bakışlarımı. O kadar güzel bakıyordu ki. Sanki galaksiler saklamıştı gözlerine. Ve o galaksiler içine çekiyordu beni. Galaksilerinde kayboluyordum
Bir süre sarmaş dolaş odamda takıldık. Ardından akşam yemeği için aşağıya indik.
Hem yemek yiyor hem de Minhonun annemin soruları karşısında kıvranışına gülüyordum.
En sonunda yemek bitmiş annem sorularını kesmiş ve salonda oturmaya başlamıştık.
Saat biraz geç olduğu için Minho'nun gitmesi gerekiyordu.
Onu yolcularla için ben de onunla çıktım dışarı. Çantasını ve montunu aldı ve dışarı çıktı ben de peşinden geldim
J: hava karardı dikkatli git
Tek eliyle belime sarılıp küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma
M: merak etme sen de içeri geç üşümeden hadi
Güle güle diyip içeriye girdim. Annemin yanına gittiğimde bana gülümsedi
A: sana çok değer veriyor Jisung onu şakın kaybetme
O akşam benim için çok güzeldi ve gece kalbim sıcacık uyudum
Tam 700 yeeey kxnekd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sal Beni Yiğidim
FanfictionÜst sınıfı olan Minho bir türlü Jisung'u rahat bırakmıyordu. İlk başta bundan şikayetçi olan Jis zamanla Minhoyu yanında istemeye başladı Peki Jisung istemeye başladığında Minho yanında kalmaya devam edicek mi Angst değildir*